8. BÖLÜM

972 187 289
                                    

Medyada: Poyraz Özusta

Herkese merhaba 😊. Yeni bölüm ile sizlerleyim. İyi okumalar.
Oy ve yorum yapmayı unutmayın.🌸

8.BÖLÜM

Ben hâlâ gördüğüm kişinin o olmasının şokunu yaşarken, Poyraz bana gülümsedi. "Lütfen, böyle oturabilirsin." dediğinde, yavaşça gösterdiği kırmızı koltuğa oturdum. "Seni burada görmeyi beklemiyordum." dedi daha sonra telefonu eline aldı. "Kahve içer misin?" dedi tam ben istemediğimi söyleyecektim ki konuşmama fırsat vermedi." İtiraz kabül etmiyorum. Nasıl olsun kahven?" dediğinde tebessüm ederek "Orta" dedim.

Tebessüm ediyordum ama içim içimi yiyordu. Resmen beni kurtaran adama ihanet ediyordum. Onun yaptığı iyiliğe ben kötülükle cevap veriyordum. Resmen ihanet ediyordum.

'Böyle düşünme kim bilir ne yaptı bu adam Araz'a o basit bir şey için intikam almaya kalkmaz. Hem annenin canı söz konusu'

İç sesime hak verdim. Ama hala o anlar benim gözlerimin önünden gitmiyordu.

3 Ay önce

Yine her zaman ki gibi zorlu bir okul gününden sonra eve doğru yürüyordum. Normalde otobüs ile giderdim eve fakat bugün içimden gelmişti. Hem o teyzelerin her gün ki gibi Necla teyzenin kızın amcasının gelinini çekiştirmelerini dinlemek istemiyordum.

Kulaklığımın birini kulağıma takıp elimi montumun cebine soktum.

Soğuk iyi geliyordu. Kalbimdeki o derin acıyı dondurup hissizleştiriyordu. Ama biliyordum, o acı eriyecek ve göz yaşları olarak çıkacaktı dışarı. Ama bir o kadar da içimde kalacaktı.

İnsan neden sevmekten korkardı? Belki de korkan sevgiydi. Peki neden korkuyordu? Sevmek kötü bir şey değildi. Ama bir o kadar da kötü. Yanlış insanı sevmek kötüydü. Ama kalp işte nereden bilebiliriz ki kimi seveceğimizi?

Peki o dört odacıklı kalbe on katı sevgiyi sığdırabilir mıydık. Aslında sevgiyi değil, on katı büyüklüğünde ki o camdan sevgiyi o dört odacıklı yere sığdırıp, Daha sonra parçalanmasını göze alabilir mıydık? Böyle bir aptallığı yapabilir mıydık?

Aptallık denemez aslında, ama aptallıktı benim yaptığım. O camın paramparça olacağını bile bile, kalbimde hiç geçmeyecek yaralar açacağımı bile bile sevdim ben onu. İlk defa sevdim. İlk ve son defa sevdim. Keşke dememek için sevmemeliyim. Ya tekrar aynı şeyi yasarsam diye yasamamlıyım.

İzi silinmeyen yüreğimden güvenini de paramparça eden o sevginin sahibi gibi tekrar öyle biriyle karşılaşmamak için sevmemeliyim.

Gözümde biriken yaşlardan dolayı önümü göremedim ve yanlış sokağa girdim.

Bunu da bana laf atan ayyaşdan anladım. "Yavru ceylan"dedi ağzını yaya yaya. Takmadan elimle göz yaşlarımı sildim ve yürümeye devam ettim. Taki biri kolumdan tutana kadar. " Güzelim, biraz eğlenmeden nereye." dedi alkol kokan nefesiyle.

Titreyen ellerimi ve ayaklarımı umursamadan kolumu çektim. "Rahat bırak beni!" sesim bütün sokakta yankılanırken, ayyaş bırakmak yerine bileğimi daha çok sıktı. Hadi ama beni bırakacağını falan düşünmediniz dimi?

Serçe beni duvara ittirdi ve sinirle inledi. "Bana bak sürtük, sen beni tatmin edeceksin, bende senin tadını çıkaracağım!" dediğinde ellerimi göğsüne dayadım ve itrirmeye çalıştım. "Bırak beni!" Bu bağrışım hiçbir şey ifade etmedi. Kalbim korkuyla hızlı bir şekilde atarken, ilk defa orada ölmeyi diledim.

Ayyaş kafasını boynuma gömdüğünde çığlık attım. Ama beni ne duyan vardı, ne de gören. Eli bacağıma geldiğinde ondan kaçmaya çalıştım ama pek de başarılı olamadım. Yanağıma yediğim tokat ile yere yığıldım.

İÇİNDE MAVİ OLAN GRİ'M (#Wattsy2018)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin