Minseok elindeki pastayı dolaba götürürken Luhan'da salata tabaklarını masaya yerleştirdi. Kyungsoo hala ocak başında oyalanırken Sehun ve Kai salonda, minik bebeği oynatıyordu.
Luhan neredeyse hazır masaya hoşnut bir şekilde baktıktan sonra salona yöneldi. Yerdeki büyük minderin üzerinde yatmış, ayakları ile oynayan bebeğini gördüğünde sırıtarak Kai'nin yanına oturdu.
"Baek mesaj attı. Geliyorlar."
Sehun mutfağa seslenirken Luhan'da bebeğini kucağına alarak keyfini bozmak zorunda kaldı. Ziyu ilk başta huysuzlansada daha sonra Luhan'ın kulak memesi ile oynayarak sakinleştirmeye başladı. Kapı zili çalana kadarda sakin bir şekilde oynamaya devam etti.
Kyungsoo mutfaktan çıkarak kapıya koşarken Sehun'da sevgilisinin halini gülerek izledi. Baekhyun ve Chanyeol önden girerken arkalarından bir adet yanakları kızarmış Tao ve Kris içeri girdi.
Tao'nun durumunu en iyi anlayan Luhan olduğu için öne çıkarak kucağında bebeği ile hamile pandaya sarıldı. Sırayla herkes sarılarak ayak üstü tebrik ettikten sonra birlikte içeri geçtiler. Luhan bebeği mindere geri bıraktığında Ziyu bacaklarını kendine çekerek ayakları ile oynamaya geri döndü.
Tao daha düz olan karnını okşayarak Ziyu'yu izlerken Kris'te kolunu sevgilisinin beline sararak yanına oturmuştu. Luhan onları imrenerek izlemeye başladığında aklına kendi yaşadıkları gelmişti. Abisi iyi bir baba olacaktı, kendisiyle çok iyi ilgilenmişti. Tao abisine sahip olduğu için çok şanslıydı. Kris'e naz yapabilecek, iyi bir şekilde şımartılcak, doğuma kadar Kraliçe gibi yaşayacaktı. Luhan emindi ki doğumdan sonra bile Kris aynı şekilde olmaya devam edecekti. İkisi de kendi bebeklerini en iyi şekilde izleyecek ve özenle bakacaklardı.
Yemek sırasında Kris sevgilisinin daha iyi beslenmesi için uğraşırken diğerlerinin alay konusu olmuştu ama Kris'in bunu umursamadığı yoktu. Tao kırmızı yanaklarıyla masada otururken Kris'in onu beslemesine izin verdi.
Salonda sohbet etmeye devam ederlerken kapı zilinin çalmasıyla Minseok kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca karşısındaki kişiler onu şaşırtırken Sehun arkasından gelmişti.
"Oh, Yixing hyung, içeri gelsenize."
"Baekhyun daha önceden haber vermişti ama işlerimiz olduğu için geç kaldık." Yixing gülümseyerek söylerken arkasındaki kişiyi içeri çekiştirdi.
"Bay Kim?" Luhan Çinli çocuğun arkasındaki kişiyi gördüğünde şaşkınlıkla seslendi.
"Merhaba Bay Wu."
"Siz tanışıyor musunuz?" Yixing şaşkınlıkla arkasına dönerek sordu.
"Ziyu benim minik hastam. İki kardeşte sıkı ziyaretçim."
"Anlıyorum." Yixing kafasını saklarken söyledi.
İçeridekiler teker teker Joonmyeon ile tanıştıktan sonra kaldıkları yerden sıcak arkadaşlık ortamına geri döndüler.
Ziyu genç doktorun önünde oturmuş parçaları ile oynarken Yixing'de sevgilisinin parmakları ile oynuyordu. Joonmyeon'da iki bebeğin onu oyuncak yapmalarına izin verdi.
Ziyu oynadığı oyundan sıkılarak Tao'ya ilerledikten sonra kucağına aşması için pantolonunu çekiştirirdi. Tao onu kucağına aldığında minik başını geniş göğsüne dayayarak gözlerini kapattı. Hızlı bir şekilde uykuya geçerken Tao sırtını okşamaya başladı.
"Benim odama yaptırabiliriz." Jongin, minik bebeği izleyen Luhan'ın yanına eğilerek söyledi.
Luhan kafasını salladıktan sonra ayağa kalkarak Tao'ya ilerledi. Uyuyan bebeği hamile pandadan aldıktan sonra Jongin'in arkasından odaya ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he's mine! | kaihan
Fanfiction"O benim!" "Hayır Luhan, o ikimizin." "Hayır, hayır! Asla! O asla senin değil! Sadece benim, benim! Onu ben taşıdım, ben doğurdum!" "Birlikte büyütebiliriz. Tek başına yaparsan beni her zaman arayacak, her saniye sana beni soracak. Böyle olursa hep...
