Bölüm 10

3.1K 275 411
                                    

Keyifli okumalar! 🤗❤️

Satır içi yorumlarınızı bekliyorum 😜❤️
Bölüm efsane 🐥

Şarkıyı açın bence 😋
***

Masal karşısındaki kadının dediğiyle kaşlarını çatarken, kadın küçük kızın elini öptü. Kadının gözlerindeki yaş damlası Masal'ın eline değdiğinde, Masal ellerini çekti.

"Ya-yanlışınız var, galiba! Beni birine benzettiniz galiba."

Kadın kafasını hızlı yanlara salladı:
"Hayır, hayır! Masal, sen benim kızımsın! Yavuz ikimizin gün sayarak beklediğimiz kızımızsın, yıllarca kokuna hasret kalan annenim bende, kızım... "

Masal babasının adını duymasıyla, herşeyi anladı. Yıllarca annesi hakkında güzel masal anlatıp, gözünle büyüttüğü annesiydi bu kadın. Korktuğu başına gelmişti... Gerçek annesini bulduğunda artık bu kadını istemiyordu, her gece uyumak önce huzurlarının bozulmaması için dua ediyordu. Ama artık çok geçti...

Kadın bir eliyle kızın yüzünü avuçlayıp, gülümsedi:
"Ne çok benziyorsun bana... "

Masal'ın sakladığı göz yaşları göz pınarlarından süzülürken, Masal Hande'nin elini itti. Hande göz yaşlarının yaşları içinde kızına bakarken, Masal bağırmaya başladı.

"Benzemiyorum ben sana! Senin gibi birine benzemek istemiyorum ben! Neden geldin?! Neden?! Ben sensiz mutluyum! Git!"

Hande kızı kendine çekip, sarıldı:
"Biliyorum, kızım, bana çok kızgınsın... Ama bir hataydı... Bak sana yıllarca hasret kaldım" - saçlarından öptü - "kokuna, sesine... Ben geldim artık, miniğim, ben geldim artık... "

Masal biyolojik annesinin kollarında çırpındı:
"Bırak beni! Sarılma bana!"

Kollarından çıkıp, ellerinin tersiyle göz yaşlarını sildi:
"Seni sevmiyorum artık! Anladın mi sevmiyorum! Kokuma mi hasret kaldın?! Ya, sen nasıl annesin?! Sen biliyor musun, her sarıldığım bir kadında anne kokusu aradığımı! Her gece anne diye sayıkladığımda, sen mi vardın yanımda?! Her gece senin kokunla uyumak yerine, ağlayarak uyudum ben, yastığa sinen yaşın kokusuyla uyudum ben! Gördüğüm her teyzeme anne dedim ben, gördüğüm bir ablaya "bana anne ol!" dedim ben! Şimdi gelip, bana "ben senin annenim, Masal, ben seni özledim, Masal, ben artık varım, Masal" diyemezsin, anladın mi? Nasıl geldiysen öyle git, benim sana ihtiyacım yok!"

Kadın kızın ellerini tuttu, sayısız öpücükler kondurmaya başladı:
"Üzgünüm, üzgünüm, Masal. Özür dilerim, çok özür dilerim, annem... Affet beni, nolur, affet..."

Masal yutkundu:
"Adın ne senin?"

Kadın kızına baktı:
"Hande... Baban artık nasıl nefret ettiyse benden, adımı bile söylememiş sana."

Masal ellerini çekip, geri adımladı:
"Ya sen ne diyorsun? Babam bana seni nasıl anlatırdı, biliyor musun sen? Senden nefret etmesin, hep sevsin diye neler uyduruyordu bana biliyor musun? Annemin adını ben sormadım, söyleme dedim ona, onun adı bir Melek dedim ben... Babam hakkında bir şey söyleme sen, hakkın yok senin!"

Kadın ayaklanarak, kızının yanına gidip, yere oturdu tekrardan, saçlarını okşadı:
"Bunları yaşattığım için çok özür dilerim, miniğim... Gerçekten pişmanım, hemde çok... "

Masal sözlerini kesti:
"Fethi abim derdi hep: "Son pişmanlık fayda vermez"."

Kadın gözlerini sildi:
"Biliyorum, ama lütfen, bir şans daha ver bana... Hasret kaldığımız zamanları dolduralım, babana gidelim, artık bir aileyiz diyelim... Herşeyi yeniden başlayalım, olmaz mi, ha?"

Bana da anne olur musun? #Wattys2018 | BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin