1. Bölüm

368 152 137
                                    

Yüksek bir dağın yanındaki ağaçlarla kaplı, ıssız ve rutubet havası olan saray büyüklüğünde gazetedeki iş ilanının verildiği eve doğru yürürken yaklaşık iki, üç metre yukarımdan yeşil ve sarı karışımındaki yapraklar bir ahenk içinde turuncu saçlarıma küçük bir buse kondurup Supreme X Nike Dunk High Pro SB markalı ayakkabılarımın altında eziliyorlardı, sanırsam bunun nedeni sonbaharın gelişiydi.

Yürümeyi bıraktım ve karşımdaki saray büyüklüğünde eve baktım.

Babam Anthony'i, kız kardeşim Karla'yı ve biricik köpegim Oscar'ı ; ilerde daha fazla çalışıp CEO olmayı ve fotoğraf makinelerinden patlayan flaşların içinde olma hayalini, hepsini New York 'ta bıraktım, ST. Louis'te ise yepyeni bir sayfa açmaya hazırlanıyorum.

Ailemden uzak,

Sessiz,

Ve mutlu.

Gazetedeki iş ilanın verildiği ev, şu an da tam karşımda duruyordu.

Tek yapmam gereken şey, bir çocuğa bakmak.

Daha önce hiç bir çocuğa bakmadım. Ama ne kadar zor olabilirdi ki?

Kapıya doğru bir kaç adım attım, zilin olmadığını fark edip elimi yumruk yapıp kapıya vuracağım sırada telefonum çaldı.

'Ah, umarım babam değildir.' Telefonumu beyaz çantamdan çıkarttım, tam tahmin ettiğim gibi arayan babamdı, aradığı yetmezmiş gibi de birde görüntülü arıyordu.

Derin bir 'of' çekerek telefonu, yüzümün biraz uzağına götürüp yeşil tuşa bastım.

"Ne oldu baba?"

"Ashley, neredesin sen?"

Sesi çok kızgın geliyordu, aynı zamanda endişeli.

"Söyleyeceğim ama sakin ol."

"Ne demek sakin ol, çabuk söyle neredesin?"

Nerede olduğumu pek söylemek istemiyordum ; çünkü şu an da bulunduğum yer Amerika'nın en tehlikeli yerlerinden birisiydi.

"Pekala söylüyorum : ST. Louis' deyim."

"Ne, ne, ne?"

"Sakin ol baba!"

"Orası Amerika'nın en tehlikeli yeri Ashley! Sen orada bir gün bile yaşayamazsın, çabuk New York'a dön Ashley!"

"Üzgünüm baba ama otelde kalıyorum, bir iş bile buldum ve asıl şaşırtıcı olan, hala hayatta olmam. Kendi başımın çaresine bakarım, şimdi kapatmam lazım, seni seviyorum."

"Ashley, beni önemsemesende anneni önemse. Annen senin rahat ve mutlu bir hayat yaşamanı isterdi."

Babama, elimle öpücük yollayıp telefonu kapatacakken,

"Baba saçmalama tabii ki seni önemsiyorum. Ama ben artık orada mutlu değilim, annem yaşasaydı ve benim burada mutlu olacağımı bilseydi, emin ol bana destek verirdi. Şimdi kapatıyorum, Karlaya onu sevdiği mi söyle, baba. "

"Ashl..."

Sözünü kesip telefonu kapattım.

Zaten yeterince zaman kaybetmiştim, artık şu eve girme zamanı.

Kapıyla yarım kalan işimi halledecekken kapı büyük bir hızla açıldı.

Siktir!

Korkudan elimdeki telefona sahip çıkamadım, yere düştü.

Önümde duran asık suratlı, yüz hatları keskin,mavi gözlü, sarışın kadın sanırsam evin sahibiydi.

"Ee... Merhaba."

Kötü Ruh (ARA VERİLDİ ÇÜNKÜ DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin