Duyduklarımı hazmetmem uzun süreceğe benziyordu,ortamdaki tüm ışıklar bana dönmüştü.Makyajım dağılmıştı,kafam da bi o kadar dağınıktı şuan.
Işık görmüş tavşan gibi yerime duruyordum,Urazın sesi net geliyordu tek.
"Siz sevgili misiniz?"
Kulağımın dibinde olmasına ramen sanki aramızda kilometreler varmış gibi geliyordu.
Osman bakışlarınla resmen "yanıma gel" diyordu.
Yavaş yavaş yürümeye başladım,yanına gittiğimde gözlerimin tam içine bakmaya başladı.
Bugün,bunların üstüne bunu yaşamam sanırım hayatın bana oynadığı küçük bir oyundu.
İnsanların bakışları benim üzerimde toplanırken,tuvalette gördüğüm kızlar aralarında fısıldaşıyordu.
Ben napıcam diye düşünürken elimi tuttu ve bir şampanya aldı.
"Kadeh kaldıralım!"
Dedi ve şampanyasını havaya kaldırdı,herkes de kaldırmıştı.
"Umarım hep,birlikte nice seneler geçiririz!" Dedi ve
"Şerefe!" Diye bağırdı.
Alkış sesleri içinde insanlar içkisini yudumlamaya başlamıştı.
Kulağımda eğildi ve
"İçmek ister misin?" Dedi fısıltıyla,sesi ruhumu ürpertmişti.
Elini bırakıcakken sıkıca tuttu,bakışlarınla ruhumu deliyordu.
Beraber Urazların yanına döndük.
Uraz şaşkınca bana bakarken
"Hayırlı olsun dila" dedi ve şaşkın şekilde bakmaya devam etti.
Ne olduğunu ben bile anlayamazken,bunu urazdan beklemem saçmalık olurdu.
Kelimeler ağzımda dolaşırken
"Bu sadece bir oyundu" dedi osman.
Hayatımdaki en saçma oyundu,ve nedense kalbimi fazlasıyla kırmıştı.
Elimi yavaşça çektim.Osman bana bakmıyordu,kalbimi ayaklarının altına almıştı sanki.
Gözlerimden yaşlar akarken koşarak çıktım,arkamdan Urazın "Dila!" Diye seslendiğini duysam bile,umrumda değildi.
Gelen ilk taksiye bindim,nereye gittiğim bile önemsizdi.
Dolaştıktan sonra şoför aynadan bakarak
"Yol baya uzadı,nereye gidicektiniz?"
"Keşke bilsem" diye geçirdim içimden ve damlayı aradım.
Damla uykulu bir sesle telefonu açmıştı.
"Efendim,bi sorun mu var"
"Sonra konuşuruz,sana gelsem olur mu?"
"Dila tabiki gel ama beni korkutuyorsun.İyi misin?"
Gözyaşlarımı tuttum ve nefes alıp
"Gelince konuşuruz"
Dedim.
Evi tarif ettim ve camdan bakmaya başladım.
Böyle bir oyuna ihtiyacım yoktu,kalbimi sadece daha fazla kırmıştı.
Bunun gereği bile yoktu.Beni üzmekten başka hiçbir işe yaramamıştı,hala onunla neden kalıyorum diye düşünüyordum.
Telefonumu kapatmıştım,gözümden yavaşça elbiseme akan yaşları sildim.Eve gelmiştim,Parayı verdim ve kapıyı çaldım.
Damla pijamalarınla kapıyı açmıştı,yorgun gözüküyordu.
"Dila,sana noldu" dedi ve beni kollarının arasına aldı.Tutmaya çalıştığım göz yaşlarımı salmıştım.
"Hadi içer girelim"
Üstüme şort ve kısa kollu bir üst verdi,olan biteni anlattım.
Düşünceli bir ifadeye bürünmüştü
"Peki sen ondan hoşlanıyor musun?"
Kafamı hayır anlamında salladım ama,aslında içimdeki farklıydı.
"Yaptığı cidden kabalık,bence bir süre konuşma"
"Sadece uyumak istiyorum"
"Tamam,Karşımdaki yatakta yatarsın.
Yatağa uzandım,"iyi geceler,kafana takma"
Derin bir iç çektim,her gecemin sonu böyle bitmek zorunda mıydı cidden.Camdan gelen ay ışığı yatağa vuruyordu,hepsi bir oyundu derken ne yapmaya çalışmıştı?
Anlayamıyordum.Telefonum çalmaya başlamıştı,Damla uyanmasın diye hızlı adımlarla tuvalete girdim ve kapıyı kapattım.
O arıyordu,açmasam mı diye düşünüyordum.Bi anlık gelen cesaretle telefonu açtım.
"Dila,ben seni bulmadan önce nerde olduğunu söyle"
"Sana hiçbir şey söylemek zorunda değilim,beni aramayı bırak"
"Hata yapıyorsun,nerde olduğunu söylemezsen ben bulucam ve senin için iyi olmayacak"
Suratına kapattım.
İçimden acaba gerçekten bulabilir mi diye geçirirken yatağa geri döndüm.
Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım..
-2 SAAT SONRA-
Kapının yumruklanmasına kalkmıştık,korkuyordum.
"Damla,ben kapıyı açıcam"
Damla ışıkları yaktı.
"Polisi arıyorum" dediği an
"Olmaz!"
Dedim ve telefonu aldım."Ben kapıyı açıcam"
Ağır adımlarla kapıya gittim,bedenimdeki korku beni ele geçirmişe benziyordu.
Damla açmamam için yalvaran gözlerle bakarken kapıyı açtım.
Osman,yanında bir adam ve bi adam daha.
İlk defa bu kadar sinirli gözüküyordu,resmen burnundan soluyordu.
Adamlarına gitmelerini işaret etti,hala o takım elbise duruyordu üstünde.
Kolumdan tuttu ve beni kendine yaklaştırıp bi anda kulağıma "rezillik çıkmasını istemiyosan arkadaşına benimle geleceğini söyle.Yada Binayı ayağa kaldırırım"
Yapıcağında ciddi gözüküyordu.Damla tedirgin bir şekilde bana bakarken "Damla ben gidiyorum,yarın görüşürüz"
Damla soran gözlerle bana bakarken
"Sorun yok" dedim ve derin bir nefes aldım,korkuyordum.
"Elbiseni getiriyim" diyince
"Mecburen onu giycem,başka kıyafetim yok" dedim ve tuvalete gidip elbisemi giydim.Topuklu ayakkabılar yerine ayaklarım çıplaktı.Saçlarımı at kuyruğu yaptım.
"İyi geceler" dedim sessizce ve evden çıktık.
Kolumdan deli gibi sürükleniyordum,ilk defa bu kadar korkuyordum.
Beni bi anda arabaya itti ve neredeyse üstüme çıktı.
"Ceza vakti geldi" dedi sessizce.
"Ben bir şey yapmadım" dedim,kendimden emindim.
"Bu sefer elimden kurtulamayacaksın" dedi ve beni otutturup kendisi de arabaya bindi ve eve gitmeye başladık.
Çok hızlı kullanıyordu,her an kaza yapabilirdik.
"Sakinleş" dedim en sonunda ama duymuyordu.
"Sakinleş!"
Diye bağırdım.
Arabayı ani bir şekilde frenledi,neredeyse camdan çıkıcaktım.
Bi anda beni belimden tuttu ve kendi kucağına otutturdu,yüzlerimiz çok yakındı.
"Her şekilde kaçmayı beceriyorsun,ama bu gece kaçamıycaksın küçüğüm" dedi fısıltıyla.
"Ne yapıcaksın" dediğimde elini belime yerleştirdi ve sıkmaya başladı,canım yanıyordu.
"Soru sorma"
Dedi ve elini aşağı indirmeye başladı.
"Dur" dedim ve kalkmaya çalıştım ama izin vermiyordu.
Eli kalçalarıma gittiğinde sert bir şekilde kendine doğru itti.
"Ne yapıcaksın,bırak beni"
Dediğimde güldü.
"Ceza vakti küçüğüm" dedi ve beni koltuğa geri otutturdu.
Eve geldiğimizde yine kolumdan tutuyordu,"Nolur bırak!Bir daha asla karşına çıkmam" Eve gürültülü bir şekilde girmiştik.
Uraz aşağı indi
"Noluyo bur-" konuşmasına bırakmadan Osman uraza bağırarak
"Şu siktiğimin evinden çık,yarın gelirsin" dedi ve onu da evden kovdu.
İkimiz yalnız kalmıştık.
Merdivenlerden çıkıyorduk,kalbim çıkıcak gibi hissediyordum.
Banyoya girdik ve kapıyı kilitledi.
Korku daha fazla yayılıyordu.
"Elbiseni çıkar"
İçimden nasıl kurtulucam diye düşünüyordum ki bağırmasınla düşüncelerim bölündü.
"Elbiseni çıkar dila!Yoksa ben yaparım"
Yine hareket etmemiştim,tam arkasından kapıya ulaşıcakken bi anda kolumdan tuttu ve kendine çekti.
Arkamı dönmemi sağlamıştı.
Fermuarı yavaşça açıyordu,parmağı sırtımda gezerken içimde garip hisler uyanıyordu.
Elbisenin omuzlarından tuttu ve düşmesini sağladı.
Sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım.
Önüme döndüğümde gözleri farklı bakıyordu,hiç olmadığından siyahtı şuan.
"Küvete gir" dediğinde iyice korkmaya başlamıştım.
"Nolur yapma,ne istersen yaparım" dedim ağlana gözlerimle
Bileğimden yakaladı ve beni içine soktu,suyu doldurmaya başladı.Suyun yarıdan fazlası dolunca beni otutturdu.
"Bir daha,asla benimle konuşmadan benden kaçmıycaksın"
Dedi ve soğuk suyun içine soktu,nefesim kesilmişti,güçlü elleri kalkmamı engelliyordu.
Çırpındıkça batıyordum.
Tekrar çıkardığında
"Bir daha asla,telefonunu kapatmıycaksın"
Dedi ve yine küvetin dibindeydim,sırılsıklam olmuştum.
Sudan çıktığımda nefes nefeseydim.
"Anladın mı?"
Dedi,nefes nefese "Anladım" dedim ve gözlerimi kapattım.
"Gözlerini aç" dedi fısıltıyla,istemiyordum.
Çenemden tutup yavaşça kendine çekti.
Yüzlerimiz fazla yakındı.
"Sakın,Sakın bir daha kaçıp gitme."
Dedi,gitmek istiyordum.
"Seni sürekli başkalarının evinde görmek istemiyorum"
Dedi fısıltıyla ve yüzünü boynumda gezdirmeye başladı.
"Bir daha kaçıp gidersen,yapıcağımdan sorumlu olmam"
Dedi ve gözlerini gözlerime dikti.
"Anladın mı"
Dedi .
"Nolur,bırak beni gidiyim.Yemin ederim karşına çıkmam"
Dedim,gözlerimden süzülen yaşlar küvetteki suya akıyordu.
Çenemdeki eli bi anda daha sıkı tutmaya başladı ve ani bir hareketle beni daha yakınına çekti.
"Aynı şeyi bir daha dememeni tavsiye ederim küçüğüm,Yoksa bu gördüklerin bir hiç olur"
Bakışları yumuşamış gibiydi
"Tamam mı" dedi fısıltıyla
"Tamam" dedim ve bende gözlerinin içine dik dik bakmaya başladım,tam o an telefonu çalmaya başladı.
Telefonunu alıp dışarıya çıktı,suyun içinde öylece kalmıştım ve bedenim çok üşüyordu,gözlerim kapanıyordu.
Geri döndüğünde kollarımdan tutup beni sudan çıkardı.Bi havluyla kurulamaya başlayınca geri çekilmeye çalışsam da belimden tuttu ve kendine daha sıkı çekti.Saçlarımı da kuruladıktan sonra kendi hırkasını ve tişörtünü giydirdi.
Banyoya geri döndü ve beni kucağına aldı,kollarımı boynuna doladım.
Bir iyi bir kötüydü,sanırım hiçbir zaman değişmiycekti.
Yatağa yatırdı,üstümü de örttükten sonra kulağıma eğilip "Uyu,küçüğüm" dedi.Bir süre sonra gözlerimi açtım,hala akşamdı.Biri odanın içinde bir şeyler yapıyordu.
"Osman?" Dedim sessizce
"Benim küçüğüm,korkma" dedi ve yanıma uzandı.
Belimden sarıldı ve saçlarımla oynamaya başladı.
"Seni korkuttum mu" diyince şaşırmıştım.
"Hayır,senin geldiğini anlamıştım"
Dedim.
"Banyoda" diyince yutkunmuştum.
"Bunları konuşmasak" dedim ve gözlerimi kapattım.
"Sana bunların olacağını söylemiştim küçüğüm,bilmen gerekirdi"
"Biliyorum" dedim sessizce.
"İyi geceler" diyip yeniden uykuya daldım.Son duyduğum ise
"İyi geceler küçüğüm" oldu.
-OSMANDAN-
kollarımda uyuyuşunu izliyordum,fazla masumdu.
Onu ne kadar korkuttuğumun farkındaydım,ama bunu ona zaten söylemiştim.
Saçlarını geriye doğru çektim,üstünü örttüm ve ilk defa bi kadını yanağından öptüm.
O daha çok küçüktü,kadın demem bile saçmalık oluyordu.
Yataktan kalktım ve dışarı çıktım,sigarayı dudağımın arasına koydum ve içime çektim.
Ona verdiğim zarardan nasıl zevk alabiliyordum?
-DİLADAN-
Gözlerimi açtığımda,yanımda bir ağırlık hissettim ve kafamı çevirdim.
Osman yanıma uzanmıştı ve uyuyordu.Yanağına küçük bir öpücük bıraktığımda uyandı ve bileğimden tutup üstüme çıktı.
"Günaydın" dedim tedirgin olmuş bir halde.
"Sanada günaydın" dedi ve hafifçe gülümseyip boynuma küçük bir öpücük kondurdu.
Salona indiğimizde Uraz yoktu,belli ki dün başka birisinde kalmıştı.
Kahvaltı ettik,"Benim biraz işim var,akşam gelicem"
Dedi ve tekrar boynumdan öptü.
"Bana haber vermeden evden çıkmanı istemiyorum"
"Tamam" dedim ve hafifçe gülümsedim.
Odasına çıktı ve giyindi,aşağı indiğinde altında siyah bir pantalon,üstünde de kısa kollu siyah bir tişört vardı.
Tekrar yanıma geldi ve "dikkat et" dedi,tam arkasını döndüğünde geri döndü ve yüzünü boynuma götürüp "etmezsen,ölürsün" dedi.
Buna ikimiz de gülmüştük.Evden çıktı.
Bende filmlere dalmıştım.
Akşam olduğunda Hala gelmemişti,arasammı diye düşünüyordum ama sonradan vazgeçtim.
Formalarımı çıkardım ve yatağa uzandım,aklım ondaydı.
-OSMANDAN-
"Nereye gitti bu o zaman!" Dedim ve yürümeye başladım.
"O orospu çocuğunu bulmadan gelme Ersin,bulmadan gelme!"
Evden çıktım,sigaramı da dudağımın arasına koydum.
Dilayı kaçıran o heriflerden döveni bulmuştuk ama kaçmıştı.
"Siktiğimin piçini bulucam" dedim kendi kendime ve içeri geri girdim.
-DİLADAN-
Alarmımla gözlerimi açtım,hızlıca tuvalete girdim ve işlerimi hallettikten sonra formamı giyip çantamı aldım.
Aşağı indiğimde kimse yoktu,belli ki uyuyolardı.Kimseyi kaldırmadım ve kapıyı açtım,beni okula götüren şoför de yoktu.
Fırsattan istifade yürümeye başladım,temiz hava zihnimi fazlasıyla açıyordu.Okula yakın olduğumuzdan kısa sürede varmıştım.
Kapıdan geçicekken telefonum çalmaya başladı.
Osmandı,
"Bana haber vermeden çıkman hoşuma gitmedi,yürüyerek mi gittin?"
"Uyandırmak istemedim,yürüyerek geldim.Şimdi dersim var"
"Almaya bizzat ben geliyorum,kaçıyım deme sakın"
Gülmüştüm,onun da güldüğünü hissediyordum.
"Tamam,görüşürüz"
Okula girdiğimde kapıda Damla bekliyordu,"Hoşgeldin" dedi ve sınıfa girdik,ilk ders fazla boştu.
"Olayları anlatmayı düşünüyo musun dilacım"
Neyden bahsettiğinin farkındaydım.
"Bi olay yok" dediğimde gözlerini devirdi.
"Yine bilinmeyen şeyler diyosun,ona da tamam"
Damlanın bu halini seviyordum,ne olursa olsun bana sonsuz güven besliyordu.
"Tek bildiğim şey,onunla aranızda bir şey olduğu" dedi ve kalemini bıraktığında kalem düştü.
"Dila!,Damla!.Sessiz olun!"
Hocanın uyarısınla gülerek önümüze dönmüştük.
Dersler böyle böyle akarken öğle teneffüsü gelmişti bile.
İkimizde tost alıp bahçeye çıktık.
Karşıdaki grubu gördüğümüzde damla bana dönüp
"Serseriler geliyo" dedi.
Murat,Ayaz,serkan.Üçü tüm kızların beraber olmak istediği,aksi tiplerdendi.
"Çok saçmalar" diye içimden geçirdim.
Özellikle Ayaz,çok aksi bir tipti ve mümkün olduğunca kimseyle konuşmazdı.
Ölümcül bakışlar atıyordum.
-GEÇEN DÖNEM-
"Arkadaşlar,sırayla lütfen!"
Ayaklarımı sürterek ilerliyordum,yine saçma gezilerden birindeydik.
"Off,biraz gülsene be kızım" ses damlanındı.
"Sıkıldım" dedim.
"Ben tuvalete gidicem,görüşürüz"
Aslında kaçma yolum buydu,tuvaleti buldum ve zaman geçirmeye başladım.
Adının Ayaz olduğunu tahmin ettiğim çocuk büyük bir gürültüyle tuvalete girdi.
"Aman da kimler varmış,asosyal?"
"Aa,Ergen" dedim ve ellerimle ağzımı kapattım.
"Sözlerine dikkat et" dedi ve üstüme yürümeye başladı.
"Etmezsem nolur,ucube" dedim ve gülmeye başladım.
Eli boynumu buldu ve lavaboya kafamı eğip
"Kafanı yıkayalım belki beynini kullanırsın"
Dedi.
Rezil olmuştum.
-GÜNÜMÜZ-
Ayaz da bana ölümcül bakışlar atarken "Ergen" dedim.Sanki dudaklarımı okumuştu.
Derin derin nefes almaya başladı,bana göre cidden ergendi.
Yanıma geldi ve "Seninle çıkışta hesaplaşıcaz"
Dedi ve suratıma eğilip
"Asosyal" dedi ve arkadaşlarınla gülüp gittiler.
"Kızım bulaşma şuna,bi baltaya sap olamamış bir ergen işte" dedi damla ve tostundan bir ısırık daha aldı.
"Bencede,ergenin teki" dedim ve bende tostumu yemeye başladım.
Ders sırasında telefonuma mesaj gelmişti,allahtan en arkada oturuyordum.
Telefonu gizlice açtım,mesaj osmandandı
"Derste olduğunu biliyorum,çıkışta hiçbir yere kaybolma."
Cevap vermedim ve telefonumu geri çantama koydum.Dersler tam gaz sıkıcılığa devam ederken sonunda çıkış zili çalmıştı,
"Dila,Cerenlerle buluşucam sende geliyosun"
"Başka bi gün gelirim,biraz işim var"
Düşünüyomuş gibi yaptı ve
"Hmmm,bu iş şu yakışıklıyla olmasın" dedi.
İkimizde gülmeye başlamıştık.
"Saçmalama" diyince
"Tamam tamam,sustum ben" dedi ve göz kırptık.Damlayla da vedalaştıktan sonra çıkışa yöneldim.
Çıkışın biraz uzağında osmanın arabası duruyordu ve arabaya yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu.
Hafifçe gülümsedim,tepkisini kestiremiyordum.
Tam ona doğru giderken birinin kolumu tutup demir kapıya itmesinle ne olduğunu şaşırmıştım.
"Lafını geri al asosyal,yoksa burda yedirmek zorunda kalıcam"
"Bırak,Gerizekalı ucube!" Diye bağırıp itsem de ergen hareket etmiyordu.
"Benimle düzgün konuşmayı öğrensen iyi olur bebeğim,yoksa canını öyle bir yakarım ki yalvarmak zorunda kalırsın"
"Etrafında gezinen plastik bebeklerle uğraşsana,bırak beni UCUBE!" Dedim üstüne basa basa,bu daha sinirlenmesine yol açmıştı.
"Sen ceza istiyosun"
Dedi ve elini havaya kaldırdı,gözlerimi kısmıştım.
Sonra bi anda üstümden çekildi,gözlerimi açtığımda gördüğüm manzarayla ağzım açılmıştı.
Osman Ayazı boynundan tutmuş yere düşürmüştü.
"Asıl sen benim olanla uğraştığın için cezanı çekiceksin yavlarmanı zevkle bekliyorum"
Dedi ve suratına yumrukları hiç kesilmeden atıyordu.
"Nolur dur!" Diye bağırdım ama dinlemiyordu,kolundan tutunca da itti.
"Küçük fahişen seni koruyo" dedi kanlar içindeki ayaz ve kahkaha atmaya başladı.
"Bunu dediğine pişman olmalısın,çünkü ölmekten beter olucaksın" dedi.
Gözlerim kararmıştı ve ani bir şekilde yere düşmüştüm,sonrası ise zihnimde yoktu.❤️😈Beklenen yeni bölüm😈❤️
Yorumlarınız için teşekkür ederim,seviliyorsunuz😄💞..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİSKOPAT SEVGİLİM
Romance"Neden peşimi bırakmıyorsun?" Soruma şaşırmış gibiydi.Bir süre düşündü "Bence söylemenin tam sırası" Dedim önünde dikilirken.Yorulmuştum. Yanıma yaklaştı ve kulağıma eğilip "Seni karanlığıma çağırmıyorum küçüğüm,çünkü zaten artık karanlığımın bir pa...