Kan

7 1 0
                                    

MMMMMMMMMMMM

Koushin Sarayında dört dönüyordum ve aklımda tek bir kişi vardı: Kim Taehyung. Kısa bir süre içinde gerçekten yakın olmuştuk. O beni tanıyordu ve ona güveniyordum. Prens beni zorla buraya kadar sürüklemişti. Onu yalnız bırakmak istemiyordum. Odama girdim. Uykuyla esneyip sırtımı duvara yasladım. O sırada sürgü yavaşça açıldı. İçeri Takaya  ardından da ikizi Takuya girdiğinde eğildim. Ne olduğunu anlamadan ikisi de yere oturdu. Takuya oturmamı işaret ettiğinde yavaşça oturdum. Hemen ardından odaya Taemin girdi, köle olduğumdan beri yanımda olan kişi, Takuya'nın kölesi. Yutkundum, açıkça korkuyordum. Takaya yanıma geldi. Kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi ama bunun sebebi korkuydu. Takaya başımı omzuna yatırdı ve saçlarımla oynamaya başladı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

-Jimin... Bana aitsin. Sen benimsin... Bana sadık olman gerekirdi...
-Neden size sadık olmadığımı düşünüyorsunuz efendim?
-Şu Taehyung... Sinirimi bozdu Jimin.. Bu iyi değil. Sana fazla yakın... Yine de... Güzel olduğu da ayrı... Ona planlarım var...

Hızla ona döndüm.

-Ona ne yapacaksınız?
-Ben mi? Ah... İkinci kölem olacak Jimin. Tek farkı, o senin kadar güzel olamadığı için benim sadistliğime kurban gidecek.

Gözlerimi büyüttüm. Taehyung'a bunu yapamazlardı.

-Yapma!
-Bana emir mi veriyorsun köle?
-EVET EMİR VERİYORUM! TAEHYUNG'UN EN UFAK KILINA BİLE DOKUNURS--
-Aptal.

Takaya ve kardeşi iğrenç şekilde gülerken Taemin'in gözleri dolmuştu. Ne biliyordu o?

-O öldü.

İki, hayır, bir kelimeydi beni deviren. Öldü. Canım deli gibi yanıyordu. Onun ölmesi demek, bu iğrenç dünyada tek başıma yaşamaya geri dönmem demekti. Gözyaşlarım akarken Takaya çenemden tutup kafamı kaldırdı ve dudaklarıma yapıştı. İtmedim. İtemezdim. Geri çekildi.

-Onu boşver. Bugün başka bir planımız var seninle ilgili.
-Tamamen ona ait olacaksın.

Gözlerim dolmuştu. Takuya arkamda belirtmiş ve kulağıma fısıldamıştı. Bir anda belime sarıldı ve beni kendine çekti. Penisi belime geliyordu ve kabarıktı. Takaya da önden sarıldı ve penisini kasığıma bastırdı. İkisi için de kısaydım. Takaya bunu çözmek istermişçesine baldırlarımdan tutup beni kaldırmış ve bacaklarımı onun beline sarmıştı. Artık Takuya popoma sürtünürken, Takaya penisimi penisiyle sıkıştırıyordu. Küçük hareketlenmeler vardı ve ister istemez şişmeye başlamıştım. O sırada beni odadaki futona yatırdılar. Biri bir bileğimden, öbürü de diğerinden tutmuştu. Takaya boynumda sertçe iz bırakmaya başlamıştı. Öpmüş, ısırmış, yalamış, emmiş ve hatta kanatmıştı. Takuya ise aynısını göğüslerime yapıyordu. Az önceki zevkten iz yoktu. Acıyordu sadece. Taemin'in ağlayışlarını duyuyordum, benim için üzülüyordu. En azından biri benim için üzülüyordu. Takuya ağzını sağ göğsümden çekti.

-Taemin!

Taemin yavaşça yanlarına gelince Takuya onun kulağına fısıldadı. Taemin benim gibi değildi. O sahibine aşıktı ve sadıktı. Onu severdi. Onun kendisine yaptığı tacizler hoşuna giderdi. Bu yüzden ona söylenen neyse seve seve onu yapabilirmiş gibi duruyordu. Ve yaptı da. Yukatamı baştan aşağı yırttı. İçliğimi de parçalayınca çıplaktım. Takuya işine geri dönerken Taemin'in ağzını bacaklarımda hissettim. Giderek yukarı çıkarken kardeşler de aşağı iniyordu. Utanç vericiydi. Üzücüydü. Başka şekilde olmasını isterdim ilk zevkimin. Göz yaşlarım yine akmaya başladı. Direnmiyordum, tek istediğim bunun hızlı bitmesi ve en sonunda ölmekti. O sırada hiç beklemediğin bir anda Takaya'nın penisini içimde hissettim. Ne penisime ne deliğime dokunmuştu ve penisi de kuruydu. Acımıştı. Göz yaşlarım hızlanırken, o da hiç beklemeden hareket etmeye başlamıştı. Sıcak bir sıvı bacağımdan inerken kanadığımı fark ettim. Çok geçmeden Takuya pozisyonu değiştirmişti. Şuan ben Takaya'nın kucağında zıplatılıyordum ve Takuya ağzımı penisi ile zorlamaya başlamıştı. Taemin arkadan gelmiş ve ensem ile sırtıma saldırmıştı. İçimde bir sıcaklık hissettim. Takaya içimden çıkarken bile sadece acıyordu. Bir anda daha büyük bir acı oldu. Takaya'ya Takuya eklenmişti. İki penis aynı anda deliğime girmişti ve alt taraflarımdaki çeşitli yerler kanıyordu. Taemin durmadan ağzıma yönelmişti. Midem kasılıyordu ve ölüyor gibi hissediyordum. Ve bir anda gözlerime perde inmişti. Zifiri karanlık içinde ağlıyordum, tek başıma.

Melankolik yazarınız geri geldi... Muahahahahhahaha!

Last Dream of the HopelessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin