12

1.5K 210 14
                                    

"Yani.." dedi Dhazra sakinleşmeye çalışır gibi. "O artık başka bir dünyada."

Dena onun söylediklerini kafasında bir yere oturtmaya çalışırken Dhazra konuşmaya devam ederek koca ağaca doğru yürüdü.

"Geçitten geçerek hangi dünyaya gitti kim bilir? Gerçi geçit ağaç şeklinde.. bu da seçenekleri azaltır" diyen Dhazra, ağaca dokundu ve birden garip bir uğultu sesi çıkararak ağaç parladı. Dena o ana dek gayet normal görünen ağacın aslında hiç de normal olmadığını anladığında Dhazra'nın söylediği şeyler anlam kazandı.

"Yok artık!" diye mırıldandı Dena, kendi kendine. Onlar ne biçim bir ormana girmişlerdi? Uzun zamandır Dhazra ile bir ormandan diğerine geçerlerken birçok ormanda yol almışlardı ama hiç de böyle bir şeyle karşılaşmamışlardı.

Çocukta bir uğursuzluk mu vardı acaba? Lanetli falan mıydı?

Önce ayının saldırması sonra bir kurdun takip etmesi hepsinin sonunda da çocuğun bir geçitten geçip başka bir dünyaya gitmesi.. üstelik de bunların çok kısa bir sürede gerçekleşmesi akıl almaz bir şeydi.

Kesinlikle çocukta bir uğursuzluk vardı.

"Ağaç ruhları.. başkası yapmış olamaz" diyordu Dhazra, Dena kendi dalgınlığından çıkıp ona döndüğünde.

"Ağaç ruhu mu?"

"Evet, insana en çok benzeyen onlar.. bu da ilk başta aldığım otsu kokuyla birleşen değişik kokuyu açıklar. Mytras'a gitmiş olmalı.."

"Haklısın.." dedi Dena, hiçbir şey anlamadığını belli etmemek için. "Kesin oraya gitmiştir. Eee biz ne yapıyoruz? Gidip geri getirecek miyiz?"

"Sence gidebilecek olsam burada durup sana anlamadığın şeyleri anlatmaya çalışır mıydım?" diye sordu Dhazra, ona dönerek. Yüzünde her zamanki küçümseyen bakışından vardı.

Dena onun aşağılamasını duymazdan geldi ve ağacın etrafında bir tur attı. Dhazra ona gösterdiğinden mi yoksa çok fazla yaklaştığından mı olduğunu bilmiyordu ama ağacın etrafındaki havanın titreşip durduğunu fark etmişti. Bunun geçit olayıyla bir alakası olduğunu anlaması için Dhazra'nın düşündüğü kadar akıllı olmasına gerek yoktu.

"Ne yapacağız?" diye sordu Dena, Dhazra'ya. "Ağacı mı yok etsen?"

"Saçmalama!" diye kızdı Dhazra. "Ağacı yok edersem çocuk nasıl geri dönecek?!"

"Tabii.. doğru söylüyorsun" dedi Dena. "Ne yapalım o zaman?"

"Bekleyeceğiz.." dedi Dhazra. "Çocuk geri gelene kadar beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok."

Dena iç çekti.

"Neyse en azından koşmayacağız" diye mırıldandı içini ürperten ağaçtan uzaklaşırken. "Şuraya bir yere kıvrılayım da bir şey olursa uyandırırsın."

Dhazra onu önemsemeden ağaca bakmaya devam ettiğinde Dena on adım ötesinin yeterince güvenli olduğunu düşünerek kendini yere attı. Uyuyabileceğini düşünüyordu ama hissettiği tedirginlik buna engel olunca Dena, düşünceli düşünceli etrafta dolaşan Dhazra'yı izledi.

Bir süre sonra –Dena ne kadar zaman geçtiğinden emin olamıyordu – Dhazra aniden onun yanında belirip onu en yakın ağacın arkasına çektiğinde Dena uyuşukluğundan sıyrıldı.

"Ne oldu? Çocuk mu-"

Dhazra onun ağzını kapatıp geçit ağaca odaklandığında Dena da ağaca baktı. Sonra gözü ağacın sol tarafından gelen kişilere takıldı. Üç kişiydiler.

DHAZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin