Bu nedir böyle gün mü günsüzlük mü
Hangisine kapıldık nerelere atıldık°Başını göğsüne yasladığı adamın dudaklarından dökülen satırları dinliyordu, son bir aydır olduğu gibi. Sevdiği adamın içinde yer edinmiş ve onu kemiren tüm o hisleri biraz olsun unutabilmesi için çözüm olarak bulduğu yöntemlerden biriydi. Kendine kitap okuyordu.
Filistinli komutanın hayatını kaleme aldığı satırları okuyorlardı. Hayatı öyle ibret alınasıydı ki. Esir düştüğü zindanda yazmıştı bu satırları. Asım Enes, komutanın eşine yazdığı şiiri okurken istemsizce duygulanmıştı ikisi de.
''Gözlerim yaşlı, kalbim ise mahzun,
Sevgilimin ve evlatlarımın ayrılığına
Gönül ve yasemin olan Fâide
Tutuklu kalbimin ışığı sensin.
Her daim güzel yüzün mütebessim
Kalbinde sevgim gömülü
Sen hayatımsın, gözlerimin yaşı,
Reyhanların en güzeli, gülüm
Sana olan sevgim her zaman güçlü ve metin
Lanetli düşman aramıza ayrılık ekse de
İsmin ve sevgin her daim benimle''°°Asım Enes şiiri okumayı bitirdiğinde biraz durakladı ve derin bir nefes alıp bakışlarını dışarıda batmakta olan güneşe çevirdi. İçinden şükretti sevdiği kadın yanında olduğu için. Allah'a şükretti. Sonra da ayrı kalanlar için dua etti. Kitabı daha önce okumuştu Asım Enes, bu ikinci okuyuşuydu.
Asım Enes devam etmek üzere dudaklarını aralamıştı ki Mihrimah aniden kitaba uzanıp çekerek kapağını kapattı. ''Sonra devam edelim.'' deyip kitabın arasından düşen kağıdı aldı ellerinin arasına. Asım, onun dolu gözleriyle karşılaştığında alnına küçük bir buse bıraktı. ''Olur.''
Mihrimah oturduğu yerde aşağı doğru kayıp başını Asım'ın dizlerine koydu. Elindeki kağıdı açtı ve sessizce, gözleriyle okumaya başladı.
Lacivert göğün altında
Serpiştirilmiş yıldızlarla
Bir kelime düştü hatrıma
Ve yine sen varsın aklımda
Bir yıldız, yalnız
Aynı sen
Sonra cılız bir ışık beliriyor
Onun etrafında...
Kim demiş konuşmaz yıldızlar?
Hepsi senin adını fısıldar
Ben duyuyorum işte
Gönlümde duruyor yankılar
Duyuyor musun sen de? 07.07''Bunu sen mi yazdın?'' dedi bakışlarını yukarı doğru kaydırıp Asım'a bakarak.
Asım Enes, parmaklarının altındaki saçlarla oynamaya devam ederken yanıtladı onu. ''Evet. Aklımda sen vardın.''
Mihrimah heyecanla konuştu bu kez. ''Tarihe bak, o günden aylar sonra yazmışsın.'' Kastettiği gün, onu bıraktığı gündü.
''Aylar sonra da, günler sonra da, yıllar sonra da; hep aklımdaydın zaten.''
Mihrimah'ın dudaklarına bir gülümseme yerleşirken kağıdı sıkıca bağrına bastı. Bu, kendine yazılan ilk şiirdi. Aslında o öyle sanıyordu, Asım'ın diğer satırlarından habersiz. Elini uzatıp Asım'ın boştaki elini yakaladı ve avcuna bir öpücük bırakıp şiiri tekrar okudu.
☁☁
💧💧Asım Enes'in tefonunun alarm sesiyle uyandılar ve iki gün önce planladıkları etkinliği uygulamaya koymaya başladılar. Etraf henüz karanlıktı. Ellerini yüzlerini yıkayıp üzerlerini giyindikten sonra akşamdan hazırladıkları yiyecek ve battaniyeleri alıp evden çıktılar.
Karanlık sokakta yürümeye başladıklarında Mihrimah, Asım'ın koluna girdi. Etraf bomboştu, buna sevinmişlerdi. Az sonra karşılarına çıkan nöbetçiyi görünce durdular. Nöbetçi ''Bu saatte nereye böyle!? Yoksa kaçıyor musunuz!?'' deyip elini beline koydu ve şüpheyle süzdü onları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökten Yağmur Gelme Vakti
Teen FictionKaderleri birleşen iki genç el ele verip engelsiz gördükleri bir sevda yoluna çıkmıştı. Ta ki ülkedeki durumlar iyice kızışıp bir iç savaşın eşiğine gelinene dek. Âsım Enes önceleri eleştirdiği bir grubun yanında yer alıp eylemlere katılmaya başlad...