DHAZRA

2

Kadın.. serbest kalır kalmaz kaçmıştı!

Dhazra insan dişinin yaptığı bu hareketle öfkelendi.

Buraya onu kurtarmaya gelmişti ve o karşılığında ne yapmıştı? Onu bırakıp gitmişti. Bu gerçekten insanlar için bile aşağılık ötesi bir davranıştı. Dhazra içinde yükselen tiksinti ve öfkeyle haykırdı ve üzerine gelen kişiye elini salladı. Bu seferki çat sesi eşliğinde geriye doğru uçup arkasındakine çarpmıştı.

"N'oluyo lan!? Sen kimsin be?" diye bağırdı uçan adamı tutan kişi. Sonra kucağındaki adamı yere atıp birkaç adım geri çekildi korkarak.

Dhazra ikinci vurduğu kişinin bayıldığını görünce nedensizce bir tatmin hissetti. İlk vurduğu da yerden kalkamayıp sürünerek Dhazra'dan uzaklaşmaya çalışıyordu. Dhazra büyü kullanmasa bile insan bedeninin gücüyle onları alt edebileceğini fark ederek yumruk yaptığı eline baktı. Onları dövmek iyi hissettirmişti.

Nedenini anlamayarak dudaklarının kıvrıldığını hissetti.

"Ne gülü'yon lan!?"

Biri daha bağırarak üstüne geldiğinde Dhazra onun elinde parlayan metali gördü. Bu, insan derisini kesebilecek olan silahtı. Adamın silahı tutuş şeklinden dolayı Dhazra ona vuramadan kesilirdi. Silahtan kurtulunca ona vurmalıydı.

Bunun için adamın yeterince yaklaşmasını bekledi ve adam silahı kafasına doğru savurduğunda eğildi. Eğilince hemen önünde kalan adamın karnına doğru sıçradı ve kendisiyle birlikte onu yere serdi. Elini kaldırıp yüzüne savurduğunda adamın burnundan kanlar boşaldı ve adam haykırdı. Dhazra arkasından gelen adım seslerini duyduğunda üçüncü kez adama vurmak üzereydi.

Kendisini yüzünü mahvettiği adamın üzerinden yere attığında bir silah daha ıslık sesi çıkararak olduğu yerden geçmişti. İnsan bedeni sayesinde savrulan metalden hızlıca kurtulabiliyordu. Bulunduğu insan bedeninin esnekliği Dhazra'nın azıcık hoşuna gitmişti çünkü ejderhayken böyle hızlı davranması kesinlikle mümkün değildi.

Adam silahını sallayarak üstüne gelirken hızla doğruldu ve geri çekildi. Ona nasıl vuracağını düşündüğü sırada başka bir şey oldu. Az önce onu terk edip giden dişi ağaçların arasından bağırarak fırladı ve elinde tuttuğu kalın ağaç dalıyla Dhazra'yı kesmek isteyen adama saldırdı. Dhazra da adam gibi ne olduğunu anlamaya çalışırken dişi ağaç dalıyla adamın kafasına kafasına vurmaya devam etti.

"Sen nasıl beni kaçırmaya çalışırsın ha?! Bıktım artık! O lanet lordunu gidip kendi ellerimle boğazlayacağım! Ama ilk önce seni halledeceğim!"

Kadın bir yandan bağırırken bir yandan da vurmaya devam ediyordu. O vurdukça daldaki yapraklar dört bir tarafa saçılıyordu. Dhazra yine dudaklarının kıvrıldığını hissetti. Neden dudakları kendi kendine hareket ediyordu?! Garip hissettiriyordu.

Kadının onu terk etmemiş olması onu keyiflendirmişti. Kadının aslında bir silah- bir ağaç dalı- bulmaya gittiğini nereden bilebilirdi ki?

Adam ağzı yüzü çizilmiş halde yere düştüğünde kadın birkaç kere de ayağıyla vurdu ve sonra geri çekilip elindeki dalı salladı. Dhazra bile bu kadar çok vurmamıştı ama kadın ağaç dalıyla vura vura adamı bayıltmıştı. Bu bir yetenek miydi?

"Siz de istiyor musunuz? İstiyor musunuz dedim!"

Kadın bir köşede durmuş Dhazra gibi olanları izleyen ve ayakta duran üç adama yönelirken vahşice haykırmıştı. Diğerlerine göre daha genç görünen bir adam önce kadına sonra da Dhazra'ya baktı ve ardından baygın arkadaşlarını geride bırakarak koşarak uzaklaştı. Dhazra'nın ilk vurduğu adam da düşe kalka hemen onun peşine takılınca son kalan adam kaçmak için hiç beklemedi. Kadın hıncını alamamış gibi onların peşinden birkaç adım koştu ama sonra durdu ve geri dönerek Dhazra'ya yaklaştı.