Özür Dilerim
ꕤJungkook :
Araba durduğunda kendime daha yeni gelmiş olanları yeni yeni idrak ediyordum. Her şey o kadar hızlı gelişmiştiki neden Yoongi'nin evine geldiğimi bile anlamamışken oturduğum tarafın kapısı açılmış ve Yoongi tekrardan kemikli ellerini benim ince bileğime sararak arabadan indirmişti. Peşinden sürüklenirken büyük gözlerim etrafı inceliyordu, Yoongi'nin zengin olduğunu biliyordum ama bu ev iki kişinin yaşaması için fazla büyüktü yani daha bahçedeydik ama olsun yinede büyüktü.
"Gelsene."
Duyduğum ses ile bakışlarım Yoongi'yi bulunca evin kapısını açmış gelmem için beni bekliyordu, hiç ikiletmeden peşinden bende eve giriş yapmıştım ama gördüğüm manzara beni çok şaşırtmıştı.
Tamam evdi ama evi ev yapan hiç bir eşya yoktu. Tüm eşyalar toplanmış etrafta iki üç tane koli kutuları ve salonda büyük bir L koltuktan başka hiç bir şey yoktu." Ev boş bize gel demek için evi gerçekten boşaltmana gerek yoktu zahmet etmişsin."
Yüzümdeki alay dolu ifademle söylediğim cümle boş evde yankı yaparken Yoongi bana bakmadan koltuga oturup konuştu.
" Zevk seslerimiz evin içinde yankı yapsın diye evi boşaltım yani zahmet olmadı."
" Ciddiyim çok iğrençsin."
" Ne 'ev boş bize gel' cümlesinin ne anlama geldiğini biliyorsun ve bu konuyu açan sensin."
" Onu düşünerek açmadım konuyu sadece komiklik olsun diye... Ahh kime diyorumki gidiyorum ben."
Arkamı dönmüş giderken bu sefer kolumdan tutup durdurmuştu.
" Tamam şaka yaptım gitme. Ve iki gün sonra taşınıyoruz evi o yüzden boşaltım."
" Ne yapayım yani? Hem beni neden buraya getirdin? Ben gitmek istiyorum bırak beni."
Biraz sinirlendiği yüzünün aldığı şekilden çok belli oluyordu, kolumdaki elini çekip tekrardan koltuğa oturunca boş evde umursamaz sesi yankılandı.
" İyi git. Sonrada yüzleşmek istemediğin hyung'un ile yüzleş."
Dediği şeyler doğruydu eğer eve gidersem Hoseok hyung zaten direk olarak ne olduğunu öğrenmek için ilk iş evime gelirdi ve her şey boka batardı. Burda olduğumu asla bilmezdi bilse bile Yoongi olduğu için gelemezdi ve ben bir gün olsada kafamı toplayabilirdim.
Pes etmiş bir şekilde onun yanına oturduğumda bıyık altından güldüğünü gördüm ve istemsizce bende gülmüştüm. İkimizde büyük koltukta yayıla yayıla otururken ortamda sadece nefes alış veriş sesimiz vardı, bundan biraz rahatsız olduğum için cevabını deli gibi merak ettiğim soruyu sordum.
" Hoseok hyungu, gerçekten unuttun mu? yani artık onu sevmiyor musun?"
Koltuga yasladığı başını bana doğru çevirince istemsizce heyecanlanmıştım. Bir iki dakika sadece öyle durup yüzümü izlerken en sonda gözlerimin içine bakarak konuştu sanki beni söylediklerine inandırmak istermiş gibi.
" Onu gerçekten unuttum, Tamam ayrıldıktan beş ay sonra sürekli onu gözleyip onu tekrardan istiyordum ama o gün acımasızca benimle oynadığını söylerken her şey bitti. Ben o havuza tüm sevgimi ve öfkemi kustum, Hoseok'a karşı hiç bir şey hissetmiyorum nefret bile çünkü nefrette bir duygudur. Yani o defter kapanalı çok oldu."
Doğruydu, söylediği her şey noktasına kadar doğruydu bunu onunda istediği gibi hissetmiştim ama o kadar kelime arasından sadece bir şey dikkatimi çekmişti 'sevgi' yani aşık değilmiydi sadece seviyormuydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OWNER¹ MİNE 棄者
FanficOwner Serisi¹ [ Konusu Değiştirildi.] Gerçekten aptal mıydı yoksa sadece aptalı oynamak mı kolay geliyordu? Ya da bir diğer soru, gerçekten sarhoş muydu yoksa arzuladığı arkadaşına dokunmak için sarhoşluk ürettiği bahanesi miydi? 28.10.2016 ©Niyk...