5. Bölüm

355 28 6
                                    

Duyduğum takırtıyla birlikte gözlerim sanki hiç uyumamışım gibi açıldı. Yan dönmüş bir şekilde üstümde battaniye bile olmadan uzanıyordum. Görüş alanıma giren kıyafet çekmecesinden dikkatimi çekip duyduğum seslere odaklandım.

Ellerimle gözlerime biriken çapak benzeri şeyleri geriye iterken bacaklarımı yataktan aşağı sallandırdım. Zemin üstünde ağır adımlarla ilerlerken banyoda kopan gürültüyle irkildim. Bunun su sesi olduğunu anladım. Ardından tüm her şey zihnimde birer su balonu gibi patlamıştı.

Depremi neredeyse tekrar yaşadığımı sandığımdan Sena'nın üstüne çullanmıştım. Ardından birileri beni koridor boyunca sürüklemişti ve bana iğne vurmuşlardı. Deliksiz bir uyku uyumuştum.

Saat gecenin ikisi falan olmalıydı. Kapının kolunu aşağı çevirdim.

Işık açık olmadığından elimi düğmeye götürüp gözlerimin aydınlığa alışmasını bekledim. Önümdeki görüntüyle kupkuru olan ağzıma rağmen yutkundum.

''Tuana?''

Tuana üstündeki elbiseden geceliğiyle suyun altında ıslanıyordu. Korkunç olan ise, bedeni bana dönüktü ama gözleri sımsıkı kapalıydı. Sanki... sanki uyuyormuş gibiydi. Bembeyaz teni ise kızarıklıklarla doluydu.

Gerçeği daha sonra kavradım.

İçerisi buhar yığınıyla hapsolmuştu. Dudaklarımı birbirine bastırıp koşar adımlarla içeri girdim. Bir yandan Tuana'yı sarsarken diğer yandan musluğu kapamaya çalışıyordum.

''Tuana! İyi misin! Çık şuradan!''

Gözlerini açtığında geriye sendeledi. Sanki uykusundan uyanır gibi dehşetle etrafına baktı. Ne oldu bilmiyorum ama bir saniye geçmeden acı bir çığlık koyverdi. Çığlıklar ardı ardına devam ediyorken bir adım geriye çekildim. Buhar yığını banyoyu terk ederken vücudundaki kızarıklıklar daha da ortaya çıktı. Her yeri yara haline gelmişti.

Tuana kocaman olmuş mavi gözleriyle titreyen kollarını kaldırıp ağlamaya başladı. Ne kadar acı verdiğini tahmin bile edemezdim. Bunu neden yapmıştı? Tüm o süre içerisinde fark edememişmiydi?

Kabinin içinde korkuyla çığlıklar atmaya devam etti. Kan kırmızısına dönüşen rengiyle tezat sarı saçları ıslak bir şekilde ensesine yapışmıştı. Korkuyla köşeye çekilip gözlerimi kapadım. Bir an kusma isteğiyle doldum. Tuana'nın titreyen kıpkırmızı bedeni gözümün önünden gitmiyordu.

Kulağıma adım sesleri dolduğunda bir an sonra iki beden banyoya girmişti. Üstünde geceliğiyle acele bir şekilde yataklarından çıkan hemşireler sesleri duymuşlardı demek ki. Kadın şaşkınlıkla elini ağzına kaparken, diğer kadın daha soğukkanlı bir şekilde kızın kabinden çıkmasını sağladı. Tuana hala zayıf bedenini daha da sarsacak bir şekilde ölecek gibi ağlıyordu. ''Canım yanıyor! Sıcak!'' Sesleri kulağımdan gitmiyordu. Banyodan çıktıklarında bile kulağımda çınlamaya devam etmişti.

***

''Neler oldu?'' Buraya ilk geldiğimde gördüğüm soğuk kadın normal görüntüsünden ödün vermeyen bir halde önümde duruyordu. Bir an sonra onun odasına olduğumu fark ettim. Saatte sabah olmuştu. Tüm o ara boyunca ne olduğunu hatırlayamıyordum. Beynim bana kalleş bir oyun oynayarak tüm hafızamı silmeye odaklanmıştı sanki.

''Uykumdan sesler yüzünden uyandım.'' Ama hafızam tüm kötü anları belleğimde bırakmak için özel bir çaba sarf ediyordu. ''Banyomda Tuana'yı buldum. Uyuyor gibiydi ama acıyı hissetmiyor gibi kaynar suyun altında durmaya devam etti. Sonra onu uyandırmaya çalıştım ama-''

''Yeterli.'' Kendimi berbat hissediyordum. ''Dünkü görüşmeyi duydum.'' Yüzünde oluşan katı ifadeyle yutkundum. Ondan korkmamalıydım. Daha büyük korkularla karşılaşmıştım. Dayanıklılık konusunda başarısız olsam bile.

ÖLGÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin