Bölüm 15- Biz

680 48 7
                                    

Yağız hareketlenerek bana yaklaştı.Hastahaneden dışarıda konuşmayı planlıyordum. Sonuçta Özgür'ü yenidoğan ünitesine almışlardı ve Ece'de doğum yorgunluğunu atmak adına uyuyacaktı. Başında Yasin ve annem varken onun sağlığı hakkında endişelenecek bir şeye ihtiyacım yoktu. Burada durup kendi kendimi yemektense dışarıda Yağız ile konuşmak en mantıklısıydı. "Dışarıda." dediğinde kafamı salladım.

Dışarı çıktığımızda çoktan havanın kararmış olduğunu fark ettim. Her ne kadar Ece'nin iyi durumda olduğunu bilsem de bir şeye ihtiyaç olur diye hastahaneden çok uzaklaşmak istemiyordum. Adımlarımla Yağız'ı hastahanenin önünde duran banklardan birine yönlendirdim. "Çok uzaklaşmak istemiyorum." dediğimde o da yanıma oturdu. Ellerimi nereye koyacağımı bilemez halde bacaklarımın yanından bankı kavradım. Bana üzüleceğim bir şey söylediğinde duygularımı belli etmemek adına bankı sıkmak da işime yarardı.

"Farah mevzusunu açıklamam gerek sanırım." Kafamı sakince sallamama rağmen ellerimle bankı sıkmaya başlamıştım. Onun ağzından çıkan başkalarının isimleri canımı yakıyordu. Her ne kadar o bir şey hissetmediğini iddia etse de bu beni rahatsız ediyordu. Yağız'a güvenmek istiyordum, ama aynı zamanda bu çok zor geliyordu. "Babam hastahaneye yatırılmadan önce bir toplantıdaymış. Önüne gelen bir evrak yüzünden kalp krizi geçirmeye başlamış.Anlaşma gerçekten ağır maddeler içeriyormuş. Oysa bu anlaşma babamın şirketi kötü gidişatından kurtarmak için büyük bir umuduymuş. " Sesindeki acıyı görebiliyordum. Yutkunduktan sonra konuşmaya devam etti. "Gökhan da o sırada bunun anlaşmadan dolayı olduğunu anlamamış. Babam kalp krizi geçirip apar topar hastahaneye kaldırılırken anlaşmayı önümüze koyan şirket Gökhan'ı sıkıştırmış ve o esnada Gökhan da tam düşünemediğinden anlaşmayı o sırada imzalamış."

Neden bunları bana anlatıyordu? Kurduğu her cümle benim o hastahane odasına gidiyordum. Her ne kadar onlar için kötü bir gün anlamına gelse de benim en mutlu olduğum günlerden biriydi. Elleri saçlarımdaydı, dudakları dudaklarımda... Başkasının değildi. Sadece benimdi ve ben bana ait kalacak zannediyordum. Ardından o gün benim için de berbat bir hal almaya başlamıştı. Cümlelerini nasıl toplayacağını düşünmek adına sustuğunda ben araya girdim."Yağız, bunlar aile meseleleri. Neden bu kısmı anlatıyorsun, anlayamadım."

"Bekle Hazan, bekle. Anlayacaksın." Kafamı sallayarak onu onayladım. Sesimi çıkarmadan, kurduğu cümleler canımı acıtacak olsa bile onu dinleyecektim. En azından bunu deneyecektim. "O anlaşma Farah'ın bir oyunuymuş. Nasıl bu hale soktu, nasıl bir anda ayarladı hepsini bilemiyorum. İnan bana hiçbir fikrim yok. Sonrasında bana geldi. Anlaşmanın onunla bağlantısı olduğunu, eğer istediklerini yapmazsam da şirketi batırabileceğini söyledi. İstedikleri de bildiğin gibi işte. Zorundaydım Hazan, zorundaydım."

"Bana bunları neden açıklayamadın Yağız?" İşte kendimi tutamamıştım. Kuracağım cümlelerle ne onu ne kendimi incitmek istemiyordum. Oysa ben çoktan incinmiştim. Tek umudum bir şekilde benim parçalarımı toplamasaydı. Beraber olalım da istemiyordum artık. Büyük şeylerden gözümü çekeli çok olmuştu. Sadece kafamda dolanıp duran tüm soruların cevaplarını istiyordum. Bu şekilde de kendimi rahatlatarak Amerika'ya döndüğümde onu unutma turlarıma yeniden dönebilirdim.

"Çünkü Farah bir şekilde olup bitenden haberdar olursa bu şirket için sorun olurdu. Derdim şirket değil, babam bu zamana kadar kendi emekleriyle kurduğu bu şirketin başına bir şey gelecek olsaydı daha da kötüleşecekti. Bir kalp krizini daha kaldıracak güçte değildi. Sessiz sedasız el altından yürütmeyi denedim işleri." Bakışlarını gözlerime sabitlediğinde konuşmaya devam etti. "Sarhoş cesaretiyle geldim o gün de yanına. Yoksa gelemezdim. Bir anlık özlem işte." Gözlerini kaçırdı. O gün olanlar, beni yatağıma taşıması ve benimle uyuması aklımın en uç köşelerinden çıkmıştı. Ben o anıları aklımın en uç noktalarına göndermek için ne kadar zaman almıştı bundan haberi olmadığı için böyle konuşuyordu.

GİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin