S I Xmiles kiliseden çıktığında yağmur yağıyordu. ceketini kafasının üzerine siper edip bir an önce pansiyona ulaşabilmek için hızlı adımlarla yolun karşısına geçti.
bu küçük kasabada katıldığı ilk cenaze beklediğinden daha sakin geçmişti. bay ve bayan anderson (adları bu muydu?) artık yoktu, ve bu önemli değildi. artık hiçbir önemi olmadığını biliyordu miles.
bu sırada birinin adını seslenmesiyle yürümeyi bırakıp arkasına döndü. gelen polis memuruydu.
genç adam, jesus'un kendisine duyduğu ani ilginin sebebini henüz anlamasa da, bir polis memuruyla arkadaşlıktan gelebilecek yararların farkındaydı ve biraz lükse itiraz edemezdi.
"seni pansiyona kadar bırakayım," dedi jesus, dudaklarından dökülen önerinin cürektarlığına kendisi de şaşırarak. ama yine de tereddüt etmedi, "bu yağmurda oraya yürümen imkansız."
♡
b. yağmur yağıyor yahuda.
b. yağmur bana hep seni hatırlatıyor.
b. yumuşak, ama o kadar da sert
b. ve hüzünlü
♡
"orada ettiğin duayı duydum." dedi jesus, arabasını çalıştırırken. "inançlı biri misindir?"
kafa salladı miles.
"soyadım beni tanımlamıyor."
"tabiki, tabiki." polis memuru, önyargılı biri gibi görünmek istememişti, fakat kırdığı potu düzeltmeye çalışırken miles'ın sorusu onu hazırlıksız yakaladı, "sen?"
"benim soyadım arden, bir anlamı olduğunu sanmıyorum." dedi jesus, düşünmeden.
genç adam güldü, "hayır, onu demedim. inançlı mısındır?"
çakan şimşek gökyüzünü mora boyadı.
XXX
selamm, ufak bi tatilden döndüm bölüm atamadığım için sorry ama geri geldim ଘ(੭ˊᵕˋ)੭* ੈ✩‧₊˚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
greetings, judas ♡ [boyxboy]
Short Story• yarı texting • b. selamlar, yahuda. kimsiniz? b. ben isa b. dudaklarını unutamıyorum, yahuda. b. ihanetin sigara koktuğunu sen öğrettin b. ve kanın tatlı olduğunu b. seni ellerimle öldüreceğim, sevgili yahuda, ve kalbim kırık b. çünkü kimse arkan...