IV

202 98 47
                                    

                       Mahvolmuştuk İkimizde

Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamış ve orda yatan kişinin benim en yakın sadık arkadaşım olduğunu sindirmeye çalışıyordum.
Herşeyimizi beraber yapmıştık. İlkokul,ortaokul,lise hepsinde beraberdik.
Yıllarımız geçmişti dile kolay 22 yıl beraberdik.
Onun öldüğünü bilmek düşünmek bile içimi yakardı hatta ağlardım. Arada düşünürdüm o olmasa naparım die,düşüncesi bile çok kötüydü.
Ama artık gerçeğe dönmeliydim.
O ÖLMÜŞTÜ..

Arkamı döndüm ve o an karşımdaki adını bile bilmediğim Anonim kişisine silah doğrulttum. Polis olduğum için yanımdaydı sürekli.

Bu tepkiyi beklemiyor gibiydi.

"Öldürücem seni,nasıl yaparsın ona bunu, o sana ne yaptı ha ne yaptı söyle bana?"

"O senin hayatına zarar veriyodu sen kör olduğun için görmüyodun tabiki ama hayatındaki tüm pürüzleri arkadaşın yapıyodu.Mutsuzluğunun sebebi o,şimdi yanlız kalıcaksın yine sebebi o çünkü seni göz göre göre bile bile uyarmadı Irmak niye anlamıyorsun."

"Yalan söylüyorsun o asla öyle bir şey yapmaz. Onu hedef aldın dimi sırf canım yansın die. Bide ona iftira atmaya çalışıyosun. Hani nerde ispatın nerde söyle. Yada söyleme çünkü birazdan sende yerde betonun üzerinde kan kaybından ölüceksin ve ben seni zevk içinde izleyeceğim."

"Saçmalama ve bırak o silahı sen beni öldürünce arkadaşın felan geri gelmicek. Ama ben yaşarsam belki hayatın yerine oturur ha bunu bi düşün bence."

"Bide bu durumda bana rüşvet mi teklif ediyosun,şaka mısın sen görmüyomusun arkadaşımı öldürdün. Dur ya ben nie seni tutuklamıyorum.
Şuandan itaberen tutuklusun." diyip cebimden kelepçe çıkarmıştım.

Daha ben ona yaklaşmadan siren sesleri duymuştum. Polisler geliyordu buraya. Tam isabetti.

5 dakika olmadan polisler etrafı sarmış ve içeri anons yapıyorlardı. Hiç bir zaman polis olmama rağmen bunları anlamıyordum. Vurmadan önce uyarırlar, girmeden önce resmen önlem alın die uyarırlar,saçmaydı..

"Kaldırın ellerinizi Polis."

"At silahını çabuk,arkanızı dönün ikinizde."

"Ben zaten polisim kimliğimi gösterebilirim."
diyip elime arka cebime atmıştım.
"Irmak Sever."

"Zaten buraya sizin için geldik."

"Adam öldürmekten tutuklusunuz.."

                 

                                    ****

Parmaklıklar ardında bir oyana bir buyana gidip geliyordum.

Nasıl ya nasıl?
Nasıl olabiliyoda orda onu degilde sadece beni tutukluyorlardı.
Kesinlikle bu işte bir oyun vardı. Artık buna emindim ve bunu çözücektim.
Ama ilk işim burdan bir şekilde çıkmak olucaktı.

"Kimse yokmu? Bakarmısınız? Kime diyorum acaba?"

Kilit açıldı ve içeri orta yaşlarda bir erkek girdi.

"Ne var, ne bağırıyorsun?"

"Öncelikle kocamla konuşmam gerek ve avukatımı istiyorum acil olarak."

"Avukatın zaten burda kocanada ulaşamıyoruz kusura bakma. Şimdi bugün burda sabahlıyosun sabah nolucağını karar vericekler."

O bir şeyler diyordu ama benim aklım Caner'in olduğu kısımdı.
Her zaman telefonu açık ve ulaşılır olurdu. Tesadüf olamazdı değil mi?
Neden ulaşılmasın ki, ortada onu alakadar eden bir durum yok.
Olabilirmiydi?
Sanırım bugün sabaha kadar kafayı yiyecektim.

A N A F O R Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin