19

640 122 20
                                    


Elosar sarayına ejderha gözlerinden saray görülebilecek kadar yaklaştıklarında biraz daha yükselmişler ve sarayın tepesine ulaşana kadar uçmaya devam etmişlerdi.

İki ejderha, mola vermeden ilerledikleri için Elosar sınırlarına ulaşmaları çok zaman almamıştı.

Dhakear sarayın tepesinden Rein'e ya da Theo'ya ulaşmak için büyüsüyle etrafı tararken Dhazra birazdan insana dönüşecek olmanın vereceği acıya kendini hazırlamaya çalışıyordu. Dönüşümü hiç sevmiyordu. İnsan bedeni için bu kadar acıyı ve sıkıntıyı gereksiz görüyordu ama ne yazık ki abisinin yanında olmak için insan bedenine ihtiyacı vardı.

"Yoklar.." dedi Dhakear, endişeli bir sesle. "Burada yoklar, Dhazra!"

"Sakin ol.." dedi Dhazra onun etrafında bir tur dönerek. "Bir yere gitmiş olabilirler."

Dhazra onun endişesini bastırmaya çalışırken kendi büyüsünü serbest bıraktı ve sarayda Rein'den ayrılmayan o insanları bulmayı denedi. Rein bir yere gitmiş olsa bile mutlaka birilerinin nereye gittiğine dair haberi olmalıydı.

"Kötü bir his var içimde.." dedi Dhakear huzursuzca. "Seneler evvel olduğu gibi.. uğursuz bir his.."

Dhazra zayıf büyüyü hissettiğinde ona ne diyebileceğini düşünüyordu. Büyünün tanıdık geldiğini fark ettiğinde büyüye dokundu.

"Sen?!" dedi tiksintiyle, ona ulaşmaya çalışan kişinin zihnine konuşurken.

"Sizi hissettim.." dedi, adının Remah olduğunu hatırladığı büyücü. "Sarayın arkasındaki geniş alanda insana dönüşebilirseniz iyi olur, anlatacaklarım var."

"Rein nerede?" diye sordu Dhazra.

"Yüz yüze konuşmalıyız efendim" dedi Remah. "Konu Rein."

Dhazra onun donuk enerjisiyle uğraşmak istemeyerek kısaca 'tamam' yanıtını verdi ve abisine olanları aktardı. Dhakear hiç beklemeden Dhazra'nın etrafında döndü ve sarayın arkasına yöneldi.

Hava zaten karanlık olduğu için sarayın arka bahçesinde dönüşmek zor olmamıştı. Yakınlardaki birkaç meşaleyi söndürmeleri ortalığı zifiri karanlığa boğmak için yeterli olmuştu. Dhazra abisinin kolay dönüşümünü izlerken kendisini de dönüşüme hazırlamaya çalışıyordu. Aklına insan bedenini getirmeye çalışırken istemsizce Dena'yı da düşüncelerine dahil etmişti. Dena'nın ona gülümseyişi bütün zihnini doldururken Dhazra kendini bir anda sıkışmış hissetti ve gözlerini açarken irkildi.

Bu kör görüş.. insan bedenine aitti.

Kollarını uzatıp uzun parmaklarına baktı ve sonra her dönüştüğünde olduğu gibi yine upuzun olmuş olan yumuşak sarı saçlarını yüzünden geriye doğru ittirdi.

Nasıl canı acımadan dönüşebilmişti? Dönüşümü bir öncekinden çok daha kolaydı. Üstelik insan bedeni de hareket ederken daha rahattı. Sıkışmış gibi hissettiren o boğucu baskı biraz hafiflemiş, dayanılabilir hale gelmişti.

Dönüp kızıl ejderin insan bedenine baktığında onun, önceki gördüğü halinden daha iri ve sağlıklı göründüğünü fark etti. Kızıl saçları Dhazra'nın saçları gibi yerlere kadar uzamamış sadece kalçalarına kadar uzamıştı. Kusursuz insan teni önceki haline göre daha beyaz ve daha sağlıklı görünüyordu. Dena'nın onu gördüğü hali aklına gelince Dhazra yüzünü buruşturdu. Kadının ağzı açık bir şekilde oturup abisini izleyeceğinden emindi ve bunu bilmek onu rahatsız ediyordu.

DHAZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin