6. BÖLÜM

5.4K 366 33
                                    

Doktor evden ayrılmak için kapıyı açarken karşısına çıkan, zile basmak üzere olan kişi ile bekledi. Kapıdaki kişi doktoru gördüğünde endişesi iyice artmıştı. Doktor bunu fark ederek içerideki hastasının iyi olduğuna dağir bir şeyler söylesikten sonra evden ayrıldı.

Doktorun gitmesi ile diğeri eve girerek üst kattaki odaya çıktı. Odada yatakta yatan bir adet baygın Jongin ve sandalyelere oturmuş Sehun ve Kyungsoo gördüğünde yatağa yaklaştı. İki sevgili ayağa kalkarak gelen kişiyi selamlarken o da sessizce oturmalarını işaret etti.

"Neyi var?"

"Bugün gittiğimiz yerde geçen seneki o çocuğu gördü?" Sehun açıklarken yatağın ucuna oturup baygın Jongin'in saçlarını okşayan kişi şoka girerek durdu.

"Nasıl olur? Bu kadar zaman sonra..."

"Bay Kim, o kişi Kris hyungun kardeşi çıktı."

"Ciddi olamazsın! Kris, abi olarak gördüğü şu çocuk değil mi? Wu ailesinin başına geçen şu genç çocuk?"

"Evet o... Bugün Kris hyungun evine gitmiştik orda çocuk ile karşılaştık. Aslında bir haftadır aynı sınıftayız, hatta yan yana bile oturuyoruz ama kısa süre için odaya gittiler ve geri döndüklerinde..." Kyungsoo elini kolunu sallayarak olaya görsellik katarken Bay Kim daha da meraklanmıştı.

"Şu olayı baştan anlatsana Soo."

"Tamam, şey... Biz işte gittiğimizde çok ses çıkardık ve hyung bizi sessiz olmamız için uyardı. Sonra Luhan yani o çocuk kucağında bir bebek ile geldi. Aslında hiç o bebekten bahsedilmedi. Sonra bebek ağlarken hepimiz onunla ilgilendik ve bebek Jongin'de sustu. Odaya birlikte gittiler ve bir süre sonra Luhan ağlayarak indi. Ardından Jongin geldi ve sonuç..."

"Yani ortada bir bebek mi var? Babası kılıklı hergele!" Bay Kim'in tepkisi ile genç çift şaşırırken aslında karşılarındaki kişinin ne kadar hüzünlü olduğunu fark ettiler. Şaka yaparken bile gözlerinde acı vardı.

~~~~~~~~~~~~

Genç adam koşarak kafeye girdiğinde tüm başlar ona çevrilmişti. Aralarında bir adet sinirli başta buna dahildi. Masaya ulaştığında özür dileyerek karşısına geçti.

"Geciktin..."

"Biliyorum, ufak bir işim çıktı."

"Bir buçuk saattir seni bekliyorum ve garson her yanıma geldiğinde bekleğim biri var demekten ve onun acıma dolu bakışlarını görmekten bıktım."

"Özür dilerim Minnie ama acil bir işim vardı."

"Nedir bu iş?"

"Eğer sana söylersem evlilik teklifi süpriz olmaktan çıkar."

"Ne, ne, NE! Aman Tanrım! Evlilik teklifi?"

"Hayır, öyle demek istemedim."

"Ne yani? Benimle oynayıp bir kenara atmayı mı düşünüyorsun?"

"Yanlış anlıyorsun. Hadi kalk, seni bir yere götürmem gerek."

İkili masadan kalkarak kafeden çıktıktan sonra bir taksiye bindiler. Genç adam adresi verirken yanındaki sevgilisinin elini tuttu.

Kısa süre sonra istenilen yere ulaştıklarında parayı ödeyerek taksiden indiler. İkiside gülümseyerek okyanusa bakarken kollarını birbirlerine dolamışlardı.

"Tanrım, Jongdae... Burası harika."

"Beğeneceğini biliyordum."

"Peki neden buraya geldik?"

he's mine! | kaihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin