Selam. İlk defa burada bir şeyler yazacağım heyecanlandım. Herkes tarih istiyormuş ama siz başka bir şey bırakın da farkımız olsunşfkgşdkgdf
Fotoğraf: Defne Akay
......................................................................
"Defne kalk artık bir işe yara."
Mükemmel bir sabaha başlamanın altın kuralı işte buydu. Annem ve onun Cem Adrianla yarışacak oktavdaki sesi.
Ah Cem Adrian herkes gider mi? Uykum gidiyor da.
Uzaktan duyduğum sesle kafamı biraz daha yastığa bastırdım. Lütfen biraz daha uyku lütfen.
Annemin sesi büyük bir gürültüyle bana yaklaşırken o terliklerini en kısa zamanda yakacağımı not ettim.
O terlikler ortadan kaybolmalıydı.
"Defne dedim."
"Kızım kalksana öğlen oldu."
"Anne saat daha 8 kimi kandırıyorsun." yüzümü yastıktan kaldırıp yarı açık gözlerimle ona baktım.
"Ay kimi kandıracağım. Öğlen oldu Aysel teyzenler gelecek kalk alırım ayağımın altına dana gibi yatıyorsun günlerdir." ve bir kelime daha etmeden odamı terk etti.
Gerçi daha ne deseydi ki?
"Of anne of. Şansım olsa da bir ömür uyusam ya." Üstümdeki örtüyü ayaklarımla iterek yatağımda oturmaya başladım.
Karışmış kızıl saçlarımı biraz daha karıştırıp ayaklarımı soğuk zemine değdirdim. Oh hava sıcaktı bu iyi gelmişti.
Ben Defne. 20 yaşının ortalarında annesinin deyimiyle evde kalacak, babasının fanatik Beşiktaşlı kızı, kardeşinin baş belası, Akay ailesinin biricik üyesiyim.
Evimizin üç oda bir salon olmasından mütevellit odamda bir banyo yok. O yüzden sürünerek yataktan kalktım. Odamın karışmasına asla müsaade etmeyen annem sayesinde kapıyı takılmadan bulduğumda bizim ekmek arasının sesini duydum.
"Abla dur önce ben gireyim acelem var."
"Batu seni sinek gibi yapıştırırım o duvara kal orada. Önce ben gireceğim."
"Abla valla acelem var lütfen." gözlerimi kısıp kapıyla aramdaki mesafeyi hesapladım. Kahretsin o daha yakındı.
"Aaaa o gelen Şeyma değil mi ya?" aniden arkasını dönüp kapıya baktığında koşarak banyonun kapısını açtım.
"Defne! Anne bu kızın gerçek ailesi nerede oraya gönderin şunu ya."
"Ablanım ben senin sıpa." kapıya elimle vurup gittiğinden emin olunca işlerimi hallettim hızlıca. Yüzümü yıkayıp aynada kendime bakınca Batu'nun nasıl oldu da bu halimden etkilenmediğini düşündüm. Ben olsam korkardım yani.
Yüzüme hızlıca sabun maskelerinden yapıp saçlarımı taradım. Dişlerimi fırçalayıp çekmeceden zor bela bulduğum tel tokayla saçlarımı tutturdum. En son ıslak ellerimi şortuma silip kapıdan çıkacağım sırada içeri itilince çığlık atmak için açtım ağzımı.
Beyza elini ağzıma kapatıp "Sus sus." derken kaşlarımı çatmış iki kaşının ortasındaki sivilceye bakıyordum. Oha!
"Bu ne lan?"
"İki kaşın ortasındaki sivilce çıkınca biri seni seviyor oluyordu değil mi? İnşallah öyledir yoksa haftalardır cips bile yemiyorum bu ne cidden?"
"Beyza cidden birinin seni seveceğine inanarak mı sordun bunu?" kıkırdayıp çekmeceden pamuk ve kapatıcı çıkardım. Batu biraz daha bekleyecekti mecbur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O PRENS BURAYA GELECEK|Reklamlardan Sonra Devam Edecek|
Romanzi rosa / ChickLitKendinizi bir anda bir külkedisi masalının içinde bulsanız nasıl olurdu? Ups! Ağzı bozuk ve bir miktar gıcık bir külkedisi varsa tabi. Yoksa da artık var. O prens gelecek ve bu bir masala dönüşecek.