Kar Taneleri Üzerimize Düşüyor
ꕤMeydayı vmin
kısmı ile okuyun.
Jungkook :Kırmızının en can yakıcı rengi ellerime konuk olurken soğuk rüzgar yüzümü yalayıp saçlarımı oradan oraya savuruyordu. Ellerimden rol çalmak isteyen gözlerim ve burnum ise pek umrumda değildi. Ne kadar olmuştu? Kaç saattir bu soğuk zeminde, kurumuş yaprakların üzerinde oturuyorduk bilmiyordum ama Min Yoongi tam 5 dakika 3 saniyedir kızarmış olan avuçlarıma inci tanelerini döküyordu.
Hayatımda en çaresiz kaldığım 5 dakika , onun göz yaşlarının durması için her şeyi yapacağımı anladığım 3 saniye ve ömrüm boyunca nefret edeceğim lanet iki rakam. Şuan elimde avucumda olanlar sadece bunlardan ibaretti, ah bir de Min Yoongi'nin bana hissettirdiği duygular kadar sıcak olan göz yaşları.
Bir kez daha esen sert rüzgar ile birlikte etrafımızı donatan kar kokusuyla gözlerimi kapatmışken duyduğum yaprakların hışırtı sesi ile karşımdaki bedenin bana yaklaştığını anlamıştım. Avucumun içinde hissettiğim kemikli parmaklar gözlerimi açmama neden olmuştu. Küçük yüzü, ağlamaktan kızarmış minik gözleri ve diş etlerini göstererek gülümseyen Yoongi karşımda bana bakıyordu. Gözlerim her bir zeresinde dolanırken aniden kalbimi hızlandıran kelimeler ince dudaklarından dökülmüştü.
"Kar taneleri üzerimize düşüyor Jungkook."
Kurduğu cümlenin sıcaklığı kalbimi o kadar çabuk kavurmuştuki birleşmiş olan elimizin üstüne düşen kar tanelerini sonradan fark etmiştim. Ellerimizin güzelliğine bakarken o hoş tınısını bir kez daha duyurmuştu kalbime.
" Jungkook, ben korkak olan benliğim yüzünden senin canını çok yaktım. Bu gün döktüğün o göz yaşlarından her gece daha fazlasını dökmene sebep oldum. Kalbin ve beynin arasına sıkışmış o küçük bedenini çok incittim. Jungkook ben seni çok üzdüm, bunları biliyorum ve kendime lanet ediyordum. Ben her şeyi düzeltmek istiyorum eğer bana izin verirsen her şeyi daha güzel hala getirmek istiyorum. Jeon Jungkook erğer bu tutsak olduğum kalbini bir kez bile heyacanlandırdıysam ilk karın şahitliğinde benim sevgilim olur musun?"
Söyledikleri öyle güzel, öyle anlamlı ve öyle samimiydiki ne yapacağımı kestiremiyordum Min Yoongi bana böyle güzel bakarken aklımdaki düşünceyi dile getirip onu kırmak istemiyordum, hayır izin vermiyorum demem gerekiyordu ama bunu dersemde avucumun içinde olan mucizeyi geri tepeceğimi biliyordum. Kalbimin o mucize ile birlikte gideceğini, bedenimi terk edeceğini biliyordum. Bu sefer Yoongi değilde ben korkuyordum aşkıma veda etmekten.
Gözlerinin içinde dolaşan bakışlarımdan anlamıştı ne diyeceğimi ve panikle ellerimi sıkarak tekrardan aralamıştı ince dudaklarını.
Sadece, Hoseok hayatımızda hiç var olmamış gibi düşün ve göğüsünün sağında duran bana kulak ver o sana ne yapacağını söyleyecektir."
" Oradaki minik adam şuan seni öpmem gerektiğini söylüyor."
Verdiğim cevapla gözlerindeki parıltılar gülüşüne yansımıştı.
" Ne duruyorsun o halde. "
Taehyung:
Güneş henüz daha yeni doğarken odanın cam duvarından etrafın bem beyaz olduğu gözlerime ilişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OWNER¹ MİNE 棄者
FanfictionOwner Serisi¹ [ Konusu Değiştirildi.] Gerçekten aptal mıydı yoksa sadece aptalı oynamak mı kolay geliyordu? Ya da bir diğer soru, gerçekten sarhoş muydu yoksa arzuladığı arkadaşına dokunmak için sarhoşluk ürettiği bahanesi miydi? 28.10.2016 ©Niyk...