" TESELLİ "

40 1 0
                                    

" Rıza Hacıoğlu'nu öldürmekle suçlanan Mecnun Kahraman'a olay yerindeki tanığın ifadesine dayanarak ve Mecnun Kahraman'ın Rıza Hacıoğlu'yla daha önceden kavga edip onu tehdit ettiği bazı tanıkların ifadelerinde yer almaktadır. Buna dayanarak Mecnun Kahramana 6 yıl, daha önceden devletin aleyhine yazmış olduğu yazılara dayanarak da 3 ay, toplam 6 yıl 3 ay olmak üzere hapis cezası uygun görülmüştür. Rıza Hacıoğlu'nun ölümüne sebebiyet verdiği kanıtlandığı takdirde bu ceza süresi bir sonraki mahkemede uzayacaktır. "

Beni savunmakla görevli olan avukatıma döndüm.

- Tekrar söylüyorum, ben öldürmedim o adamı, gereğini siz yapın.

-  Elimizden geleni yapacağız Mecnun bey, merak etmeyin

Ellerim kelepçeli bir şekilde yürüyorum. İşlemediğim bir suçun cezasıyla birlikte çokta yabancı olmadığım bir yere gidiyorum. Adalet denilen şeyin beni her defasında es geçmesine şaşırmalı mıyım yoksa şaşırmamalı mıyım bilmiyorum. Onca çocuğa, kadına tecavüz eden insan dışı varlıklar sokaklarda ellerini kollarını sallayıp geziyorlar, ben ise işlemediğim bir suçun cezasını çekmek için hapishaneye doğru ilerliyorum. Eyy Adalet! Bizim ülkemize ne zaman uğrayacaksın ? Bana kalırsa hiç, ama olur da uğrarsan bir gün o günü görmek istiyorum. Düşündükçe kafamın ağırlaştığını hissediyorum. Nefes almaya çalıştıkça bir şeylerin üstüme üstüme geldiğini hissediyorum. Nefes alamıyorum. 

Ellerimde kelepçelerden kurtulduğumda kalacağım koğuşa gelmiştim. Bir çok suçlu kafasını çevirip bana doğru baktı. Elimde ne bir çantam vardı ne de yanımda getirdiğim bir eşyam. Sadece ceketimin cebinde kurumuş bir papatya dalı. Oydu tek eşyam. Öylece bakıyorum etrafa, alay eder gibi gülümsüyorum çünkü suçsuzum bunu biliyorum. Gülümseyerek bana ayrılan yatağıma geçiyorum.  Gardiyan gitmeden yarın avukatımla görüşmek istediğimi söylüyorum. Ceketimi çıkarıp yatağıma usulca oturuyorum. Kimseyle sohbet edesim yok, yatağıma uzanıp gözlerimi kapatıyorum.  Yorgunluktan mıdır yoksa yaşadığım hayal kırıklığından mıdır çabucak uykuya dalıveriyorum.

Sahilde buluyorum kendimi, denizin kokusunu içime çekerken buluyorum. Beş dakika sonra Leyla geliyor yanıma, çiçekli bir elbise giymiş nasıl da yakışmış tenine diyorum içimden.

- Hadi Mecnun, biraz daha gezelim diyor gülümseyerek. 

Tutuyorum ellerinden, sahil boyu el ele yürüyoruz. Nasıl özlemişim onu. Doyasıya geziyoruz sahilde. Sonra dinlenmek için çimenlere uzanıyoruz. Leyla yanı başımda öylece bakıyor bana. Saçlarını, gözlerini, gülüşünü görüyorum. Nefes aldığımı hissediyorum. Mutluluktan gözlerim doluyor sanırsam. Leyla'ya bakıyorum, o gülümsüyor. Ağlamak istiyorum ama boğazım düğümleniyor, gözyaşlarım olduğu yerde kalıyor.

- Mecnun Kahraman ! Mecnun Kahraman ! Avukatın geldii.

Gardiyanın boğuk sesiyle açıyorum gözlerimi. Etrafıma bakıyorum Leylayı görebilmek için ama yok. Sonradan anlıyorum her şeyin bir rüya olduğunu.

- Çabuk ol seni bekliyoruz burada diyor diğerinden hafif toplu olan gardiyan.

- Geliyorum deyip ceketimi geçiriyorum üzerime.

- Merhaba Mecnun bey, nasılsınız ? diyor avukatım.

- Benim suçlu olmadığımı kanıtlayın lütfen. O adamın öldürüldüğü gün ben sahil kenarına bile gitmedim. Sözüm olacaktı o gün. Sevdiğim kadını istemeye gidecektik.  Bakın Avukat bey size bir adres yazacağım kağıt ve kalem var mı yanınızda ?

- Çantamda var Mecnun bey, buyurun yazın.

- Bu adrese gidin.  Leyla Hanım'ı bulmanızı istiyorum.  Leyla benim sevdiğim kadın. O akşam olanları size o anlatacaktır. Onun ifadesi beni buradan çıkarmaya yeter mi bilmiyorum ama Leyla'ya ulaşmanız şart. Olan biteni bilmesi şart avukat bey. Bir de sizden ricam anneme burada olduğumu söylemeyin. Üzülmesini istemiyorum. Birkaç kağıt ve kalem rica edebilir miyim sizden ? Anneme iyi olduğumu beni merak etmemesi için mektup yazacağım. Dediklerimi unutmayın Avukat bey Leyla'ya ulaşmanız benim için çok önemli.

PERESTİŞ (TAMAMLANDI) #wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin