37/100

2K 190 74
                                    

"İtiraf et, bana göre boyun oldukça kısa."-H

...

     "Marinette, okuldan sonra boş musun?" Adrien elini Marinette'in masasına koymuş, ona doğru eğilmişti. Marinette normalde böyle bir şeyden sonra nasıl kızaracağını düşünerek içten içe güldü. "Yani bilirsin, boşum ama senin konuşmalarına karnım tok. Anlarsın ya, gevezeliklere alerjim var benim. Gerçi sen beni tek kullanımlık eldiven sandığından dolayı bunu bilmiyor olabilirsin."



     "Marinette, çocukluğu bırakır mısın lütfen?" Genç kız sinirle ayağa kalktı. "Kim çocuk acaba!?" Bu sırada sınıftakiler de onlara dönmüştü. Marinette tam sinirle yumruğunu kaldırıyordu ki Luka'nın sesiyle kendine geldi. Sınıfın ortasında olduğunu bazen unutabiliyordu.


    "Prenses, beden hocası voleybol ve basketbol takım kaptanlarını çağırdı. Gel gidelim istersen." Marinette son bir sert bakış attıktan sonra zaten son derse gireceklerinden çantasını sırtlayarak Luka'nın peşine düştü.



     "Niye çağırdı ki bizi?" Genç kız adımlarını hızlandırdı ve Luka'nın yanındaki yerini aldı. İkili sanki çiftler gibi giyinmişlerdi. Luka siyah şapkalı mavi bir kapşonlu, Marinette de lacivert şapkalı siyah bir kapşonlu giyinmişti. İkisinin de pantolonları siyahtı. Aslında Marinette'in üzerindeki hırka aslen anonime aitti. Eh, artık onundu sonuçta, değil mi?


    

     "Çağırmadı aslında. Sizin sınıfın önünden geçiyordum, seni sinirli görünce çağırayım dedim. Sınıftakiler de hocaya bunu söyleyeceklerinden yok da yazılmazsın hem." Marinette neşeyle ellerini birbirine vurdu ve güvenliğe yakalanmayı istemedikleri için okulun arka tarafındaki çitlerden atladılar.




     "Dur bir dakika, sizin katınız bizimkinden iki kat yukarıda. Bizim katta ne işin vardı ki senin?" "Revirdeydim." Marinette mantıklı olduğunu düşündüğünden dolayı başını sallayarak onayladı.



    
     Derken aniden sokağın ortasındaki tasmasız bir köpeğe kaydı ikisinin de bakışları. Tam okşamak için uzanmışlardı ki başka bir ikili daha elini uzattı. "Hey, o köpeği biz alacağız. İlk biz gördük."


      Luka ve Marinette karşılarındaki sevgili oldukları tahmin edilen ikiliye şaşkınlıkla baktı. "Nasıl ilk siz görüyorsunuz ya, siz bu sokakta bile değildiniz biz onu gördüğümüzde."



     "O zaman köpek için bir iddiaya girelim."

...

     Marinette kazanmalarının ve ağrıyan karnının getirisi olan karışık duygularla kafasını masaya vurdu. Tatlı yeme yarışması yapmış ve kazanmışlardı.


 

     Luka masadaki herkese C vitamini kapsülü atılmış suları uzattı. Sindirimi kolaylaştırdığından tercih edilen bir yöntemdi ve aralarındaki en dayanıklı kişi Luka çıkmıştı. "Bir şey itiraf edeceğim, ben sırf eğlencesine iddiaya girmiştim. Ya sen Luka?" Luka da gülerek onayladı. "İlk başta köpeği sahiplenmek aklımızın ucundan bile geçmemişti. Köpek sizin olabilir yani."



     İkili sevinçle pastaneden çıkmasına rağmen Marinette hâlen yediği o kadar tatlıdan dolayı hiç iyi hissetmiyordu. Güneşin batmasına da az bir vakit kalmıştı. "Gel bisiklet kiralayalım, seni ben eve bırakırım." Luka'yı dinleyerek ayaklandı ve yakındaki bir yerden kiraladıkları bisiklette Luka'nın arkasına bindi.




     Hafif esen rüzgarda saçlarının dalgalanması, Luka'nın tatlı bir kokusu olması gibi küçük ama güzel şeyler ile gülümsedi Marinette. Güneşin batıyor olmasından dolayı gökyüzü kızıl bir örtüyle kaplanmıştı. Çantalarının hafifliği sahnenin güzelliğini ikiye katlıyordu.



     Nedense Luka'nın kokusu ona bir yerden tanıdık gelmişti. Bunu daha sonra tekrar düşünmeye karar verdi.



     Evinin önüne gelmesiyle bisikletten indi. Çantasını düzelterek Luka'ya döndü. "Bugün çok eğlendim. Teşekkürler Luka. İstersen gelip akşam yemeğine kalabilirsin." "Üzgünüm ama ailem meraklanabilir. Başka bir zamana ne dersin?"


     Genç kız el sallayarak Luka'nın gözden kayboluşunu izledi. Ardından yüzünde anlamlandıramadığı bir tebessüm ile içeri girerek her zamankinden daha neşeli bağırdı:

     "Ben geldim!"

more than a friend [lukanette/texting] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin