6. bölüm : ''Alışveriş Terapisi''

862 45 3
                                    

Bölüm şarkısı ; Pinhani - Hele Bi Gel

Gerçek dostlara sahip olmak, dünyaya karşı önde olmak demektir.

Sabah kızların başımda güzel sözler yağdırmalarıyla uyandım. Canlarım ya, nasıl da biliyorlar nasıl yumuşayacağımı. Vooov! Güzel sözlerle yetinmemişiz demek, bir de kahvaltı getirmişler! 

''Kalk bakalım uykucu ergen!'' dedi Dilara.

''Biz gelmeseydik kış uykusuna yatacaktın değil mi uykucu ayı'' dedi Mine.

''Depresyon stayla...!'' diyen Defne bir yandan telefonuyla uğraşıyordu. 

''Amaan uyku kadar güzel bir şey yok zaten, bırakın kızı da uyusun istediği kadar.'' dedi Melis. Her zaman ki takmayan tavrıyla.

Gülüştük.

''Ne zahmet ettiniz ya'' dedim yatakta doğrulurken. Kahvaltı tepsisini kucağıma koydum, çilek reçelini kızarmış ekmeğime sürerken ''Siz yediniz mi?'' diye sordum kızlara. Hepsi aynı anda ''Yedik'' dediler. ''Ee bugün bir planımız var mı bakalım?'' dedim kocaman reçelli ekmeği ağzıma tıkarken. Defne, ''Kızlar sorun olmazsa ben Muratla buluşacaktım, ama eğer birlikte bir şeyler yapalım diyorsanız hemen arayıp iptal ederim.'' dedi. ''Yok ya zaten bir plan yapmadık henüz, sen buluş Muratla biz de düşürüz bir şeyler.'' dedim. ''Sağolun kızlar ya ilk günden ekmek olmazdı çocuğu'' dedi Defne, ardından odadan çıkıp hazırlanmaya gitti. 

Dilara, ''Ee biz ne yapacağız?'' dedi. ''Babam bizim için para göndermiş. Alışverişe mi gitsek?'' dedi Mine. Ah, Alışveriş... Her kız gibi bizim de en sevdiğimiz şeydi. Çok doğal! Aslında öyle beğendiği bir ürünün farklı renklerinden 25 tane alan geri zekalı kızlardan değildik tabii ki, ama bazen aşırıya kaçabiliyorduk. Neyse, Alışveriş her zaman iyi bir fikirdir! ''Bence süper fikir!'' dedim. Melis ve Dilara da onayladılar. Ardından hazırlanmış olan Defne içeri girdi. ''Neyi kaçıracağım?'' dedi dudağını büzerek. ''Alışverişi canıııım'' dedim. Hepimiz güldük, ''Of yaaaa'' dedi Defne. ''Canım mağazalar kapanmıyor merak etme, sonra yine gideceğiz senle!'' dedi Mine. ''Tamam kızlar, ee nasıl olmuşum?'' dedi kendi etrafında dönerek. Hepimiz Defne'yi baştan aşağı süzdük. Ve aynı anda ''Mü-kem-mel!'' diye bağırdık. Defne gülümsedi, ''Şans dileyin! Ben gidiyorum, görüşürüz akşama'' dedi. Kapıya doğru giderken hepimiz ona şans diledik.

Özel kahvaltımı bitirdikten sonra kalkıp hazırlanmaya başladım. Siyah, üzerinde kırmızılı çiçekleri olan bir tayt giydim ve üzerime kırmızı bir tişört giydim. Altıma da kırmızı vanslarımı giyersem tam olacaktı. Melis kırmızı puantiyeli bir elbise, altına beyaz babet giydi. Çok tatlı görünüyordu. Dilara kot, bileklerine kadar gelen bir kapri, üstüne beyaz bir atlet ve onun üzerine de önünü açık bırakmak üzere yeşil kareli bir gömlek giydi. Herhalde altına converse giyerdi. Mine de bir kot şort ve üzerine siyah bir body giymişti ve artık hazırdık! Giydiğimiz kıyafetlerden hepimizin tarzını anlamışsınızdır. 

Tamamen hazır olunca evden çıktık ve istikamet: Otobüs durağı!

Ne sandınız arkadaşlar? Mine'nin babası para gönderdi diye ve alışverişe gidiyoruz diye özel şoförümüzün bizi götüreceğini falan mı düşündünüz? Taksimetre çok yazıyor diye daha taksiye bile binmiyoruz biz! Otobüste milletin ter kokusunu çekmek forever. 

Otobüs durağında beklemeye başladık. Hava zaten çok sıcaktı, pişmiştik resmen. Neyse ki az sonra otobüs geldi ve tıklım tıklım dolu olmaması da bir nevi şanstı. Hemen otobüse doluşup kartlarımızı geçirdik ve şimdi de istikamet: Alışveriş Terapisi!

***

Alışveriş merkezinden önceki durakta indik ve biraz yürüyecektik. Yürüye yürüye sonunda bitkin bir şekilde AVM'nin önüne gelmiştik. Neyse ki o içeriden ''Gel beni tavan et!'' diye bas bas bağıran güzelim mağazalar, bitkinliğimizi alıp götürmüştü. 

AVM'ye girdik ve gözümüze güzel görünen ilk mağazaya daldık. Çok güzel günlük t-shirt'ler vardı. Bir tane beğenip elime aldım, kabine girip bir sürü şey denedik. Bir kaç tane t-shirt almıştık. 

Başka bir mağazaya girdik. Orada da şort tarzı şeyler vardı. Melis hemen elbiselerin, tulumların olduğu reyona gitti. Zaten onun tarzı da buydu. Güzel elbiseler vardı, bir kaç tane elbise ve tişörtle yanımıza geldi. Hepsini tek tek üzerine tutup ''Nasıl?'' diye sordu gülümseyerek. Dilara,Mine ve ben tek tek yorumladık. Melis'in tarzıyla bizim tarzımız, stil olarak farklıydı fakat gerçekten çok beğeniyorduk onun giydiklerini, aldıklarını. 

Hepimiz yeterince kıyafet aldığımıza inandık ve kıyafet mağazalarını terk ettik. Sırada parfümeriler vardı. Mağazalardan birine girip kokuları denedik ve en beğendiklerimizi aldık! 

Şimdi ''Nereden geliyor bu paralar, oh maşallah'' diyeceksiniz. Mine'nin babası gerçekten baya bir para göndermiş. Aslında çok zengin değiller, ama aramızda durumları en iyi olan onun ailesi. Gerçi bunun lafı asla yapılmaz aramızda ama, merak ettiniz belirteyim dedim.

Alışverişin sonuna gelmiştik. Hem çok yorulduk, hem de doyduk. Aslında bıraksalar daha alırdık ama, bir şeyin sınırı olmalı. Değil mi yani? 

Yürüyen merdivenle aşağı indik ve yemek yemek için Burger King'e girdik. Menülerimizi sipariş ettikten sonra, daha yeni kahvaltı etmeme rağmen en manda gibi yiyen ben olmuştum. Huyum kurusun, alıştılar artık.

Çetin'in yaptığı adiliği ve Kaan'ı aklıma getirmemeye çalışıyordum, ki sağolsun Mine: ''Düne göre daha iyisin değil mi Mira?'' diye sorarak yaramı deşti. Neyse, kötü bir amacının olmadığını biliyordum. Sadece o pek ''yalnız bırakın,yanıma gelmeyin,uğraşmayın,hatırlatmayın,teselli vermeyin'' kurallarına uymakta zorluk çekerdi. Gülümsedim. ''Bir erkek için o kadar yıpranacak tip var mı bende? O anlık bir şeydi.'' dedim. Ardından yüzümü ekşiterek ''2 erkek'' dedim. Hepimiz kahkaha attık. Etraftaki insanlar bize baktılar. Umurumuzda mı? Hayır. Vazgeçilmez kuralımız:Toplum içinde arkadaşlarınla anırarak gülmekten çekinme! Dışarıda insanların bakışlarını aldırma! Başkaları mal olduğumuzu düşünebilir, ama biz çok eğleniyoruz.

Yemeklerimizi bitirdikten sonra Burger King'den çıktık. ''Kızlar, şimdi ne yapıyoruz?'' dedim yürürken. ''Eve mi gitsek?'' fikrini ortaya atan Dilara oldu. ''Bence de kızlar, karnım ağrımaya başladı da.'' dedi Melis. Bu durumda Mine ve bana da onaylamak kalıyordu. ''Olur, hadi gidelim!'' dedi Mine. ''Bu sefer taksiyle gidelim, elimizdeki bu poşetlerle otobüse sıkışmaya niyetim yok.'' diye ekledi ardından.

Vay be, zengin olmuşuz taksiye de biniyormuşuz.

Yola çıkıp taksi beklemeye başladık. Bir taksi geldi ve hemen bindik. Neyse ki bu taksiydi, eve kadar götürüyordu. Ne durağa gerek vardı, ne de yürümeye. Eve geldik ve kendimizi koltuklara attık. Alışveriş terapisi bitmişti. Sırada: Başlasın götü başı dağıtma terapisi! 

Medya ; Defne.

Bütün Kızlar Toplandık!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin