OWNER¹ MİNE 棄者

5|⚜

Soğumuş Bal Köpükleri

ꕤ

2 Yıl Sonra: Üniversite 2

Taehyung:

Yağmurun küçük çiseleri yeni kestirdiğim kahverengindeki saçlarıma düşerken elime aldığım kahvemle birlikte kampüsün kafeteryasına giriş yapmıştım. İçerisinin mayıştırıcı sıcaklığı çehremi okşarken gözüme kestirdiğim iki kişilikli boş masaya yerleştim. Kahvemi masaya koyarken çantamdan çıkardığım leptobum ve ders notlarımla birlikte bir hafta sonra başlayacak vizelerim çalışmaya başladım.

Kahvemi yudumlarken leptobumdan yaptığım araştırmaları önümdeki kağıda not düşerken kafeteryanın kapısı açılmıştı. Aniden içeriye giren soğuk rüzgarla kafamı kaldırdığımda içeriye girenin Jimin ve arkadaşları olduğunu gördüm. Yeni boyattığı kahve saçları giydiği boğazlı kazağıyla hoş dururken arkadaşlarıyla konuşan bedenin dikkatini çekmediğimden ona bakmaya devam etmiştim.

Lisede zayıf ve minyon olan bedeni aradan geçen iki yıl içinde kaslanmış ve irileşmişken kişiliğide tıpkı bedeni gibi değişmişti. Kimseyi umursamaz tavırları vardı, derslerinde oldukça başarılıyken gece hayatından da kendini koparmıyordu. Tüm kampüs tarafından tanındığı için etrafında her gün başka bedenler oluyordu ki zaten Jimin geçmişle arasına çoktan bir şerit çekmişti, liseden görüştüğü tek bir kişi vardı oda şuan ev arkadaşı olan Yoongi'ydi.

Karşısındaki kıza güldüğünde istemsizce kaşlarım çatılmıştı. O geceki mezuniyetten sonra bir daha Jimin'e ulaşamamışken üniversitenin ilk senesinde onu karşımda gördüğümde büyük bir mutluluğa kapılsamda Jimin'in beni tanımıyormuş gibi davranması mutluluğumu tuzla buz etmişti. O meziniyet gününden sonra tamı tamına iki yıl geçmişti ve biz o gece onca yaşanana rağmen Jimin sayesinde iki yabancı olup hiç bir diyoloğa girmemiştik.

Gözlerimi ayırmadan baktığım beden aniden bakışlarını bana çevirdiğinde uzun süre sonra kahvelerim, bal köpükleriyle buluşsada her şeyin değiştiği gibi gözlerindeki o sıcaklık ve yoğunlukta yok olmuştu. O gece kalbimi kavuran bal köpükleri soğumuştu. Bedenimi üşten bakışlarından gözlerimi çektiğimde leptobumun ekranından gördüğüm saat oturduğum yerden kalkmam gerektiğini hatırlatmış.
Sevgilimin süpriz doğum günü partisi için son kontrolleri yapmam gerekiyordu.

§§§

Kendi evimin bahçesinde vereceğimiz küçük bir parti için çokta aşırıya kaçmamıştım. Ortamı aydınlatan ışıklar, vaz geçilmezim beyaz lilyumlarla ve bahçede duran kokteyl masalarıyla ortam gayet şık görünüyordu. Partiye Mark ve benim ortak arkadaşlarım katılacağı için biz bizeydik öyle gold rengindeki Happy Birthday balonlarına gerek yoktu kısacası.

Büyük bahçenin ambiyansı beni istemeden tekrardan geçmişe götürürken buna izin vermeyerek hemen silkinmiştim. Kokteyl masallarını üzerine konulan çerez ve dikine kesilmiş havuç-salata ikramlarınada göz gezdirirken bana doğru gelen Luhanı görmemle gülümsemiştim.

" Teftişe mi geldin? "

" Hayır, sadece bir eksik var mı diye bakınıyordum."

" Teftişe gelmişsin işte."

Luhan organize işinde bana oldukça yardımcı olduğu için dalga geçerek konuşuyordu. Müzik listesi ve pastayla ilgili biraz konuştuktan sonra gelen misafirlerle bahçe çoktan dolmaya başlamışken bende hazırlanmak için yukarı çıktım.

Kısa bir duşun ardından saçıma fön çekip elime aldığım buz mavisi kotumu baksırımın üzerine geçirdikten sonra üzerim için dolapta gözlerimi gezdirmeye başlamıştım. Fazla vakit kaybettiğimi düşünerek bulduğum beyaz bol gömleği askısında çıkarırken gözüm duvar kenerına koyduğum boydan aynama kaymıştı. Aynadan gördüğüm kapı pervazına dayanmış beden saçma bir şekilde heycanlanmama sebep olurken hemen arkamı döndüm.