32|⚜

544 83 136
                                    


Geçmişin Geleceği

Jimin :

"Kafamın içinde yaşamak öyle zor ki. Susmasını istediğim seslerin her saniye bana bir şeyler fıdıldaması... Zihnime üşüşeşen tramvalarımın çaresiz görüntüsüne arka fonda eşlik eden çığlıklarım, beynimde üzerine toprak atılmış geçmişin cesetleri gibi öylece duruyor. Geleceğimizin, geçmişi olmak kötü sonla biten bu yazgıyı silip tekrardan yazmak paslanmış daktiloma değen parmaklarıma ağır geliyor sevgilim. İçine sıkıştığımız bu döngüden mutlu bir sonla ayrılacak olamasakta sende biliyorsun, bir birine adanmış iki ruhun aşkı başka bir zaman dilimi şahitliğinde tamamlanır yarım kalmış kalpleri."

Elimdeki kitabın solmuş yapraklarında okuduğum her bir satır kalbimdeki uçsuz bucaksız kuytulara ulaşıp tüm bedenimi titrettiğinde elimdeki kitabı kapattıp oturduğum koltuğa bırakmıştım. Kitap kapağında elle çizilmiş morpho kelebeğine gözlerimi gezdirmiştim. Kitabın ilk sayfalarında yazarın kendi kendine sorduğu soru aklıma iliştiğinde fazlasıyla sancılı olan beynimi biraz daha düşünmeye iteklemiştim.

Sevgi neydi? Nasıl sevilirdi bir erkek? Hiç sevilmemiş biri nasıl severdi birini kendinden çok?

Diye soruyordu yazar, bu sorularının cevaplarını bilmeden sevmiştim ben Taehyung'u, öyle imkansız gelmişti ki kalbimde yer edinen duygu, korkup kaçsamda dönüp dolaşıp onun kollarında soluklanmıştım. Yaptığım hatanın benden aldığı adamı son nefesimi verene kadar sevip geri kazanmak için her şeyi yapacakken, tanımadığım bir çocuğun çıkıpta gülüşünden öpmek istediğim adamın gülme sebebi olması göğüs kafesimde küçücük kalmış kalbimi sıkıyordu.
Farkındaydım, Taehyung'u geri kazanmak için bir çok fedakarlıkta bulunmam gerekiyordu ama ben zaten en büyük fedakarlığı onun için kendimden vaz geçerek yapmıştım. Kendimi korumak için oluşturduğum o kalkanı eski beni arayan hareleri için kırmıştım. Ben sevilmenişken, sevdiğim adamı doğrularla yanlışlarla çok güzel sevmiştim.

Burnumdan dudaklarıma doğru akan sıcak sıvı, daldığım düşüncelerden beni ayırırken her zaman ki gibi buz tutan parmaklarımı burnuma götürmüştüm. Parmaklarıma bulaşan kırmızı sıvı gözüme önemsiz geldiğinde masada duran peçetelerle ellerimi silip burnuma tampon yaptığımda ani gelen mide bulantısıyla kendimi banyonun klazetinde bulmuştum.

" Jimin iyi misin?"

Ardı arkası kesilmeyen öğürtülerim arasında Yoongi hyungun sesini duyduğumda cevap vermek istesemde öğürtülerim buna engel oluyordu. Sırtımda hissettiğim parmaklar rahatlama için sırtımı sıvazlarken kusmamı da bitirmiştim. Yoongi hyung benim için sifona basıp yere çökmüş bedenimi yavaşça kaldırdığında aynadaki yansımamla karşı karşıya gelmiştim. Soğuk algınlığı yüzden kesilen iştahım zayıflamama ve gözlerimin çökmesine sebep olmuştu. Kustuğum için beti benzi atan yüzüme daha fazla bakmaya tahammül etmeyerek açtığım musluktan akan soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra beni odama götüren hyungum sayesinde yatağıma oturmuştum.

" Jimin artık bir kontrole gitmenin zamanı geldi. Günlerdir bir şey yemiyorsun ama sürekli kusuyorsun."

" Hyung kampta çok üşüttüm soluk algınlığını ağır geçiriyorum sadece."

" Kontrole gitmekle bir şey kaybetmezsin değil mi Jimin?"

Yoongi hyung otoriter sesiyle konuştuğunda kısaca gideceğimi söyleyip yatağımdan kalkmıştım.

" Partiye geleceğini söylemiştin hazırlanmaya başla artık. "

Açtığım dolabımdan parti için kıyafet seçerken Yoongi hyung çalışma masama yasladığı poposunu kaldırıp iki kolunu da açarak konuştu.

OWNER¹ MİNE 棄者 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin