Bölüm 1 /giriş

6.2K 263 218
                                    

Başladığınız tarihi, saatı yaza bilirsiniz.

Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın, ona göre hikayeyi devam etmek konusunda karar vereceğim) ❤️

Bide bölüm sonunda dipnot var mutlaka okuyun 🚬

Keyifli okumalar 💉

***

17 yaşındaki küçük kız çocuğu.

Ailesinden şiddet gören, sevilmeyen, hayalleri "annesinin yapan hatalarını tekrarlamamak" olan masum kız.

Bir şey anlamadınız, değil mi? Tamam, başından anlatıyorum o zaman.

Bahar - lise son öğrencisi. Başarılı bir öğrenci. Şu an 17 yaşında, henüz 5 ay sonra 18 olacak. Evinin tek çocuğu, daha doğrusu istenmeyen çocuğu. Hiç bir zaman annesi tarafından sevilmemiş, babası kadının arkasına saklanan, bir korkak erkeğin tekiydi. Evet, Bahar her zaman istediğini alıyordu, bu farklı bir durum.

O sevgiye aç kızdı.

Bir insanın onu sevmesi, bir mucize gibi geliyordu ona. Daha doğrusu, gerçek sevmesi. Çünkü ona aşık olan erkekler olmuştu, fakat herkesin amacı: gönül eğlencesi idi.

17 yaşında olmasına rağmen masum, bebek yüzü, mükemmel fiziği, tatlı sesi, ve kocaman kalbi vardı. Ve hep yaralı olan ruhu...

Hep çalışmıştı ruhunu iyileştirmeye, bir gün olmazsa bir gün sever demişti annesi. O da okulunu, ona yürüyen erkekleri anlatmak istiyordu annesine, güzel güzel sabaha kadar dertleşmek isterdi annesinle.

Babasının erkeklerden korumasını istiyordu, annesinle kavga ederken, babasına sığınmak istiyordu.

Ama bunların hepsi kızın küçücük kalbindeki kırık hayalleri idi.

İlk 5 yaşında anlamıştı annelerinin onu sevmediğini. Ya da hatırasında kaldığı zaman sadece bu idi...
Dışarıdan soluk soluğa oyundan gelmiş, mutfağa su için koşmuştu. Ve aradığı yerde su bardağı yoktu, yukarıda yeni bardak vardı. Yavaşça kendisinden büyük sandalyeni tezgaha yakınlaştırarak, üzerine çıktı. Sonra elini uzattığı oydu ki, parmak uçlarında yükseldiği için kaymış, ve elleri bardaklara dokunmuştu. Sonrası ise bardaklar kırılmış, Bahar alnını tezgaha vurmuştu, kaşı kanıyordu. Çıkan seslerle annesi gelmiş, kızın kolları morarana kadar vurmuştu. Pahalı bardaklar paramparça olduğu için...

Ve ilk kez...
Bahar o zaman demişti...
"Ben çocuklarımı asla vurmayacağım..."

Yıllar geçmiş, ama hiç bir şey değişmemişti... Bahar şimdi de ağlayarak evinden çıkmış, ve koşarak bir sığınacak yer bulacaktı. Bu sefer bu yer büyük binanın altı olmuştu.

Ve problem neydi? Bahar derslerine yetişmek için çabucak bulaşıkları yıkamış, ve gazın tezgahını yıkamayı unutmuştu. Annesi bu için çok ama çok kötü şeyler söylemiş, derse sadece o zengin, züppe çocuklarını avlamak için gidiyorsun demişti. Yine tokat yemiş, ellerindeki morluklar da yenilenmişti. Şimdi ise dizlerini kendine çekmiş, yüzünü dizlerine gömmüş, hüngür hüngür ağlıyordu.

Hayatındaki en çok tatan duygu: muhtaçlık idi...

"Abla, niye ağlıyorsun?"

Bana da anne olur musun? #Wattys2018 | BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin