Bütün Kızlar Toplandık!

20. bölüm : ''Kadro tamamlandı.''

Bölüm şarkısı ; Lucia - Silence (Medya bölümünden şarkıyı açıp okuyun lütfen)

Ağzımı elleriyle tutarak beni geri çekmeye çalışıyordu. “Bırak beniiii, manyak mısın?!!!” diye zar zor çığlık atınca, cebinden bant çıkardı ve ağzımı bantlamaya çalıştı. İyice sinirlenmiştim, arkaya doğru tam kasıklarına bir tekme geçirdim ve acıyla yere düşünce koşmaya başladım. Karanlık ara sokaktan koşarak çıkmayı başardım, tam sağ taraftan koşarak eve gidecektim ki arkamdaki ellerin terkar yerine geldiğini hissettim. “Bekle biraz geri zekalı.” diye bağırdı Çetin. Amına koyayım etrafta kimse yok muydu beni bu aptalın elinden kurtaracak?! “Ne istiyorsun!” diye bağırdım ve arkamı dönüp ellerinden kurtularak ona bir tokat geçirdim. Aslı’nın üzerinde yaptığım pratikler sayesinde tokatlarım baya güçlenmişti yahu! Bu sefer Çetin çok sinirlenmişti, kollarımı can acıtacak şekilde sıktı ve beni kucağına aldı. “Ne yapıyorsun ya aptal mısın?!” diye bağırdım, ama artık çok geçti. Poposuyla bakışıyordum. 

Az önce koşarak kaçtığım karanlık yere beni yeniden getirdi. Burası süpermarketin deposuydu. Koliler, karton kutular vardı. Beni yere indirdiğinde bu sefer kaçmayı denemekten vazgeçtim. Bıkkın bir ifadeyle yüzüne baktım, “Ne var?” dedim öfkeyle. Ufak çaplı bir volta attı ve yanıma yaklaştı. Oturduğum taşın yanına oturdu. “Seni seviyorum ve o aptal piç kurusu Kaan’ın seni kandırmasına dayanamıyorum.” dedi sakince. Yüzüme bakan bakışlarını yere çevirmişti bu kez. Onun bu aptal ve anlamsız laflarına sinirlenmiştim. “Aptal ve piç kurusu olan sensin!” diye bağırdım, yüzüme aptal aptal bakıp sırıttığında suratına bir tane daha tokat atacaktım ki, elimi havada sıkıca tuttu ve ardından bırakıp geri çekilmeme izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Onu ittiriyordum ve öpmesine karşılık vermiyordum. Kas yığını bedenini kendimden ittirmeye çalışırken, kollarıyla beni sarmış, gücünü ortaya koymuştu. Dışarıdan bakıldığında deliler gibi öpüşen bir çift olarak görülmemiz mümkündü. Ama ben öpmesine karşılık vermiyordum. Dudaklarının arasında bağırmaya çalıştım fakat beni daha da kendisine bastırdı. Gözlerimi zorlukla yan tarafa götürüp beni bu sapığın elinden kurtaracak birileri var mı diye bakarken, ilerideki karanlıkta bir gölge gördüm. Bir erkeğin gölgesi. Gölge yaklaştı ve yüzümüzü gördüğünde, “Ne yapıyorsunuz lan siz?!” diye bağırdı. Suratına baktığımda bunun Kaan olduğunu gördüm. Sesi duyunca Çetin benden ayrıldı ve, “Sevgilini biraz ödünç aldım ahbap!” dedi Kaan’ın öfkeyle bakan gözlerine bakıp, sırıtarak. Kaan bize doğru yaklaştı ve Çetin’e bir yumruk geçirdi. Kanla dolan suratının arasında dişleri parladı, Çetin sinir bozucu biçimde gülüyordu. “Ah, nasıl da özlemişim dudaklarını!” dedi kanlar içindeyken. Kaan bir yumruk daha geçirdi, “Orospu çocuğu!” Çetin hala gülüyordu. Bir kaç gün önce beğendiğim gülüş şuan bana kıyamet alameti gibi görünmüştü. Korkuyordum, az sonra Kaan’ın Çetin’i döverek öldürebilme olasılığından çok korkuyordum. Kaan’ı geri çekmeye çalışmıyordum çünkü eğer bunu denersem bana çok kötü tepkiler verebilirdi. Kenara geçmiş, ağlayarak onları izliyordum. Lanet olasıca kötü şeyler hep benim başıma mı gelmek zorundaydı? Kaan hayata yeni küfürler geçirerek Çetin’in yüzüne sonu gelmeyen yumruklar sallarken, Çetin acı içinde gülmeye devam ediyordu. “Dostum keşke biraz daha geç gelseydin, o zaman bizi üst üste görürdün!” dedi iğrenç bir ifadeyle. Ona iğrenerek bakıyordum. Fakat bahse girerim ki, şuan bakışlarımı görecek durumda değildi. Kaan hala hırsla yüzüne yumruklar atıyordu. Bir yumruk,“Bu hayatta...” bir tane daha yumruk, “Asla...” bir tane daha yumruk, “Mira gibi kızlara...” bir yumruk daha, “sahip olamayacaksın!” ve bir tane daha... “Orospu çocuğu!” Kaan’ın bu aralıksız yumruklarına ve sözlerine karşılık veremiyordu Çetin. Çünkü artık baygındı. Onun bayıldığını gören Kaan, yüzüne 3-4 tane daha yumruk attı ve geri çekildi. Ardından köeşede durmuş ağlayarak olanları seyreden bana doğru geldi, o an o kadar allak bullaktım ki, bana da vuracağını düşündüm. Geri adım atmaya çalıştım fakat kendimi Kaan’ın poposuyla bakışırken buldum.