١١ - ,

1.6K 150 60
                                    

Değişti aynı kalarak /
Durdu yarin kapısında °


Mihrimah, kulağının altındaki Asım'ın kalp atışlarını sayıyordu. ''875, 876, 877,878..'' Kapı sesi tüm konsantrasyonunu bozmuştu. Kaçta kaldığını unutmuştu. Asım Enes ilk başta kapının sesini duymamış gibi yapsa da gürültüyle tekrar çaldığında oflayarak kollarını çekti Mihrimah'tan. İçinden ''Onca zaman sonra bir kere sarıldık onda da rahat olmuyor yani'' diye söylene söylene odadan çıkıp kapıyı açtı sertçe.

Kapının ardındaki Samet, kendini çatık kaşlarla karşılayan Asım Enes'i görünce ''Yanlış bir zamanda mı geldim?'' diye soruverdi.

''Evet, Samet. Mesela şuan değil de, kim olduğunu bilmediğim, bilmesem de tahmin edebileceğim o şerefsiz Mihrimah'a zarar vermeden önce gelseydin keşke aslanım.''

Samet'in de kaşları birleşmeye yüz tutmuştu duydukları üzerine. ''Ne? Ne diyorsun abi sen? Mihrimah abla iyi mi?'' derken içeriye daldı telaşla. Odanın kapısına geldiğinde durdu ve arkasına dönüp Asım'a baktı.
''Müsait mi? Gireyim mi?''

Asım Enes yavaşça başını salladığında önden Samet, ardından da o içeriye girdiler.

''Allah kahretsin, kim yaptı bunu?''

Samet'in sorusu üzerine Asım Enes kollarını birbirine bağlayıp sesinden de anlaşabileceği bir imayla cevap verdi. ''Bilmiyoruz. Yani, Mihrimah hanım söylemeyi reddediyor.''

Samet bakışlarını Asım Enes'ten yatağın üzerinde oturan ve kendilerini dinleyen kıza yöneltti. ''Saçmalama Mihrimah abla, kim olduğunu söylemelisin.''

''Söylemeyeceğim. Gidip de başınıza bela almanızı istemiyorum. Sadece, artık beni yalnız bırakmayın yeter. ''

Samet de Asım Enes de onu söylemesi için biraz daha zorladılar fakat bir sonuç elde edemediler. Sonunda Asım Enes sıkılmıştı. ''Şu ortalığı toparlayalım. Gördükçe sinirim bozuluyor.'' deyip oturduğu yerden kalktı ve odadan çıkıp elinde süpürge ile geri geldi. Cam kırıklarının iri olanlarını eliyle toplayıp çöpe attıktan sonra kalan kısmını süpürmeye başladı. Samet ve Mihrimah da onu seyrediyorlardı.

''Hayır yani bir adama ev süpürmek de yakışır mıymış böylesine canım?''
Mihrimah içinden konuştuğunu sansa da yanında oturan Samet kahkaha ile gülmeye başladığında hiç de içinden söylememiş olduğunu fark etti ve Samet'e susmasını belirtircesine bir bakış attı. Samet kendini tutmaya çalışıp başaramazken, süpürge sesi kesildi ve ikisi de Asın Enes'in ''Siz ne ayaksınız? Ne karıştırıyorsunuz?'' adlı bakışlarına maruz kaldılar.

Süpürgeyi odadan çıkarıp elinde bir kova ve su ile geri döndü Asım Enes. Yere bulaşmış kan lekelerini silerken ''Şeytan diyor ki DNA testi yap şu kansızın kanına.'' diye seslice sitem etti. Sonunda odanın tertemiz olduğuna kanaat getirdiğinde elindekileri banyoya bırakıp geri döndü.

''Samet, sen burada Mihrimah ablanla kal. Benim biraz işim var, dönene dek yanından ayrılma mümkünse.''

Samet başını sallayıp ''Tamam, merak etme sen.'' dedi ve pencerenin önüne doğru gidip dışarıya göz gezdirmeye başladı. Asım Enes dış kapıya doğru yol almış, Mihrimah da ona yetişmeye çalışmıştı acıyan dizlerini umursamamaya çalışarak.

''Asım..'' Seslendiği adam kendine doğru dönünce cümlesine devam etti. ''Lütfen, dikkatli ol. Kendine zarar verecek bir şey yapma.'' Asım Enes başını sallayıp kapıyı ardından kapattı ve gitti.

Mihrimah odaya döndüğünde Sametten ona beş dakika müsaade etmesini rica etti üzerindeki dizleri aşınmış elbiseden kurtulmak için. Samet odadan çıkıp mutfağa girdi ve can sıkıntısıyla etrafı kurcalamaya başladı. Öğrendiği sebzelerin isimlerini koyduğu şifreler sayesinde tekrar etmeye başladı.

Gökten Yağmur Gelme VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin