Birce pijamalarıyla dolabının önünde yüzünü ele geçirmiş çaresizlikle dikiliyordu. Ayağı biraz daha iyileştiği için, en azından kendi başına hareket etmeye çalıştığı zaman yürümeyi yeni öğrenmiş gibi gözükmüyordu artık, Görkem'le buluşmaması için hiçbir sebep yoktu.
Derin bir nefes alarak askıları tek tek tekrar elden geçirmeye başladı. Bu bir ilk buluşma sayılır mıydı, önce buna karar vermesi gerekiyordu. Aksi halde kıyafet seçimini çok başka bir yönde yapması gerekecekti. Adamın yanında vakitsiz süslenmiş bir noel ağacına benzemek istemem.
Sonunda zümrüt yeşili ve pembe iki elbise arasında kaldığında bu konunun oylamaya açılması gerektiğine karar vererek ikinci bir görüş almak üzere şu anda salonunda ikamet etmekte olan Aras'ın yanına geçti ağır adımlarla. Kendisi bugün özel şoförlüğünü yaparak Birce'yi Görkem'le buluşacağı yere bırakacaktı. Genç kadın buna sesini çıkarmamıştı çünkü hem teklif Aras'tan gelmişti hem de özel aracın rahatlığına bayılıyordu açıkçası. Arabanın tamirden gelmesini şampanya patlatarak kutlamamak için kendini çok zor tutmuştu.
"İnanamayacaksın ama bu işte sana güvenmeye karar verdim." Adamın gözleri bu cümlenin devamında ne geleceğini kestirmek istercesine kısılınca Birce de onu daha fazla bekletmemeye karar vermişti. "Sence hangisi?"
Önce yeşil elbiseyi sonra pembe olanı üstüne tutarak Aras'ın zihninde bir imge oluşturmaya çalıştı. Herhangi bir başarı elde edemiyormuş gibi hissediyordu kendini zira hala bir cevap almayı başaramamıştı. Bu yüzden ağır ağır ve hecelerin üstüne bastırarak "Yeşil mi? Yoksa Pembe mi?" diye sesini yükseltti. Bu sırada söylediği her renk için eşleşen elbiseyi adama gösteriyordu. Anaokuluna döndü burası yemin ederim.
"Kırmızı." Aras, Birce'nin çektiği eziyetten hiç rahatsız olmamışçasına gayet ciddi bir ifadeyle bunu söylediğinde genç kadın elbiseleri birbirine bağlayarak kendini tavana asmak istediğine karar vermişti. En azından beni sinir krizi geçirterek öldürmeye çalışmana bir katkı sağlamış olurum.
Aklından geçenler yerine "Fark ettin mi bilmiyorum ama," dedi sesinde adamı iğneleyen binlerce mızrak vardı. "Seçeneklerin arasında kırmızı yok."
"Biliyorum." Aras kadının kıyafetleri üzerine sinir krizi geçiriyor olmasını saçma bulduğunu gösterircesine gözlerini devirdi. Sonra bakışlarını Birce üzerinde sabitleyerek ki o böyle dikkatli baktığında genç kadın nefes alamadığını hissediyordu, devam etti konuşmasına. "Kırmızının sana yakışacağını düşünüyorum sadece."
Birce ilk defa ondan övgüye benzer bir şey duyup duymadığını düşünürken hafifçe dudağını dişledi. "Bu hiç yardımcı olmadı." Pembe elbiseyi tekrar üzerine tutarken ısrarcı bakışlarını Aras'a sabitledi. "O zaman şöyle yapalım, bu nasıl sence?"
Kadının dudağını ısırışında ve birbirine yaklaşmış kaşlarında onun ne kadar çaresiz olduğunu görebiliyordu Aras. Oturduğu yerde biraz doğrularak ne demesi gerektiğini düşündü bir an. Ağzını her açışında Birce'nin hoşuna gitmeyecek bir şey yüzünden geri kapıyordu. "Tamam." dedi düşünmek için kendine zaman tanırken. "Yanlış anladıysam düzelt ama sen bu adamla ciddi bir ilişkin olsun istiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüksek Ökçeler - Yenilendi!
HumorBİRCE; Modern zamanın romantik klişeleri içine sıkışmış bir kadın. ARAS; Kendi doğrularıyla yaşayan, farklı bir adam. Yüksek Ökçeler yenilenmiş haliyle sizlerle!