28|⚜

804 95 113
                                    

Doktorculuk oynamak

Taehyung:

Güneşin örselediği ay koybolmuşken sarının parıltısı sabaha kollarını açmıştı. Geceye sarhoş olan gözlerim güneşin doğuşuna itiraz edercesine kapalıyken burnuma gelen yağmur kokusu beynimi cezbetmiş ve yataktan doğrulmamı sağlamıştı. Camın önüne geldiğimde penceremi açıp soğuk havanın bedenime nüfuz etmesine izin vermiştim. Tüm acılardan arındırdığım zihnim omuzlarıma öyle hafif geliyordu ki dudaklarımı istila eden tebessüm mutluluğumun kanıtı gibiydi.

Sabahın erken saatlerinde yağan yağmur toprağın o sanat gibi olan kokusunu gün yüzüne vurmuştu. Bir kaç dakika daha dikildiğim penceremden gözüme ilişen şey daha iki gün önce karşı eve taşınan Jimin olmuştu. Hızlı bir şekilde kalktığı yatağından iki büklüm bir vaziyette banyo olduğunu tahmin ettiğim yere girmiş ve yaklaşık yirmi dakika sonra ayakta zor duran bedeniyle tekrardan yatağına yönelmişti.

Birden odama dolan telefonumun sesi camda olan bakışlarımı kesmiş ve komidinin üzerinde duran telefonuma yönelmemi sağlamıştı. Ekranda yazan isim beni şaşırtsada aramayı cevaplayarak camın önündeki yerime tekrardan kurulmuştum, bakışlarım ondaydı.

" Efendim?"

" Taehyung, b-ben kendimi iyi h-hissetmiyorum."

Karşı hattan gelen titrek ses o kadar cılız geliyordu ki kendini konuşmak için zorladığı çok belliydi. Sesimin umursamaz ve soğuk çıkmasına özen göstererek konuştum.

" Neyin var?"

" Canım çok yanıyor."

Birden bire hiç beklemeğim bir şekilde kulaklarıma dolan acı dolu feryadı parmaklarımın buz kesmesine neden olmuştu. Camdan ayırmadığım bakışlarım ondayken oturduğu yerde kanburlaştığını gördüm kulağıma hıçkırıklarının arasında mızmız sesi iliştiğinde ne dediğine odaklandım.

" Taehyung yanıma gelemez misin?"

Yatağın çarşafını sıktığı ellerini görebiliyordum yada tahminen demin kustuğu için kireç gibi olmuş yüzüde görüş açımdaydı. Aradığı ve ihtiyaç duygu ilk kişi bendim ama kendime verdiğim söz gitmem taraftarı değildi Bunuda farkındaydım. Sessizliğimi kendine göre yorumlayıp dur durak bilmeyen ağlamasını kontrol etmeye çalışarak konuştu. Sesi daha kötü geliyordu.

" Tamam b-ben Yoongi'yi ararım. Sonra görüşürüz."

Tek kelime bile etmeme fırsat vermeden telefonu kapatmıştı. Komdine koyduğu telefonundan sonra kendini yatağa atıp üzerindeki yorganı başına kadar çekmişti. Yoongi'yi aramamıştı, aramayacaktı çünkü lanet olsun şuan yanında benden başka kimseyi istemiyordu, tıpkı küçük bir çocuk gibiydi. Vicdanım beynimi ele geçirmek için konuşmaya başlayınca ona koca bir siktir çekip banyoya girdim.

Bu güne kadar yanında yoktum bundan sonrada olmayacaktım kendini şimdiden alıştırsa onun için en iyisi olurdu. Bir yemin etmiştim ve geri dönmeye o aptal Taehyung olmaya hiç niyetim yoktu. Evet kendimi ne kadar değiştirsemde eskiye göre daha piç bir benliğe bürünmüş olsamda vicdanım beni asla terk etmeyecekti bunu biliyordum ama Jimine karşı göstermeyede niyetim yoktu.

Ilık bir duşun ardından üzerimi değiştirmiş saçlarımı da basit bir şekilde toplayıp mutfağa inmiştim. Kendime hazırladığım kahvenin suyunun ısınmasını beklerken telefonumdan gelen bir kaç bildirimi cevaplamış tam yanımdaki tezgaha koyarken Jungkook'tan yeni bir bildirim gelmişti.

Gerzek: Akşam ki planı sonraya erteleyelim.

Gerzek: Kütüphaneye yeni kitaplar geldi Yoongi ile bu akşam onlarla uğraşmamız gerekiyor.

OWNER¹ MİNE 棄者 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin