Bölüm 8

3.1K 266 206
                                    

Satır içi yorum yapın, yahu ❤️

Bu bölüm mükemmel ötesi 😏

Hadi, o zaman keyifli okumalar! 🤗

***

Bahar elindeki resime baka kaldı. Karşısındaki adam onun şu anki kocasıydı, ve yanında tanımadığı bir kadın vardı, ve önemlisi adam gülüyordu. Resim yıllar önceye ait bir resimdi, Yavuz burada çok gençti. Sinirden fotoğrafı tekrardan yerine bırakarak, saç kurutma makinesini alarak, tekrardan banyoya girdi.

Bahar gereken işlerini halledip, aşağıya indiğinde Yavuz kanepede tableti ile ilgileniyordu. Kanepeye gidip yanına oturduğunda, Yavuz ona bakıp, tekrardan tabletinle ilgilenmeye başladı. Bahar sinirle eline kumandanı aldığı, gibi sinirle televizyonu açtı. Kendinde olmadan kanalları değiştirerek, bir programı açtı ve sesini yükselterek dinlemeye başladı.

"Yavaş sesle dinler misin? Sağır değilsin sonuçta."

"Sağırım."

"Ya, Allahım sabır. Kızım, çalışıyoruz burada."

"Bana ne be, git odanda çalış. Bide ben kızın falan değilim senin, git onu o resimdeki kızına söyle."

"Anlamadım?"

"Kulakın duydu sonuçta, benim gibi sağır değilsin."

"Of, çok konuşuyorsun, Bahar.",- diye Yavuz tekrardan tabletinle ilgilenmeye başladı.

Bahar hala sinirle dilini ısırırken, sakinleşmeye çalıştı. Büyük ihtimalle o kadın Masal'ın annesi ve Yavuz'un eski karısı idi. Ama niye hala fotoğrafını saklıyordu? O kadına hala bağlıysa, neden Bahar'la evlenmişti? Kız ona söylemişti, eşi var birinle evlenemem dedi. Hoş yoktu, ama hala onu düşünüyordu. Ve bu Bahar'ın gerçekten zoruna gidiyordu.

"Masal'ın annesi çok güzelmiş, Masal da annesine çok benziyor."

Yavuz kafasına su dökülmüş gibi durumda kalarak, Bahar'a baktı. Parmak uçlarından bir ıssı yükselirken, bu özlemin veya sevdanın değil, nefretin ıssısı idi.

"Ne diyorsun sen?"

"Saç makinesini ararken gördüm, ikiniz beraber çekilen fotoğraftı. Masal o kadına çok benziyor, o yüzden annesi diye düşündüm."

Yavuz derin bir iç çekti. Artık herşeyi bırakma zamanıydı. İçini yiyen geçmiş hatasını, kızına acıma duygusunu hepsini.

"Evet, Masalın annesi. Eski karım."

"Orada sakalın var ve çok gençsin."

"Sakalı hiç sevmezdim küçüklüğümden, sadece Hande seviyordu sakallı erkekleri. O yüzden koyuyordum. 20 yaşındaydık. Üniversiteye geldiğimde onu görmüştüm, ve tutuldum. Başlarında egoluydu, bakmıyordu, sonunda işte öyle böyle sevgili olduk. Bir günü evleneceğiz dedik, anne babam oğlum çok gençsiniz daha pişman olacaksınız dedi, hayır dedik. Aslında birbirimize ait olmaya acele ediyorduk, ben evlenmeden olmaz diyordum. Evlendik, gerçekten güzel gibiydi hepsi, dünyalar güzeli kızım doğdu, Masal. Bizim masalımız olsun diye isimini Masal koydum, ama kendi hayatı acı masal oldu... Masal bir yaşına geldi, çok güzel parti yaptık, yarınına uyandım, yanımda onun yerinde Masal vardı, ve bir zarf... Beni artık sevmeyeceğini, Masal'ı da artık istemediğini yazarak, çekip gitmişti... Koskoca 4 yıl geçti, 4 yıl... Geçer dedim acısı geçmedi, daha da büyüdü. Masal kelimelerini öğrendikçe "anne" dedi bir günü, teyzelerine sarıldı, onlara anne dedi, ama aldığı tek bir cevap idi: "Ben senin annen değilim, Masal.". Geceleri ben ona ninni söylerken, "neden annem bana ninni söylemiyor?" dedi, verecek cevabım yoktu. Okuldaki ilk heyacanını annesinle yaşaması gerekirken benimle yaşadı. Annesinle gezmek, beraber elbiseler seçmek yerine benimle, teyzelerinle seçti. Başkaları "Anne, beni burada çek!" derken, Masal "Baba, beni burada çeker misin?" dedi. Anneleri kızlarına saçlarını örerek yaparken, benim yapamadığım dolayı onun saçlarına annesi değil saç ustaları dokunuyordu. Kızlarına modern şeyleri bularak, anneleri onlara satın alırken, Masal diyemiyordu bile hiç bir şey, canı acıyordu. Ben ona hem anne hem baba olmak istedim, Bahar... Ama gelmedi elimden, gelmiyor, gelmeyecek de..."

Bana da anne olur musun? #Wattys2018 | BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin