22/100

2.3K 205 44
                                    

"Merak etme sen. Sen benim masalımsın, ben de o masalın kahramanı. Biz ayrılmaz ikiliyiz." -H

...

      "Oyunun kuralları basit, bir kişi asla yapmadığı şeylerden birini söyleyecek, diğerleri de eğer o eylemi yaptılarsa kendi içkilerinden bir yudum alacaklar." Marinette arkadaş grubunun en küçüğü olarak, artık 17 yaşındaydı. Ve ülkelerinde 15 yaş üstünün içki içmesinin serbest karşılanması üzerine böyle bir oyun oynamaya karar vermişlerdi. Tabii ki de topluluk içinde değil, Marinette'in odasında, süslemelerin arasında oynayacaklardı.

      Luka ortama garipser bakışlar atarken, Marinette onun yanına oturdu. Buradaki diğer herkes birbiri ile arkadaştı, ama Luka yalnızca Marinette'in arkadaşıydı. Onu yalnız bırakmak istediği söylenemezdi.

     Alya ilk başlayan olduğundan, elini çenesine koyarak düşünür gibi yaptı. "Ben hiç anonim bir numaradan mesaj almadım." Grubun içerisinden bir tek Marinette kendi bardağından bir yudum aldı. Odada küçük bir kıkırdama ortamı oluştu. Sıra Nino'daydı.


      "Aşık olduğum kişi beni hiç kırmadı." Bu sefer Marinette ve Luka, ikisi birden kendi bardaklarına yönelmişlerdi. Oyunun ilerleyen dakikalarında da Marinette şanssız bir kedi gibi tüm bardağını bitirmiş, ikinci bardağını da yarılamıştı. Saat gece yarısına geliyordu. Marinette'in anne ve babası evde değildi.

     Juleka'nın söylediği şey ile tam tekrar bardağına yönelmişti ki, Luka bardağı onun önünden aldı ve kendisi içti. "Senin bünyen zayıf, daha fazla içersen gece ateşin çıkabilir." Ardından Marinette gülerek geriye doğru devrildi. Sarhoş olmuştu bile.

     "Siz de evinize gidin artık. Nino, Alya'yı evine bırak. Rose ve Juleka, siz de aynı binada oturuyorsunuz zaten. Birlikte gidin." (YN: Burada Luka Juleka'nın abisi değil.) 4'lü onaylayıp evden çıkınca Luka kapıyı kapattı ve tekrar odaya çıktı.

     Marinette çalışma masasına ayaklarını uzatmış, dönen sandalyede geriye yaslanmıştı. "Benim tavanımda neden yıldız çıkartmaları yerine karanlıkta parlayan notalar var acaba?"

       Luka yere oturarak bakışlarını tavana çevirdi. "Bilmem, anormal olduğundandır belki." Marinette birkaç kez düşme tehlikesi geçirse de sandalyeden ayağa kalktı ve Luka'nın önünde dizlerinin önüne çöktü.

     "Luka, onu artık sevmediğimi söylüyorum kendi kendime ama, neden bu gereksiz organ canımı yakmayı kesmiyor?" İşaret parmağı ile göğüs kafesini işaret ediyordu. Başını eğdi, birkaç gözyaşı yanaklarından pembe halıya doğru düştü. "Bazen, her şey bir kabusmuş gibi geliyor. O tekrar kollarını açacak, bana Mari diye seslenecek ve ben de gülümseyip ona sarılacakmışım gibi. Ancak, hiçbir şey o kadar kolay değil, ne yazık."

     Luka kollarını sevdiği kıza dolayarak onu kucağına çekti. Saçlarını okşamaya başladı. Marinette de iç çekerek ağlıyordu. Bu pozisyonda geçen yarım saatin ardından genç kız uykuya dalmıştı. Luka dikkatle merdivenlerden çıkarak genç kızı yatağına yatırdı ve yorganı çenesine kadar çekti.

    "Ağlama güzelim," Elleriyle yüzüne düşen saçları kulağının arkasına sıkıştırdı. "Bak, Beethoven'ın 'Twinkle Twinkle Little Star'ındaki notalar seni ninni gibi uyutmak üzere tavanında bekliyorlar."

...

more than a friend [lukanette/texting] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin