8. Bölüm

244 59 60
                                    

Selam!🙈 1K olduk 🎉👏👏🎊 (*alkış sesi*)

Öhöm öhöm. Öncelikle özel olarak teşekkür etmek istediklerim var. İlk olarak mavitonlarinda98 ya çok çok çok teşekkür ediyorum. Kitabımın eleştirisini yaptı ve hala okumaya devam ediyor. Onun yeri çok özel💫💓

İkinci olarakta shotss_ a çok çok çok teşekkür ediyorum, o da bana çok destek oluyor.💖

Ay utandım şimdi xksnsn

Son olarakta bu kitabı okuyan herkese çok çok çok teşekkür ederim. Aslında okuduğunuzu bilmek bile beni çok mutlu ediyor 💫😌💙

Şimdiden söyleyeyim bu bölüm baya kısa. Önemli sayılacak fazla bir şey yok ama sondaki yazılar hariç 😁

İyi okumalar

~~~~~~~~~~~~~~

"Gerçekten burada iki tane bebek vardı ve beni neredeyse öldürecekti. "

"Ashley. Bak burada sadece bir bebek var ve bir bebek.. bebek... yani bir bebek nasıl olur da..." sonunu getiremeyen Eva'nın yüzüne gözlerimi büyütüp kırpmaksızın bakınca gülmeyi kesti.

"Bakın hani sizin efsane olarak bahsettiğiniz bir ruh var ya. İşte o efsane değil, gerçek. Bu eve ilk geldiğimde alt kattaki bir odaya Dominick'i beklemeden girdim. Bu yüzden de burada zorunlu duruyorum. İşte o odada da bir ruh vardı. Şimdi bana hala inanmıyor musunuz?"

Derrick Eva'nın kulağına birkaç saniye boyunca bir şeyler fısıldadı, Eva da Andy'nin kulağına. "E... Biz aşağı inelim. Sen Rick'le konuşmaya devam et." diyen Eva'ya gözlerimi devirdim.

Eva ve Andy'i merdivenden inişini izleyen gözlerimi Derrick'in gözlerine çevirdim. Hafif sırıtıyordu. "İnanmıyorsun değil mi?" dedim ve bu sefer dişlerini göstererek güldü. "Ashley. Sence de bu anlattıkların saçma değil mi?" Kafamı bir o yana bir bu yana sallayıp Derrick'e göz devirirken gözüm bir şeye takıldı. Aiden'a benzeyen bebeğin yanındaki kahverengi gardırobun yanında bir şey vardı. Siyah bir şey. Saç gibiydi. Saç mı? Bu... bu o kaybolan bebeğin kafasıydı. Halüsinasyon gördüğümü düşünürek gözümü kapadım. Birkaç saniye... birkaç saniye bekledikten sonra göz kapaklarımı yavaşça açtım. "Ah!" O anlık bir refleksle vücudumu kapının arkasına doğru ittim. "Ashley ne oldu?" "O kahverengi gardırobun yanında... yanında o kaybolan bebeğin suratını gördüm." dediğim an Derrick arkasına döndü, sanırsam etrafı inceliyordu ve tekrar bana döndü. "Ashley burada hiçbir şey yok." Derrick'i umursamayıp merdivenden indim. Tekrar alt kata indiren merdivenden inecekken Derrick kolumu nazikçe tuttu ve vücudumu kendine çevirdi.

"Ne var!" diye bağırdım. Şu an da inanılmaz sinirliydim, oysaki endişeli olmam lazımdı ; ama bunu yapan Aiden'dı. "Ashley?" Aiden. Tabii ya. Kurallarına uymadım diye beni korkutmaya çalışıyor. "Ashley!" O zaman bizde kurallarına uyarız. "Ah, hadi aşağı inelim." Boşluğa bakan gözlerimi Derrick'in gözlerine çevirip gülümsedim ve kafamı olumlu anlamında salladım.

Derrick kolunu belime doğru götürdü ve gülümseyerek bana baktı; ama ben ona bakmayı aklımın ucundan bile geçirmedim çünkü kurallara uymak durumu normale çevirir mi diye düşünmekle meşguldüm.

Bu merdivenden de inince, gözüm kıyafet odasına ve çıplak ayaklarıma kaydı. Derrick'e bakıp "Sen aşağı in, ben üstümü değiştiricem biraz sonra gelirim." dedim ve olduğum yerde durdum. Derrick kafasını 'tamamdır' şeklinde sallayıp yürümeye devam etti.

Kıyafet odasına girip gardırobun yanına doğru yürürken bir yandan da elbiseyi üzerimden çıkarttım.

Gardırobun kapaklarını açıp gözlerimle pantolan aramaya başladım. Katlanmış bir şekilde sağ taraftaki raflarda duruyordu. Mavi bir tanesini gözüme kestirip aldım ve boylu boyunca iyice inceledim, sanırsam bu bedenime uygundu. Hızlı bir şekilde pantolonu giyip bu sefer de gözlerimle tişört aramaya başladım. Onlar ise sol taraftaki raflardaydı. Güzel durabileceğini düşündüğüm siyah, ortasında kocaman bir öpücük bulunduran tişörtü giydim, sağ omuz dekoltesiyle gayet güzeldi. Arkamı dönüp gözlerimle bıraktığım spor ayakkabılarımı aramaya başladım.  Gardırobun yanına atmışım. Ayakkabılarımın yanına gidip eğildim ve giymeye başladım.

👇👇 *kapı gıcırdama sesi*👇👇

(Bu sese benziyor, bu biraz abartı olsa da. 🙈)

Arkamdan gelen sesle donakalmıştım. Yavaşça eğildiğim yerden doğrulup hızlıca kafamı arkama çevirdim. Kapı sonuna kadar açılmıştı.

Umarım sapıklık yapmamıştır.

Bir anlık gelen sinirle kapıya doğru koştum. Koridora çıkmadan sağa sola bakındım ve yere... Yerde yine bir kağıt vardı. Eğilip kağıdı aldım, büyük küçük harf karışık bir yazıydı. Vakit kaybetmeden okumaya başladım.

DErrick
evA
anDy
dOMinick
tayLOr
kaRla
aShlEy
:)

Ha? Bunun ne anlama geldiğini düşünürken alt dudağımı ısırdım. Ne kadar kağıda baksam bir şey değişmeyecek bunun ne anlama geldiğini asla anlamayacağım için kağıdı ikiye katlayıp pantolonumun arka cebine sıkıştırdım. Artık şu kurallara uyma vakti gelmişti, eğer uymamaya devam edersen az önceki gibi Aiden iyice garipleşecekti.

Kapıyı kapatıp Aiden'ın odasına doğru yürüyecekken koridorun bir yerinden büyük bir ses duyuldu, bir tane daha ve bir tane daha. Yüzümü buruşturup koridoru koşarcasına yürüdüm.

Tablolar düşmüştü. Aiden'ın küçüklük fotoğrafı olan üç tablo da yere düşmüştü.

Hızlıca yere eğildim. Tablolardan birini tutup ters çevirdim. Aiden'ın  yüzü yoktu. Yani yırtılmış gibiydi. İkinci tabloyada baktım, aynıydı. Yüzü yoktu. Son olarak üçüncü tabloya da baktım, o da aynıydı. Aiden niye kendi fotoğraflarındaki  yüzünü çıkartsın? Bu işte başka bir şey var, ama ne?

~~~~~~~~~~~~~~

💥Biliyorum biraz kısa oldu ama şimdi bundan sonra olanları yazsam çok uzun olurdu, o kadar yazmasam da saçma bir yerde kesebilirdim(sanırsam🙈) Zaten iki bölüm sonra işler karışacak(ne alaka bilmiyorum :"d ) Tabii biraz da üşenmenin de payı var. Şöyle oturup iki gün yazsam kitap biter, yani her şey aklımda ama üşengeçlik xnabzh

💥 Bu arada o kâğıtta yazanlarda bir şifre var ve bir anlamı da var .d O şifreyi bulana kucak dolusu öpücük xjsbziw

👉 Şifreyi bulamadıysan sana küçük bir ipucu : Kâğıtta büyük harfle yazılanlara iyi bak. Hihihi😈

💕 Neyse. Tekrar mavitonlarinda98 , shotss_  ve tüm okuyuculara çok teşekkür ediyorum. İyi günler dilerim✌

Kötü Ruh (ARA VERİLDİ ÇÜNKÜ DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin