Bölüm şarkısı ; Lana Del Rey - Summertime Sadness
Belki ben daha çok... Yeni birine aşık olmaktansa, hala senin kalmakla meşgulüm.
Kızlarla birlikte bütün evi baştan aşağı temizledik. O kadar yorulmuştuk ki, dokunsanız düşecektik. Düşmekle kalmayıp, düştüğümüz yerde uyuyuverecektik. O derece yani.
Kızlar hemen yataklarına gittiler, yattıkları gibi uykuya daldılar. Ben de yatmadan önce bir şeyler yemek için mutfağa gittim. Partide herkes bir şeyler tıkınmıştı fakat ben ağzıma tek lokma koymamıştım. Nedenini bilmiyorum. Aslında genel olarak ''aç'' bir insanımdır, yani yemek yemek hobilerim arasında. Ama nedense bu gece pek bir şey yememiştim. Aklıma mı gelmedi acaba yemek yemek? Allah'ım, bu mümkün olamazdı ama, neyse.
Dolaba abanıp on dakika boş boş dolabı inceledim. Daha sonra akıllı dolaptan ''Çok baktın gülüm, kapat artık dolabı elektrik gidiyor!'' temalı ''dıııt dııt'' diye uyarı sesleri gelmeye başlayınca birden ödüm koptu ve dolabı çarptım. Neyse ki dün sabah pastaneden aldığımız su böreklerinden bir kaç parça kalmıştı. Hemen onları ağzıma tıkıştırdım, bir bardak da kola koydum. Kola en sevdiğim şeydi. Karnımın gurultusunu giderdikten sonra salona döndüm.
Diğer kızlar odalarda yatarken ben salonda yatmayı tercih etmiştim, çünkü ben uyuyacakken mutlaka televizyonun açık olması lazımdı. Sesi kısık olsa bile. Aslında çok uykum vardı ama nedense uyumak istemiyordum. Televizyonu açıp kanalları gezmeye başladım, talk showlardan birinde kaldım ve kısık sesle izlemeye başladım. Birazdan uykuya dalacağımı biliyordum.
***
Bu sabah hiç kimse birbirini değişik işkence metodlarıyla uyandırmamıştı. Herkes uyanıp birbirine gülümseyerek ''Günaydın'' demişti. Bu çok sık olan bir şey değildi. Bugün iyi ya da kötü bir şey olacağı kesindi ama, hadi hayırlısı.
Kahvaltıyı hazırlayıp mutfaktaki masaya oturmuş kahvaltı ederken, Defne ''ee kızlar bugün ne yapacağız?'' diye sordu. ''Bu sefer de Mira karar versin!'' diyerek topu bana attı Dilara. ''Hıım. Bilemiyorum ki, baksanıza hava çok güzel. Tam deniz kum güneş üçlüsüne uygun hava...'' dedim umutsuzca. Çünkü bulunduğumuz semt denize oldukça uzaktaydı.
Umutsuzca iç geçirirken, birden Mine'nin telefonunun çalmasıyla kahvaltı masası titredi. Şu kızın telefonunun titreşime alma özelliği, zil sesinin açık olmasından daha fazla etki veriyordu zaten!
''Efendim Mert?''
''İyiyim, kızlarla kahvaltı ediyoruz. Sen nasılsın?''
''Hıımm. Hayır, henüz bir planımız yok. Bir şeyler düşünüyorduk biz de ya.''
''Vooav, süper. Bilmem kiii, olur mu acaba kızlarla konuşup seni ararım!''
* Heyecanla telefonu kapatır bizim leyloşumuz *
''Ne oldu be?'' diye sordum merakla, diğerleri de ''Ne oldu'' dercesine bakışlarını pür dikkat Mine'ye yönelttiler. ''Kızlar! Mert ve arkadaşları kampa gidiyorlarmış! 5-6 gün kamp yapacaklarmış ormanda. Bizi de çağırıyorlar. Yanında 4 tane de arkadaşı varmış. Düşünsenize, çift oluruz belki ha?!'' dedi Mine heyecanla. Bu kız mal mıydı. Daha tanışalı iki gün bile olmadığı çocukla ormanın derinliklerinde kamp yapmak ha? İmkansız.
''Kızım, sen saf mısın? Çocuğu ne kadar tanıyorsun daha? Kamp mı yapacağız bir de iki günlük veletle!'' dedim kızarak.
''Bazı insanları bir günlük tanımana rağmen nasıl biri olduklarını çözebilirsin Miracım, Mert gerçekten iyi birisi. Öyle niyeti kötü olan asalaklardan değil. Sence bende saf tipi var mı? Niyeti bozuk olanı hemen anlarım ben zaten!'' diye çıkıştı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bütün Kızlar Toplandık!
Teen Fiction5 sıkı dost olan Mira, Mine, Melis, Defne ve Dilara'nın inişli çıkışlı hayat hikayelerini okumaya hazır mısınız? Onlar fazlasıyla özgür ve bir o kadar da kısıtlı hayatlara sahipler. / © Tüm hakları saklıdır. Kapak tasarımları Zeliha Koçsoy ( @RealGi...