Selim şaşkınlıkla kaşlarını çattı. Anlaşılmaz gözlerle Murat'a baktı.
Murat yatağında doğruldu. Dirseklerini dizlerine dayadı.
"En önemlisi de ne biliyo musun kardeşim?"dedi.Selim sabırsızlıkla "Ne?"dedi.
"Oraya gittimde Ali İhsan abinin dosyasını gördüm. "
"Ocaktaki Ali İhasan abi?"dedi Selim şaşkınlıkla.
"Evet onun."
"Ee..."
"Bir şey var. Çok karışık bir şeyler var hemde. Ali İhsan'nın o adamla ne alakası var ki? Ali İhsan'nın idamına karar verecek olsa adam hapiste bile değil."
Derin nefes alıp pencerenin önüne gitti.
"Buldum!"dedi heyecanla.Selim yanına gitti. Anlamsızca kaşlarını çatarak
"Ne buldun?"dedi."Ali İhsan'la alakasını"
"Eee..."
"Ali İhsan abiyi ya Ülkü ocaklarına özellikle soktu. Ya ona göre bir planı var ya da..."dedi Murat. Aklına gelen şeyle durakladı.
Selim;
"Ya da...?"deyip devam etmesini istedi."Ya da onu öldürecek."
"Emin misin?"
"Eminim"
"Nasıl emin olabilirsin Murat?"dedi Selim.
Murat derin nefes alıp omuzlarını düşürdü. Sakin kalmaya çalışıyordu. Camı açıp yine derin bir nefes aldı. Tüm bu olanlara anlam veremiyordu. Ülke de iç tehdit kokusu hissediliyordu.
"Onun evine gittiğimde... bir dosya geldi. Dosyayı aldı. İncelerken gözleri çok değişik bakıyordu. Anlamsız, boş, çok değişik bakıyordu işte.""Bilemiyorum Murat. Söylediklerine ablam yükleyemiyorum."
"Cengiz Yaman, o kadar gizli sırlarla dolu, o kadar zalim ki Müjde'nin babası olmasına şaşırıyorum. Hatta ilk tanıştığımızda kızını özellikle, bir şekilde benimle arkadaş ettiğini düşünmüştüm."
"Saçmalıyorsun bence. Müjde'nin alakası olduğunu düşünmüyorum bu olanlarla. En masumu o burda."
Kasvetle nefesini dışarı bıraktı Murat.
"Zaten onun masum duruşu tüm bunları yalanlıyor."
Tekrar dışarı baktı. Soğuk havayı içine çekti.
"Adam çok karanlık. Tarif edilecek gibi değil. En önemlisi de kendini saklamayı o kadar iyi öğrenmiş ki..."○○○
Odasına kadar ulaşan yüksek sesleri duymasıyla hışımla gözlerini açtı Müjde. Ne olduğunu anlamlandıramadığı bu sesin babasına ait olduğunu anladı. Yataktan kalkıp sesin olduğu yöne doğru ilerledi. Salondan babasının sesi hareretli bir şekilde geliyordu. Salona girdi. Gözünü kaşıdı. Babası ev telefonunda birisiyle konuşuyordu. Sinirli gözüküyordu.
Bir kaç saniye sonra Cengiz bey sinirle telefonu kapattı.
"Lanet olsun!"dedi.Müjde kaşlarını çatarak baktığında babası onu farketti. Gülümseyerek Müjde'nin yanına gitti.
"Günaydın güzel kızım!"dedi."N'oluyor baba? Neden öyle sinirliydin?"dedi Gül.
"Elini yüzünü yıka gel. Kahvaltı yapalım birlikte"
Müjde kaşlarını çatarak babasına baktı. Neden lafı değiştirmişti.? Üstelik de gözleri siyaha çalıyordu. Gül babasının bu halini yalnızca öfkelendiğinde görürdü. Lafı değiştirmesi de cabasıydı. Bir şeyler sakladığı kesindi. Gerçi hiç bir zaman babasıyla iş hayatını ya da dışarıdaki olayları konuşmamıştı.
"Tamam"deyip babasının yanından ayrıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
14:46
Ficção GeralBu dünyada iki türlü insan vardır: ZALİMLER ve MASUMLAR. ---- Bu dünyada dört türlü adalet vardır: ▪Masumların zalimlere olan adaleti. ▪Zalimlerin masumlara olan adaleti. ▪Masumların masumlara olan adaleti. ▪Zalimlerin zalimlere olan adaleti. --- A...