17|⚜

1.7K 166 35
                                    

Dayanamıyorum

Taehyung :

Karanlıkta boğuluyordum, zifiri karanlıkta sadece yapa yanlız ben vardım ve aldığım nefes ciğerlerimi parçalarkan bu karanlıkta tek başıma ölüyordum, Etrafa savurduğum acı çığlıklarım yankı yaparak tekrar benim kulaklarımda patlıyordu. Bedenim yaşadığım tüm bu acıya katlanamayarak beni terk ederken ruhum hala acı çekmeye devam ediyor aldığı derin yaralara rağmen dik durmaya yaşamaya gayret ediyordu. Bedenim ölmek için yalvarırken ruhum ona karşı çıkıyor inadına acı içinde nefes almamı sağlıyordu.

Her nefes beni bir adım ölüme yaklaştırdığını düşünürken, Ölüm benden iki adım uzaklaşıyordu. Kalbim sıkışıyor göğüs kafesim sanki kalbimi deliyorken bir bıcak gibi soluk boğazımdan giren oksijen orayı kavurarak geçiyor boğazımda koca bir yumru oluşturuyordu. Ve benim yaralarla kaplı, en kaz olan ruhum hala yaşamaya çalışıyor beni huzura erdirmiyordu. Huzur kelimesi benden öyle uzaktı ki pelteleşmiş dilimden her bir kelimesini söylerken bile bana huzur vermiyordu tam tersi bende olmadığı ve asla olmayacağı için acı veriyordu.

Sadece kısa bir duş almak için girdiğim banyoda gördüğüm bedenim beni yeni bir krize sokarken yorulduğumun farkındaydım. Buraya ilk geldiğim zamanlardaki gibi cesur değildim gittikçe yıkılıyordum. Jimin'in karşısında dik duruşum gittikçe eğiliyor ve titreyen bacaklarımın bedenimi taşımasına engel oluyordu. Dün attığı mesajları okuduğum zaman kalbimde yer edinen korku ecel terleri dökmemi sağlıyordu.

Ders saatim gittikçe yaklaşırken acılarıma şahitlik yapan banyomdan hazırlanıp çıkmıştım.

§§§

Elimi yakan kahvem ile kafeteryada bizimkilerin oturduğu masaya gidince kahvemi masaya koyduktan sonra altıma beyaz sandalyeyi çekip oturdum.

" Bu seneki kampa geliyorsunuz ve ayarladığım dağ evinde geceleri yakıyoruz."

Hoseok hyung heycanla konuştuğunda onun bu hallerine gülmeden edemedim, cidden enerjisine hayrandım hatta enerjisi bana bulaşmıyorda değildi.

" Ben gelmeyeceğim."

Jungkook ters bir şekilde cevap verince hem ben hemde Hoseok hyung şaşırmıştık, normalde olsa can atarak gelir hatta ikimizden daha heycanlı olurdu yani böyle davranması bizim tavşan için oldukça garip kaçıyordu.

" Bir sorun mu var Kooki?"

" Bilmem sence yok mu?"

Jungkook Hoseok hyungu ikinci kez terslerken artık normal gitmeyen şeylerin olduğunu farkındaydım. Hoseok hyungda bir şeyler fark edince tekrar konuşmuştu.

" Bence bir sorun yok, ama sana göre var anlaşılan dökül bakalım."

Jungkook başını yantarafa döndürüp alay eder gibi güldükten sonra konuştu.

" Dökülmem... Senin için iyi olmaz hyung."

" Bu nedemek oluyor şimdi."

" Beni konuşturma demek oluyor."

" Jungkook! Ka-"

Hoseok hyung sinirlenip Jungkooka bağırınca kafedeki tüm gözler bizi bulmuştu bu bakışlara ne zaman çapraz masada oturduğunu bilmediğimiz Jimin ve Yoongi'nin bakışlarıda dahildi. Hoseok hyung'da bunu fark etmiş olacak ki cümlesini tamamlamadan susmuş ve sakin olmaya çalışmak için gözlerini kapatıp derin nefes almaya başlamıştı.
Ortam gergin olunca bu gerginliği yok etmek adına konuştum.

" Tamam konuyu uzatmayalım bir sorun varsa konuşun ve halledin ama burda değil."

Bakışlarım Jimin ile buluşunca göz temasımızı bozup masadan kahvemide alıp kalkarken uyarımıda yapmayı unutmamıştım.

OWNER¹ MİNE 棄者 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin