Günler su gibi akıp gitmiş tüm hazırlıklar tamamlanmıştı, Feyza sabah erkenden kalkmış eve gelen kuaför onun saçını ve makyajını yapmıştı kına kıyafetini giydikten sonra annesi ve kayınvalidesi gelip onunla birlikte avluda ki kalabalık bayanların yanına getirmişti. Gece boyu oynamış ve tanımadığı onca insanın elini öpmüştü sıra kına yakılmaya geldiğinde Feyza'yı ortada bir sandalyeye oturtmuşlar etrafında genç kızlar hem kına türküsü söylüyor hem de dönüyorlardı. Günler geçtikçe üzüntüsü artan Feyza çoktan ağlamaya başlamıştı kayınvalidesi gelip altına tam altın koymuş ve kınasını yakmışlardı. Misafirler gidip de ev halkı kaldığında Feyza annesiyle birlikte odasına çıktı ve uzun süre sarılıp ağlaştılar"Biricik kızım benim sen ne zaman bu kadar büyüdün de kendi yuvanı kuracak yaşa geldin, ben sensiz ne yapacağım şimdi"
"Annem yapma böyle sana dedim ya bizde İstanbul'a geleceğiz görüşürüz merak etme sen"
"Bak kızım senin artık bir yuvan bir kocan olacak biliyorum bu evliliği babanın sözünü yerine getirmek istediğin için kabul ettin ama bunu bir mecburiyet olarak görme kızım, kocanı sev say aranızda kırgınlık küskünlük olmasın buna izin verme kızım. Kocana ne olursa olsun sırtını dönme, küs olsan bile yatağını ayırma şu kapıdan girdikten sonra sadece ikiniz varsınız annem bunu unutma ve ne olursa olsun şu kapıdan çıktıktan sonra bunu unut ve ailene bunu belli etme. Artık Ömer Bey senin baban Fatma Hanım da annen onlara saygı da kusur etme olur mu kuzum"
"Tamam anne, bugün son kez benimle yatar mısın?"
"Yatarım tabi bebeğim" anne kız üzerlerini değiştirdikten sonra birlikte yatmışlardı. Leyla hanım kısa süre sonra uyumuştu ama Feyza'nın gözüne uyku girmiyordu annesinin söylediklerini düşünüyordu, temiz hava almak için üzerine bir hırka giydi ve dışarıya çıktı. Sedirlere doğru yürürken orda oturan birini görünce koktu
"Korkma Feyza benim Alparslan" Alparslan uyuyamayınca dışarıya çıkmış ve sedirlerde oturmuş sigara içiyor ve yıldızları seyrediyordu
"Şey ben senin burada olduğunu bilmiyordum rahatsız etmek istememiştim affedersin ben gidiyim"
"Gitmene gerek yok oturabilirsin, seni de mi uyku tutmadı?"
"Şey...evet uyuyamadım" Feyza Alparslan'ın karşısındaki sedire oturmuştu
"Yıllar önce babalarımız bir söz veriyor ve bizim hayatlarımız ta o zamandan kesişiyor ne garip" Alparslan içtenlikle düşüncelerini Feyza'ya söylemişti
"Evet öyle" aralarında derin bir sessizlik olmuştu Alparslan'ın sigarasından çektiği nefesi ikisi de net bir şekilde duyabiliyordu
"Zorla mı evleniyorsun benimle?" Alparslan günlerdir bunu düşünüyordu ne zaman Feyza'yı görse yüzü asıktı
"Zorla değil ama severek de değil" Feyza ilk defa Alparslan ile açıkça duygularını dile getiriyordu
"Anladım" Alparslan derin bir nefes daha çekti sigarasından
"Neden okulunu bitirmek için bu kadar ısrarcısın, az çok ailemi ve yaşamımızı gördün çalışamayacağını biliyor olmalısın" Feyza bunu elbette biliyordu
"Biliyorum... ben çocukken yani babam hastalanmadan önce benim okumamı istediğini devamlı söyler ve bir gün öğretmen olduğumu hayal ettiğini söylerdi yani annemin anlattığı kadarıyla. Ben kendi imkanlarımla kazandım o okulu, mezun olduğumda babamın mezarına gidecek ve bak baba küçük kızın öğretmen oldu diyecektim diyeceğimde bu yüzden okulumu bitirmek istiyorum" Alparslan Feyza'nın içerisindeki babasını özleyen kız çocuğunu görmüş ve onu üzdüğü için kendisine kızmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ AŞKI
Teen FictionYıllar önce verilen bir söz iki gencin hayatlarını nasıl değiştirir? 08.06.2018 14.04.2021