11. BÖLÜM

4.7K 328 37
                                    

Şimdi herkes salondaki koltuklara oturmuş sessizce beklerken birbirine bakıyordu. Sonunda Kris burun kemerini sıkarak bu sessizliği bozdu.

"Ne olduğunu açıklayacak mısınız artık?"

"O sorumluluk almak istediğini söyledi." Luhan yanındaki esmeri işaret ederek söyledi.

'Ne yani? Affettin mi?"

"Tabi ki hayır. Sadece Ziyu için iyi olabileceğini düşündüm. Benim gibi olsun istemedim."

"Luhan-"

"Biliyorsun, hiç bir zaman gerçek anne kavramını öğrenemedim. Bebeğimin de benim gibi olmasını istemiyorum. Her ne kadar onu affetmesemde bebeğimin babasını bilemeye hakkı yok mu? Bunu onun için değil bebeğim için kabul ettim."

Kris sessiz kalmayı seçerken Jongin başını eğmiş bir şekilde bekliyordu. Tao sevgilisinin yanına girerek ona destek olurken Luhan onları izledi. İkisinin nasıl uyumlu olduklarını görünce abisi adına sevindi ama bu ortamın havasını değiştirmeye yetmedi.

"Yeminim olsun ki kardeşimi bir daha üzersen seni yaşatmam. Sadece yeğenim için..." Kris ayağa kalkarken söyledi.

Jongin hemen başını sallarken Kris hala oturan sevgilisini kaldırarak evden ayrıldı. Luhan arkasında derin nefes alırken Jongin tekrar suçlu haline dönüştü. İç çektikten sonra mutfağa giderek onu kendisiyle baş başa bıraktı.

"Şimdi ne olacak?" Tao arabaya binerken sordu.

"Bilmiyorum. Sadece izleyip bir şey olursa kardeşimi koruyacağım gibi duruyor."

"Hadi bize gidelim. Dağılmış gibi duruyorsun. Sana sert bir kahve yaparım."

Kris başını salladıktan sonra ana yola çıkarak sevgilisinin evine yöneldi.

"Jongin ne zaman geliyor?" Jongdae masayı hazırlarken sordu. Minseok ise onu cansız bir sesle cevapladı.

"Bir ara işte."

"Geç mi gelir?"

"Bak, canın sıkıldıysa gidebilirsin. Zorla tutan yok."

"Hayır, hayır. Kalıyorum."

Minseok iç çekerek salatasını aldı ve yerine geçti. Jongdae'de kendi tabağını alarak eski yerine, eski eşinin karısına geçti. Birlikte sessizce yemeklerimi yerlerken Minseok o yokmuş gibi davranmaya devam ediyordu.

Yenen yemekten sonra Minseok tekli koltuğuna oturmuş kitabını okurken Jongdae ise karşı koltuğa geçmiş onu izliyordu. Minseok üzerindeki yoğun bakışları hissetsede farkında değilmiş gibi davranmayı uygun buldu.

Sehun ve Kyungsoo aileleri ile konuştuktan sonra eşyalarını alarak Jongin'in evine gittiler. Kendini toparlamış gibi dursada biliyorlardı ki ufacık bir şeyden nem kapmaya hazırdı. Bu yüzdende o an için hazırda beklemeyi seçmişlerdi.

Kendilerine acil durum için verilen anahtarlarla içeri girdiklerinde salondaki kişileri görünce yerlerinde durdular. Beklediklerinden çok farklı bir sahne onları karşılarken çantalarını girişe bırakarak salona ilerlediler.

"İyi günler Bay Kim." Sehun'un söylediğine ikiside kafasını saklarken Kyungsoo'da eğilerek onları selamladı.

"Bu gecede burda mısınız gençler?" Minseok başını kitabından kaldırmadan sorarken Kyungsoo onu cevapladı.

"Evet. Jongin daha gelmedi mi?"

"Sizinle değil miydi?" Jongdae sorarken Minseok kitabını bıraktı.

he's mine! | kaihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin