N I N E"katilin tanımının bu kasabadaki kimseye uymadığını söylüyorsun," dedi dawson.
kafa salladı jesus.
"ama onun burada bir yerde olduğundan eminim."
"o zaman eski yöntemleri bir kenara bırakmamızın zamanı geldi."
♡
adam sessiz olmaya çalışarak, yavaş adımlarla koridorun sonuna ilerledi ve 7 numaralı kapının önünde durdu.
neden bu kadar gergin olduğunu bilmiyordu, belki de son birkaç gündür doğru düzgün bir şey yemediği için vücudunun bir tepkisiydi bu.
yuktundu ve kapıyı çalmak için uzandı.
tak tak tak.
bir süre içeriden hiç ses gelmedi.
kelly, jesus'a onun odasında olduğunu söylemişti. tekrardan kapıya uzanacağı sırada odada bir gürültü koptu ve ardından kapı açıldı.
"kusura bakmayın, bay arden." miles judas mahcupça gülümsedi. "biraz..dalmışım."
jesus onun dağılmış saçlarına bakarak tebessümünü yuttu. buraya ciddi bir iş için gelmişti.
"içeri geçebilir miyim?" dedi, sert çıkmasına zorladığı sesiyle.
"ah, evet evet," misafirini kapıda bekletmenin utancıyla kenara çekildi miles. "buyrun."
oda sade döşeliydi, jesus camın kenarında genişçe bir masa ve masanın üstünde dağılmış kağıtlar olduğunu gördü. ayrıca yatağın yanında da bir ilaç kutusu duruyordu.
polis memurunun nereye baktığını gördükten sonra, "geceleri kabus görüyorum," diye açıkladı miles.
jesus kafasını salladı, yaşanan olaylardan sonra bu çocuğa daha da çok üzülüyordu. "hangimiz görmüyoruz ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
greetings, judas ♡ [boyxboy]
Historia Corta• yarı texting • b. selamlar, yahuda. kimsiniz? b. ben isa b. dudaklarını unutamıyorum, yahuda. b. ihanetin sigara koktuğunu sen öğrettin b. ve kanın tatlı olduğunu b. seni ellerimle öldüreceğim, sevgili yahuda, ve kalbim kırık b. çünkü kimse arkan...