#Marc Aryan-Kalbin Yok Mu?#
Gözyaşları meyvesi, aşkın bana bahşettiği,
Güzelliğin ne intiharlara meyletti.***
Pazartesi sabaha karşı kurduğum alarmın sesiyle uyandım. Yüzümü yıkayıp şişmiş göz altlarıma bakmamaya özen göstererek mutfağa gittim. Elimden geldiğince sessiz olarak Sedef ablanın dün yapmamı rica ettiği tuzlu pastaları yaptım. Henüz hava tam olarak aydınlanmamış , ben de uykumu alamamıştım ancak Sedef ablaya da söz vermiştim ve mahçup etmek istemiyordum. Pastalar pişene kadar kitap okumuştum, o sürede de hava aydınlanmıştı. Pastalar biraz soğuyana kadar Canşikâr için kahvaltı hazırlayıp omlet yaptım. Pastaları saklama kabına koyup ekmek almak için balkona çıktım. Sepeti sallandırmış Kasım ağabeyin ekmek koymasını beklerken duyduğum adım sesleriyle onun uyandığını anladım. Masaya tek kişilik servis koymuştum. Aldığım ekmeği dilimleyip masaya yerleştirdim ve hiçbir şey demeden odama döndüm. Zerre iştahım yoktu. Ona tavır alabilecek bir konumda değildim, özür dileyeceğini ya da kırgınlığımı umursayacağını sanmıyordum ancak önemsemedim. En azından bu durumun beni incittiğini biraz da olsa fark etmeliydi. Onun gözünde, yalnızca evine yerleşmek zorunda kaldığı biri olabilirdim . Biz dost bile değildik. Bense onu öylece seviyordum. Ancak beni görmeden onu sevmeye öyle alışmıştım ki o beni kırdıkça uzaklaşmaktan korkuyordum. Ben ona ayrı, ona olan sevgime ayrı aşıktım. Ne beni sevmesini ne de iyi davranmasını bekleyemezdim ancak bu özenli davranışları beni ister istemez etkilemiş , umut etmeme neden olmuştu. Bu durumun da tek suçlusu bendim.
Bugün fazla özenmek içimden gelmediğinden kot pantolon ve bordo bir kazak giydim. Bu özensizliğimin göze batmaması için hafif makyaj yapıp yüzüklerimi taktım. Bir yanım deli gibi kırıldığımı belli etmek istiyor olsa da diğer yanım belli etsem de umursamayacağını biliyordu. Canşikâr kötü birisi değildi. Tam tersine oldukça iyi bir kişiliğe sahipti. Ancak ne yazık ki öfkesini davranışlarıyla değil keskin sözleriyle yansıtıyordu. Beni nereden vuracağını gayet iyi öğrenmişti ve bu duruma sebep verdiği için Barkan'a tekrar öfkelendim.
Odadan çıkıp koridora geldiğimde mutfak ne durumdaydı, merak ediyordum. Toplamış olmasını umsam da yapmadıysa da eve dönünce halledecektim. Kapı sesini duymuş olacak ki karşımda dikildi aniden. Hiç konuşmadan odasına girdi ve birkaç saniye içinde çantasıyla yanıma döndü. Ben de çantamı omzuma asıp saklama kabını da alarak dış kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giyip kapıyı kitledim ve alt kata inip Sedef ablanın kapısını çaldım.
"Günaydın Evrim. Sedef abla yok mu?"dedim Sedef ablanın kızı Evrim'e gülümseyerek.
"Annem bugün okulda nöbetçi diye erken çıktı, Dehna abla. Pastaları bırakacağını söyledi , alayım istersen."
Kutuyu uzatarak gülümsedim. "Afiyet olsun, annene selam söyle."
"Teşekkürler."diyerek kapıyı kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANŞİKÂR
عاطفيةCanşikar, bu yapayalnız bir aşk. *** "Seni sevmek kaburgama sert tekmeler yiyormuşum gibi. Üstelik aldığım her solukta... Ama seviyorum seni, etim ezilse de kocaman tekmeler altında. Seni, evimizi, kedimiz Münevver'i, birlikte inşaa ettiğimiz ütopy...