Özel bölüm. "Trip"

1.9K 150 54
                                    

Herkese merhaba!
Nedenini bilmediğim bir şekilde, ruh halim kaç gündür "Bana da anne olur musun?"-u özlüyor. Gerçekten çok özlemişim, şimdi de uyumadan önce hikayeyi baştan ayağı okuyup bitirerek uyuyacağım.
Ve tam 2 buçuk gündür kısa kısa yazdığım bölümü tamamlayıp atmış bulunmaktayım. 😂
1108 kelime oldu, biliyorum çok kısa, ama maalesef lise son öğrencisiyim, gerçekten zamanım çok az. Herşeye yetişmek istiyorum, mümkün değil...

Bölüm biraz +18 üzerine yazıldı, ama çok hafif bir on sekizler 😂 Çünkü 18 sahne yazmak ve yazmamak arasında kaldım, sadece herkes Yavuz'la Bahar'ın sahnelerinin çok az ve hızlı şekilde olduğunu dile getirmişti. Ve 18'leri de az oldu demişlerdi 😂

Ve bu bölüm yazmamış sayılırım, ama isterseniz gelecek özel bölüme neden olmasın? 😉

Neyse, iyi okumalar. Bu arada bu hikayeye yaptığınız yorumları da çok özledim, o yüzden satir içi, sırtı, yanı, kısmı yorumlarınızı bekliyorruuum ❤️❤️❤️

***

Bahar'dan:

August ayındaydık. Sonuçlar açıklanmıştı, sonunda istediğim mesleğe ulaşa bilecektim. Yüksek notu elde etmiş, çok memnun ve mutluydum.

Masalsa yaz tatilini devam etmek adına Antalya'ya Nazlı ablasıyla beraber gitmişti. Gittiğine sadece 2 gün olmuştu, ama babası ikimiz onu şimdiden özlemiştik.

Yavuz ve ben... Her şey masaldaki gibi çok güzeldi. Masal tatile çıktığı için, Yavuz da biraz benim yanımda olmak istediği için 10 günlük tatil almıştı. Şu an yanımda uyuyordu. Bense onun mükemmel yüzünü hafızama çiziyordum.

Yavuz bir mükemmel adamdı. Çok sevip, çok bağlandım ona. Sınavlara hazırlanırken o kadar yardımcı olmuştu  ki bana. Ve sonuçlar açıklandığı gün kutlama yapmıştı. Ondan sonra bilmediğim ve anlamadığım bir şekilde sapık, edepsiz, terbiyesiz bir Yavuz karşıma çıkmıştı.

Beni utandırmaktan zevk alıyor, en azından ben öyle sanıyorum. Geceleri bambaşka bir Bahar oluyorum, ve sabah bu huyumun felaketini çektiyorum.

Olsun, ben onu yine severim. Çünkü sevilmeyi en çok o hakkediyor.

Yavaşça göz kapakları kıpırdamaya başladı. Gülümsedim. Saşma sapan uyuma numarasını yapmayacaktım. Gözleri yavaşça açıldığında, beni görerek otuz iki diş gülümsedi.

"Günaydın."

"Günaydın, birtanem."

"Saat kaç oldu?"

"Erken daha, 9 olacak."

Yavuz kaşlarını çattı:
"O zaman niye uyumuyorsun, canım? Malum gece çok yorulduk."

Diye pis pis sırıttığında koluna hafifçe vurdum.

"Kaç kere dedim sana böyle konuşma diye?"

"Ne var, ya? Karım değil misin, istediğimi söylerim, konuşurum."

"Ama ben utanıyorum...",- diye bakışlarımı kaçırdığımda, Yavuz gülerek belimden tutarak kendine çekti de, yüzlerimi aynı hıza getirdi. Çıplak göğüslerimiz birbirine temas ederken, içim ürperdi.

"Utanınca ayrı güzel oluyorsun.",- diyerek burnuma öpücük kondurdu.

Belimdeki parmakları yavaşça hareket ettirerek, kendince daireler çizdi: "Ama sana tıp fakültesine giderken "utanç" kelimesini hafızandan siliyorsun demediler mi?"

Bana da anne olur musun? #Wattys2018 | BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin