5. bölüm : ''Beni Benimle Bırakın!''

920 48 3
                                    

Bölüm şarkısı ; No Doubt - Don't Speak

Acı dediğimiz şey geçicidir. Bazen 1 saniye sürer, bazen 1 saat, bazen 1 yıl.

Sabah mutlu uyanmıştım. Bu mutlulukla bizimkileri uyandırasım bile gelmedi fakat zorundaydım. Hepsini tek tek dürterek uyandırdım. Melis'i sona sakladım. Garibim zaten regl, birazcık torpili olsun dimi ama. 

Umutsuzlukla evin içinde dolandım. Mine geri zekalısı gözünü açar açmaz Mert'i aramıştı.

'-Aşkım ne yapıyorsun?

- Hııım.

- Neden döndünüz ki, kalsaydınız 

- Canım ya, eee çocuklar ne yapıyorlar?

- Sevgilisi mi?

- Hım,tamam canım. Neyse duşa gireceğim görüşürüz öpüldün.

Mine telefonu kapattığında suratı asılmıştı. Bir şey olduğu belliydi. ''Ne oldu?'' dedim karşısındaki koltuğa oturmuş, onu izlerken. ''Mira, sana bir şey söylemem lazım.'' dedi. Mine'nin ciddi olduğu zamanlar nadirdi. Ve ciddiyse, gerçekten ciddi bir problem var demektir.

''Evet? Dinliyorum söyle?'' dedim merakla. 

''Çetin..'' dedi.

''Eee? Ne olmuş ona?'' dedim, iyice telaşlanmıştım. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Hep böyle olurdu.

''Sevgilisi varmış Mira.'' dedi.

''Ne?'' dedim ve sonra öylece kalakakaldım. Nasıl yani ya. Sevgilisi var ve benimle öpüştü, elimi tuttu. Bu...Bu nasıl mümkün olabiliyor? ''Ama-'' diyecek oldum, sonra sustum. Kendime kızmalıydım. Elin çocuğunu suçlamak yerine kendimi suçlamalıydım. Boşuna umut ettim salak gibi. Akıllanmam için daha kaç erkeğin kalbimi paramparça etmesi gerek? Anlamıyorum, neden hep böyle oluyor..

''Mira'' dedi Mine, teselli için bir şeyler söyleyecekti biliyordum fakat, fakat bir işe yaramazdı. Tamam, yıllardır aşık olduğum bir adam hakkında kötü bir şey öğrenmemiştim, yani iki günlük bana ilgi gösteren çocuğun sevgilisinin olduğunu öğrenmiştim. Ne olacaktı ki yani? Aman ya. Ben alıştım zaten. 1 yıllık çocuğu unuttum da, bunu mu unutamayacağım? Bir yıllık çocuk dedim de, Kaan...O bana Kaan'ı hatırlatıyordu. Onunlayken, onunlayken sanki Kaan'ın yanındaymış gibi hissediyordum. Bilmiyorum, belki de bu yanlıştır. Belki de olmaması gerekiyordur, olmamıştır. Derler ya, her şeyin hayırlısı. Ama gerçekten bana gelince her şeyin HAYIRlısı oluyor ya. Öyle hayırsever bir insanım ki, tüm güzel şeyler için evren bana kocaman bir ''HAYIR'' diyor ve bir de nah çekiyor. Ne bileyim, adaletsizlik üzerine kurulmuş bir kaderim var sanki. Belki de benim suçumdur...

Konuşmadım bir süre. Kızların hepsi başıma gelmişti. Mine kaş göz işaretleriyle durumu anlattı onlara. Kızlar bana hiçbir şey söylemiyorlardı çünkü böyle durumlarda verilen tesellileri duymadıklarımı bilirlerdi. Ve bildikleri ikinci şey ise; beni yalnız bırakmalarının bana iyi geleceğiydi. Odaya geçtim ve kapıyı kilitledim. Kimse arkamdan gelmedi. Böylesi iyiydi. Hani herkes kendisini kötü hissederken yapmacık yapmacık teselliler veren, hep yanındayım ayaklarında olan dostlar ister ya? İşte ben onu istemiyordum. Benim dostlarım bana neyin iyi geleceğini, neyin fayda edip etmeyeceğini bildikleri için şuan üstüme gelmiyorlardı. Çünkü faydası olmazdı. 

Yatağa boylu boyunca uzandım. Telefonumun kulaklık girişine kulaklığımı taktım ve kulaklığı kulağıma takarak Umut Kaya - Yanıma Yataydı açıp dinlemeye başladım. Bu şarkı bir başkaydı, tam olarak beni ve içinde bulunduğum durumu anlatıyordu sanki. Sözlere ağlamaklı sesimle eşlik ettim.

Gördü mü kıpırdayamaz gözlerim, gözlerini

Ben zaten sessizce gözlerim gözlerini

O bunu bilmiyordu

Gözyaşlarım içime içime akardı

O buna aldırmadan keyfine bakardı

İstedim yalnız bir kez yanıma yataydı

Hiçbir şey yapmasa da elimi tutaydı

♪  ♫ ♪  ♫ ♪  ♫ ♪  ♫

Aslında şuan kimin için bu triplere girmiştim,onu bile bilmiyordum. Bildiğim tek şey güçsüz, zavallı bir geri zekalı tanesi olduğumdu. Bir erkek beni yıpratmıştı, yeminler ettirmiş, kendime sözler verdirtmişti. Hayatımın bir senesini alt üst etmiş, belki de ilerideki yaşantıma da kötü etkisi olmuştu. Ben ne ara böyle zavallı olmuştum ya? Ben güçlü bir kızdım. Asla, ama asla kimseye kendimi ezdirmezdim. Gerekirse üzerdim, ama üzülmezdim. Ve ben izin vermediğim sürece; kimse beni üzemezdi. Şimdi de birinin beni üzdüğü yok, sadece kendime üzülüyorum ben. Kendim için üzülüp acı çekmeme de izin veriyorum. Çünkü hak ediyorum. Bu salaklığım, saflığım, aptallığım, gerzekliğim yüzünden ağlamayı hak ediyordum. O yüzden gözlerim morarana kadar ağlayacaktım anasını satayım. Ağlayacaktım işte. 

Aklıma geldi de...

Bir keresinde, Kaan'la lunaparka gitmiştik. İlk defa dönme dolaba binecektim ve yükseklik korkum olduğu için çok korkuyordum. Birlikte bindik. Önce çok itiraz ettim, yalvardım hatta binmeyelim diye. Ama o sadece şunları söyledi bana: ''Ben yanındayken hiçbir şeyden korkmayacaksın.'' dedi. İçimi ısıttı o sözleri. Ne yükseklik korkum kaldı, ne de diğer korkularım. İçimdeki kötü olan her şeyi her kaygıyı her korkuyu aldı götürdü benden. O varken, ben hiçbir şeyden korkmayacaktım. Dönme dolaba bindim ve ben yine çok korkuyordum. Kalbim küt küt yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Elini kalbime koydu, ''Ben sana ne dedim?'' dedi. ''Ben varken hiçbir şeyden KORK MA YA CAK SIN'' dedi. Sonra bana sarıldı. ''Benim kollarımdayken sana hiçbir şey olmaz'' dedi. Onun dışında kimseyle dönme dolaba binmedim. Korktum. Çünkü  o yanımda yoktu. O varken bana hiçbir şey olmazdı, o varken ben hiçbir şeyden korkmazdım. Peki ya o yokken? Kim koruyacaktı beni? Kimin güvenine sığınacaktım? Ne sığınacak bir limanım vardı, ne de birlikte dönme dolaba binebileceğim bir adam. O artık huzuru başkalarında bulmuştu. Beni unutmuştu. Hemde bir çırpıda. Kullanılmış mendil gibi, atmıştı kenara. Ama o benim hala kalbimin en mükemmel köşesindeki bir yerde duruyordu. Kitli bir odaya koymuştum onu. Bazen açılıyordu o kitli odanın kilidi. Ve işte o zaman, gözyaşlarıma engel olamıyordum. Ben Kaan'ı istiyordum.

 Medya ; Mira.

Bütün Kızlar Toplandık!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin