Solumda hissettiğim değişik hisle gözlerimi açtım. Telefonumu bulup saate baktığımda sadece 4 saat uyuduğumu gördüm. Kalbimde bir şeyler oluyordu ve acayip heyecanlıydım. Anlaşılan gecenin etkisinden çıkamamıştım. Yataktan çıkıp kendi kıyafetlerimi giydim. Çıkardığım pijamaları katlayıp yatağı düzelttim. Yüksek ihtimalle onları yıkayacaktı ama yıkanacak diye dağınık bırakamazdım. Sessiz olmaya özen göstererek odadan çıkıp banyoya girdim. Aynadaki yüzüme baktım. Makyajsız ama canlı görünüyordum. Normalde makyajsızken solgun dururdum. Galiba mutluluğun etkisi gerçekten oluyordu. Yüzümü yıkayıp saçlarımı düzelttim. Yine sessiz olmaya özen göstererek salona geçtim. Cansu kanepede yoktu. Direkt balkona baktım. Oradaydı. Duvara yaslanmış sigara içiyordu. Sonra beni fark etti.
"Uyanmışsın." dedim yanına yaklaşırken.
"Günaydın."
"Günaydın."
Sigara paketini alıp içinden bir tane sigara yaktı ve bana verdi.
"Aç aç sigara mı içiyorsun?" dedim ilk dumanı üfleyerek.
"Sen de içiyorsun."
"Normalde içmem."
"Aslında kahvaltı hazırlayacaktım ama ses çıkarırım diye uyanmanı bekledim."
"Çok acıkmadım zaten."
"İyi uyudun mu?"
"Ben uyudum da sen uyuyamadın sanırım."
"Uyuduk uyandık hala salonda yatmamı dert ediyorsun. Neyse ne yapacaksın bugün."
"Çilingir bulmam lazım."
"İş?"
"Gitmiyorum bugün."
"O zaman ben kahvaltı hazırlayayım." dedi ve sigarasını söndürüp içeri geçti. Ben de bir kaç duman aldıktan sonra yanına gittim.
"Sana yardım edeyim." diyerek bana görev vermesini bekledim.
"Sen otur ben hallederim şimdi."
"Hadi ama kendimi kötü hissediyorum."
"Çay demle."
"Çay mı demleyeyim."
"Evet bunu yapıyorsan yap yapmıyorsan otur."
Bizim ağzını bıçak açmayan kızımızın dili açılmış, hatta o diliyle dominant davranıyor. Peki.
"İyi yapmıyorum bir şey." Arkasındaki masaya oturup onu izlemeye başladım. Arada dönüp bana bakıyordu. Ve ilk defa biri bana aniden baktığında gözlerimi kaçırma gereği duymadım. Aksine gülümsüyordum. Bana saatlerce bakabilirdi ve ben de ona karşılık verebilirdim. Ben ona dalıp gitmişken o işini bitirip masaya oturmuştu bile.
"Hadi başla."
"Hızlısın bakıyorum."
Cevap vermek yerine gülümsedi. Sohbet ederek kahvaltımızı yaptık. Hayatımda yaptığım en keyifli kahvaltıydı. Keşke her sabah böyle kahvaltılarla güne başlayabilsem diye geçirdim içimden.
Kahvaltımız bittiğinde mutfağı birlikte toparlayıp içeri geçtik. Cansu telefonu alıp çilingir aramaya başladı. Hemen yanına oturup ona yaklaştım. Bu cesaret nerden gelmişti bilmiyordum.
"Beni hemen postalamak istiyorsun anlaşılan." dedim yüzüne yaklaşarak. Öyle güzel kokuyordu ki derin bir nefesle kokusunu içime çekmemek için zor tuttum kendimi. O da afalladı.
"Hayır ben şey yani sen gitmek istersin diye."
"Ben halimden memnunum." Kalbimin duyulan sesini, basan sıcaklığı, titreyen ellerimi umursamadan kızın dibine girip konuşmaya devam ettim. O da pek iyi görünmüyordu.