12.BÖLÜM "ÖLÜMÜN RENGİ"

239 151 163
                                    

Yeniden Merhaba 😊 Bölüm beklediğinizi biliyorum, ve sizi daha fazla bekletmek istemiyorum.Yorumlarınız benim için çok önemli.😊 Onları eksik etmeyin lütfen İyi okumalar diliyorum hepinize. Beğenmemiş dileğiyle.💙

12 BÖLÜM "ÖLÜMÜN RENGİ"

Ve gerçekler, etrafı saran dört duvar gibi, sarmıştı etrafımı. Vucüdudumu ele geçiren bu kasırgadan sağ salim çıkabilecek miyidi ruhum? Daha doğrusu bu kasırgadan sağ salim çıkabilecek bir ruhum kalmış mıydı? Ruhumdan birer birer birer kopan parçalar geri dönmezken, ruhum da yok olmamış mıydı böyle?

Peki doğru muydu dedikleri? Abim böyle bir şey göz yumabilir miydi? Ablamın katilini bile bile hiçbir şey yapmadan durmasının sebebi neydi peki?

Araz gözlerini dikmiş bana bakarken , ben zihnimdeki sorular ile başa çıkmaya çalışıyordum.

Ve bu işin sonunda ne olacaktı?

Ben size cevaplayayım, bu işin sonunda ben ölecektim. Biliyordum, kurtulsam bile yaşayan bir ölü olarak devam edecektim hayatıma.

"Bunda da benim abim böyle bir şey yapmaz yalan söylüyorsun gibi şeyler saçmalamayacak mısın? Kabullendin sanırım?" dediğinde hiçbir tepki vermedim.

Şuan neyin doğru neyin yanlış olduğunu cidden ayırt edemiyordum. Şu bir kaç günde başıma gelmeyen kalmamıştı. Birisi bana bunları yaşayacağımı daha önceden anlatsa, güler geçerdim. Ama şuan böyle bir durumun içindeydim ve hiçte içler açısı bir durum değildi.

"Vay demek ki susma hakkını kullanıyorsun, benim için hava hoş. " dediğinde kaşlarım çatıldı. Sinirle ayağa kalktım.

"Sana inanmıyorum, ve inanmayacağım." dediğimde omuz silkti

"Tamam inanma, ama bir gün inanmak zorunda kalacaksın. " dediğinde sadece ona bakmakla yetindim. Daha sonra da salondan çıktım.

Bütün sinirimi merdivenlerden çıkartmak istercesine sert adımlarla çıktım. Daha sonra da hısımla odaya girdim ve kapıyı sertçe kapadım.

Yatağa kendimi bıraktığım an, yaşlar birer birer akmaya başlamıştı gözlerimden.

Duyuyordum. Ölümün o soğuk, hissiz sesini duyuyordum. Belki de sesini hissiz ve soğuk yapan sözleriydi?

Peki ölüm denilince neden akla üzüntü geliyor? Veya acı? Ölüm denilince neden mutluluk gelmiyordu akla? Bu dünyada çok mu mutluydunuz? Ben değildim. Ailem yıkılana kadar, gerçekler gün yüzüne çıkana kadar mutluydum ben.

Gittikçe Araz'ın dedikleri doğru gelmeye başlıyordu bana. Ne kadar inanmak istemesem de, gittikçe kabulleniyordum bu durumu. Belki de başından beri doğru söylüyordur. Yalan değildir .

O sırada iç sesim devreye girdi 'Belki de başından beri söyledikleri yalandır, belki de kafadan uyduruyordur.'

İç sesime bir of çektim. Ne yapacaktım ben? Nereye kadar gidicekti bu intikam. Ne zaman sönecekti bu intikam ateşi? Ya da doğru soru, intikam ateşi sönecek miydi?

Ellerim saçlarımı gitti. Ama saçımı tutmam ile elime nükseden acı ile dudaklarımın arasından bir 'Ah' çıktı. Elimdeki kesik tamamen aklımdan çıkmıştı.

Gözlerimi yumdum sıkıca. Annem geldi gözlerimin önüne. En son bana yaptığı kurabiyenin kokusu geldi burnuma. Sonra o tatlı sesi çınladı kulaklarımda. Daha sonra da yanağımda elini hissettim. O yumuşak ellerini. Sonra sevgisi bütün vücudumu sardı.

Özledim, hemde çok özledim annemi. Bana sarılmasını, kızım demesini, öpmesini, yaptığı yemekleri, sesini, her şeyini o kadar çok özledim ki.

İÇİNDE MAVİ OLAN GRİ'M (#Wattsy2018)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin