Save Me
ꕤJimin :
Bazen koca evrende bir başınıza olduğunuzu hissedersiniz, yalnızlık öyle işlerki cılız ruhunuza hissizleşirsiniz. Sizi hissizliğe sürükleyen etkenin kendiniz olduğunu bilsenizde başka şeylere suçu yıkmak kolay geldiği gibi sizi yalnız bırakan evreni suçlarsınız. Ben aşkımı suçluyordum, kalbime köklerini salan beni yavaşça zehirleyen aşkımı suçluyordum.
Taehyung'a kendimi inandırmaya, kabullendirmeye ve sevdirmey öyle ihtiyacım vardı ki beni üzeceğini, intikamını alması için şans verdiğini bildiğim halde yinede izin vermiştim, belki sever umuduyla. Kalbi kırık ruhunun huzura ermesi için kendimden ödün verirken kendi kalbimin kırıkları arasında kanrevan içinde kalmayı umursamayarak hissizleşmiştim ben. Çığlık çığlığa bağıran ruhumun acılarını görmeyip kendi kendimi hiçsizleştirmişti. Aşkımın suçuydu hepsi.
Hissiz olmak yada varlığını yitirmek bunlar benim için alışılmıştı ben asıl Onsuz kalmaya alışamazdım. Olmak istediğim tek bir yer, duymak istediğim tek bir ses ve beni sevsin istediğim tek bir kişi vardı. O çok farklı biriydi, eşsizdi. Gözlerinden yüreğime akan bir akım vardı tüm hücrelerimi sarsan, bu yüzdendi belkide bu denli sevmem. Evet kesinlikle gözleriydi beni kendine çeken, her baktığımda harelerimi eriten o sıcak kahveleriydi beni bu denli arsız bir aşığa çeviren. Birde boynundan nükseden kokusu vardı, tarif edemeyeceğim bir şekilde ferahlatıcı kokuyordu tam anlamıyla huzurdu benim için.
İşte bu yüzdendi kendimden vazgeçişim gülüşüyle benim evim olan adamı kendi bencilliğim ile bir ikinci defa kaybetsem zaten hiçlikte süzülen ruhumu yok ederdi. Dolgun dudaklarım arasından titrek bir nefes alırken bir birine giren kemiklerimin çıtırdama sesi kulaklarıma iliştiğinde kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım. Dün gecenin sarsıntıları bedenimi koca bir enkaza çevirirken boynumda yer edinen izleri saklama zahmetine girmeden mecburi bir şekilde sürüklemiştim kendimi kütüphaneye. Yaklaşan vizelerin stresi başıma muazzam bir ağrı armağan ederken gözlerimi üç katlı, eski kütüphanenin raflarında gezdirdim.
Kütüphanenin sıcak havasına karışan kitap kokuları ağrılar içindeki bedenimi mayıştırırken bayık bakan gözlerimle aradığım kitabı nihayet bulmuştum. Parmak ucuna kalkarak üst rafa konulan kitabı almaya çalıştığımda boyumdan dolayı yetişememiş ve etrafta bana yardımcı olabilecek bir görevli ararken kimsenin olmayışıyla tekrardan önüme dönüp parmak uçlarımın üzerine kalkıp rafa uzanmıştım. Almak istediğim kitabı kavrayan parmaklar kaşlarımın iyice çatılmasına vesile olurken arkamda hissettiğim uzun bedene doğru dönmüştüm. Giydiği beyaz gömlek, kırmızı atkı ve uzun kabanıyla karşımda Taehyung dururken çatılan kaşlarım hızla şaşkınlıkla yukarı kalkarken Taehyung yüzüme doğru kitabı sallayarak gülmüştü.
" Lisede boşuna süt içmen gerektiğini söylemiyordum."
" Boyumu seviyorum."
Astığım suratımla elindeki kitabı aldığımda eşyalarımı koyduğum masaya doğru yönelecekken Taehyung kollarımın iki yanından tutarak sırtımı raflara yaslamıştı. Yüzündeki ciddiyetin altındaki duygu canımı yakarken Taehyung buğulu gözleriyle gözlerimin içine baktığında oracıkta ölmek istemiştim. Üzüldüğünü görmek beni mahvediyordu.
" Unutmadın değil mi? Dün bana rol yaptın."
Kelimeleri gül kurusu dudaklarından dökülürken sesine yansıyan pişmanlık benimde gözlerimin dolmasını sağlarken yine gülümsemiştim.
" Unuttum Tae."
Gözlerini kapattığı an gözünden hızla düşen göz yaşı öylece kaybolurken tekrardan harelerimizi birleştirip konuşmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/125742371-288-k233551.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OWNER¹ MİNE 棄者
FanfictionOwner Serisi¹ [ Konusu Değiştirildi.] Gerçekten aptal mıydı yoksa sadece aptalı oynamak mı kolay geliyordu? Ya da bir diğer soru, gerçekten sarhoş muydu yoksa arzuladığı arkadaşına dokunmak için sarhoşluk ürettiği bahanesi miydi? 28.10.2016 ©Niyk...