Elini Çabuk Tut
Ve Sev Beniꕤ
Jimin :
Eksiliyorum, her gün biraz daha fazla, biraz daha hisizleşen bedenimle yok olmaya adım atıyorum. Hemde bunu öylesine fark etmiyorum ki, benden ayrılan her bir hücre, her bir anı gündelik işlerimin arasından öylece kaçıveriyor gözümden.
Oturduğum sandalyeden kalkacak gücü kendimde bulamazken, elinde test sonuçlarımı tutan doktor telkin verircesine konuştu.
" Jimin öncelikle hissettiğin kemik ağrıları, iştahsızlık, kusma, burun kanamaları ve geçici hafıza kayıpları yaşaman bu evrede oldukça olası. Dediğim gibi beynindeki tümör sinir hücrelerine baskı yaptığı için ileride hareket kısıtlamasıda yaşayabilirsin."
Bu sabah tekrardan yaşadığım burun kanamasıyla doktora gelmeye karar vermişken yaklaşık yarım saat önce beynimde olan tümörün varlığını öğrenmişken doktorumun söylediklerine kulaklarımı tıkamış gibiydim. İdrak edemediğim kelimeler kafamı ağrıtırken düşünebildiğim tek şey henüz her şey için çok erken olduğuydu.
" Ölmek istemiyorum. Sevdiğim biri var ondan beni sevdiğini duymadan ölmek istemiyorum."
" Ölmeyeceksin Jimin sadece sakin olup beni dinle lütfen. Bir ay kemoterapiden sonra beynindeki tümör küçülürse seni ameliyat edeceğim-"
Işıklı platformda asılı duran beyin röntgenimi işaret ettiğimde titreyen sesime engel olamadan konuştum.
" Bu tümörler ameliyattan sağ çıkmam imkansız. Yaşayacağım bir ayı da kemoterapi ile heba etmek istemiyorum. "
" Jimin, kemoterapiyi kabul-"
" Bay Lee ben kararımı verdim. Lütfen babama konuyla ilgili bilgi vermeyin ben uygun bir zamanda söyliyeceğim. "
Titrek bacaklarımı zorlayarak sandalyeden kalktığımda kendimi odadan dışarı atmıştım. Nefesim soluk boğazımda tıkanmışçasına beni boğarken güç almak için duvar kenarına tutunmuştum. İçimde büyüyen çığlığımı bastırmak için kendimi sıkarken düğümlenen boğazım hiçte yardımcı olmuyordu bana.
" Jimin?"
Koridorun karşısından bana doğru gelen Taehyung kendimi toplamam gerektiğinin sinyallerini verirken çeneme doğru süzülen göz yaşımı hızla silmiştim.
" Efendim."
" Neyin var yüzün bembeyaz olmuş."
Elindeki ince mavi dosyayı kıvırıp rulo haline getirdiğinde, dosyayı tutan parmaklarının ne kadar kusursuz olduğunu düşündüm. Kahve hareleri anlamsızca yüzümü turlarken çattığı kaşlarıyla tekrardan konuştuğunda iki kaşının ortasında oluşan çizgiyi öpmek istemiştim.
" İyiyim sadece şekerim düştü birden."
Bakışları gözlerimden ayrılınca duvarda asılı olan Bay Lee'nin ismi ve branşı yazılan tabelaya bakmıştı.
" Yalan söylediğinde göz çevren seyiriyor, kontrole gelmişsin ama bunu gizliyorsun. Kötü bir şey var değil mi? "
Yalan söylediğimi anlama biçimi yüzümde ufacık bir tebessüme neden olsada Taehyung'un en sonda endişe içindeki sorusu gülümsememi soldurmuştu.
" Jimin eğer konuşmazsan içeri gidip kendim öğrenirim. "
" Tamam, önemli bir şey yok kafama bu aralar fazla bir şey taktığım için geçici hafıza kaybı yaşıyormuşum. Doktor ilaç verdi kullanırsam bir şey kalmazmış."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OWNER¹ MİNE 棄者
FanfictionOwner Serisi¹ [ Konusu Değiştirildi.] Gerçekten aptal mıydı yoksa sadece aptalı oynamak mı kolay geliyordu? Ya da bir diğer soru, gerçekten sarhoş muydu yoksa arzuladığı arkadaşına dokunmak için sarhoşluk ürettiği bahanesi miydi? 28.10.2016 ©Niyk...