" Gözlerimi açtığımda babaannemin evinde babamın yanında uyurken buluyorum kendimi. Her şey çocukluğumdaki gibi. Sabah kalktığımda babaannemlerde olma huzuru içimde hala. Babamın güvenli yanından kalkıyorum, babaannem mutfakta olmalı bize kahvaltı hazırlıyor her zaman ki gibi. Zil çalar az sonra dedem ellerinde bisküvi poşetleriyle gelir eve. Kahvaltıdan sonra mutlu olalım diye. Babaannem bana doğru yaklaşıyor, içten sevgisiyle yanaklarımı sıkmak üzere eğiliyor bana doğru. Neden eğiliyor ? Boyum ondan kısa değil ki. Bu işte bir terslik var sanırım. Babaannemden sıyrılıp salona doğru yol alıyorum. Kapı çalıyor ve babaannem bir çırpıda açıyor kapıyı. Gelen dedem, onu görmek için hızlıca koşuyorum kapıya doğru. Elinde poşetlerle "uyandın mı dedoo!" diyerek usulca yaklaşıyor yanıma. Her şey o kadar güzel ki, sanki çocuğum ve bir hafta sonu babaannemlere kalmaya gitmişiz huzuru var içimde. O kadar tarifsiz bir şey ki bu çocukluk, hayatta ne yaşarsanız yaşayın çocukluğunuzdaki huzuru her daim özlersiniz. Ve aradığınız tek şey de o anlar olur. Sonradan fark ediyorum bir rüyanın içerisinde olduğumu. O güzel rüyanın son kısmı babaannemle dedemin bana sarılması. O kadar gerçekti ki uyanmak istemedim. Uyandığımda tek hissettiğim şey özlemdi. Sanırım ben büyümek istemiyorum. Çocukluğum peşimi bırakmıyor. Bıraksın da istemiyorum. Dedemi unutmak istemiyorum, ben büyürken sevdiklerimi kaybetmek istemiyorum. Benim sorunum büyümekle. Büyümek istemiyorum. Bir ilacı bir iksiri yok mudur bunun ?
Zorla bir şeyler yemeye çalışıyorum. Kimsenin bana ne olduğundan haberi yok. Bugün işe de gitmeyeceğim. Tekrar uyusam rüyamda kaldığım yerden devam edebilir miyim ? Bir kez daha sarılmak istiyorum dedeme. Çocukluğumdaki huzuru tatmak istiyorum son kez. Deniyorum uyumayı. Sağa dönüyorum sola dönüyorum olmuyor. Uyuyamıyorum. Daha fazla dayanamayacağım. Üstüme başıma bir şeyler geçirip atıyorum kendimi dışarı. Ayşe'nin kapısına dayanıyorum. Leman teyze açıyor kapıyı.
- Leyla hoş geldin yavrum Ayşe uyuyor geç istersen bahçeye ben çağırırım onu iner şimdi
- Uyuyorsa kalsın Leman teyze dokunma şimdi ben akşam uğrarım tekrar hadi görüşürüz.
- Leyla, iyi misin kızım ?
- İyiyim Leman teyze merak etme diyerek koyuluyorum yola. Nereye gideceğimi bilmeden.
Sahile inmeye karar veriyorum, yarı yoldan yolumu değiştirip sahile giden yola sapıyorum. Birazdan deniz gözükür. Birazdan kendime gelirim. Özlemim hep içimde, çocukluk anılarım hep beynimde kalacak. Yürüyorum, insanların içine karışıyorum yavaş yavaş. Ben yürüdükçe insan sesleri çoğalıyor. Rüyamın etkisinden yavaşça kurtuluyorum galiba. Normal hayatıma dönüyorum. Dedemi çok özlüyorum. Çocukluğumu çok özlüyorum. Ağlamayacağım. Biraz daha yürürsem kendime geleceğim. Hızımı almış yürürken arkamdaki sesle bir anda nerede olduğumu ne yaptığımın farkına vardım.
- Leyla hanımm! Nereye böyle ?
Oydu yine. Mecnun'un sesiydi bu ses. Bir anda durdum.
- Merhaba Mecnun bey bende yürüyüşe çıkmıştım. Hızımı alamamışım kusura bakmayın görmedim sizi.
- Sorun değil ama siz iyi misiniz ? Terliklerinizle çıkmışsınız acil bir işiniz mi vardı acaba yürüyüşten önce ?
Terliklerim mi ? Bir anda kendimi kontrol ettim. En azından üstüme bir şey almayı akıl etmişim.
- Aa! evet önce arkadaşıma uğradım hemen yan tarafımızda oturuyorlardı. Oraya terlikle gitmiştim, kalmış ayağımda. Dedim ya hızımı alamadım.
- Anladım Leyla hanım. Eğer işiniz yoksa bizim yanımıza gelir misiniz ? Hem Sevgi de mutlu olur. Bugün onunla birlikte sahilde dolaşmaya çıkmıştık.
- Çok iyi yapmışsınız. Gelirim tabi, bugün işe gitmeyeceğim kendime izin verdim.
Sevgiyi görmek iyi gelecek sanırım bana. Kocaman sarılmak istiyorum ona. Çocukluğuma sarılır gibi ona sarılmak istiyorum. Sahil kenarındaki çimenlerdeydi Sevgi. Hızlıca gittik yanına. Kocaman sarıldım, öptüm onu. Mecnun'un bakışlarındaki şaşkınlığı fark edebiliyorum. Daha dün hastanede görmüştüm Sevgiyi bu ne özlemdi diye düşünüyor galiba. Olsun, düşünsün. Kendimi çok daha iyi hissediyorum şimdi. 10 dakika sonra Sevgiyle oyuna dalmaya başlıyoruz. İlk önce saklambaç oynayıp çocukluğumu yakalamaya çalıyorum. Onu görünce hızlıca koşup yerime geliyorum. Hep ebe olan ben olmak istiyorum. Çünkü çocukluğumu yakalayabileceğimi biliyorum. Eğer o ebe olursa beni bir daha burada bulamaz ki.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz Sevgiyle. Gün batmaya yakın Mecnun bir elinde iki pamuk şeker diğer elinde bir sürü balonlarla bize doğru geliyor. Bizim yanımızda değil miydi bu adam ? Biz oynarken neredeydi ? Mecnun'un yokluğunu bile fark etmemişim. Yanımızdan usulca ayrılmış. Neyse ki kendisini çok özletmeden geldi. Acaba oda özlüyor mudur çocukluğunu ? Ben bunları düşünürken usulca yanımıza yanaştı ve oturdu. Aldığı pamuk şekerlerinden bir tanesi Sevgiye diğerini de bana uzattı. Teşekkür edebildim sadece gözlerinin içine bakarak. Sonra aldığı balonların yarısını Sevgiye yarısını bana verdi. Sevgiyle göz göze gelip kocaman gülümsedik. Gözlerimin içinin güldüğünü hissettim o an. Çocukluğumdaki huzuru az da olsa hissedebilme mutluluğuydu bu. Bir elimde balon bir elimde pamuk şeker, tarifsiz bir mutluluk.
Bir saat sonra ayrılıyorum yanlarından. Hızlı adımlarla evimin yolunu tutuyorum. Ayşe'yi görüyorum bizim evin kapısında.
- Kuzumm nerelerdeydin sen ?
- Sahile kadar indim Ayşe. Size geldim ama annen uyuduğunu söyledi bende rahatsız etmedim.
- Sabah erken kalkmıştım kahvaltı yaptıktan sonra da içim geçmiş biraz uyumuşum. Keşke bekleseydin beni de annem uyandırırdı beni kuzum.
- Olsun uykunu bölmene gerek yok. Gel bizim bahçede oturalım biraz sana anlatacaklarım var.
- Tamam kuzum bizim dış kapıyı kapatıp geliyorum.
- Ben içeri kadar gidiyorum sen geçersin bahçeye canım diyerek annemlerin yanına çıktım. İkisini de kocaman öptüm yanaklarından. Usulca bahçeye indim, Ayşe'nin yanında yerimi aldım. Başladım tüm olanları anlatmaya. Dedemi ne kadar çok özlediğimi anlattım ona. Bir de Mecnun'u.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ (TAMAMLANDI) #wattsy2019
Romance" Dilime Zeki Müren'in şarkısı dolanmıştı o akşam. 'Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak' O akşamdan sonra onu bana soranlara hep bu şarkıyı söyledim. " Leyla. " Yine bir yanlış anlaşılmanın kurbanı olmak istemiyorum. Bekle ben...