Y.N: Multimedia'ya bakıp yorum yapmayı unutmayın! Özel gif hazırladım. Votelarınızı da dört gözle bekliyorum. :) Ne kadar çok olursa o kadar hızlı bölüm geliyor, çünkü ilham geliyor!
Kısım parçası: Christina Aguilera - Castle Walls
● 2 ●
Bölüm sözü:
"Hayat, yaşanmamışlığa dair keşkelerle geleceğe dair kuşkulardan ibarettir."
1. Kısım
Tuna'yla yediğimiz lezzetli yemek bittikten sonra Haziran'ın üstünde olduğu caddede biraz yürüdük. O konuştukça gerginliğim dağılıyordu. Bana ailesini, istediği üniversiteyi burslu kazandığı için babasının ona ev tutacağını falan anlatıyordu. Zengin ama tutumlu bir ailesi vardı. Babası çok çalışarak zengin olmuştu, mirasyedi falan olmadığından tutumlu olması gerektiğinin farkındaydı. Bu Tuna'nın da görmemişler gibi davranıp beni aşırı lüks bir yere götürmemiş olmasının temeliydi muhtemelen. Tuna anlatmayı bitirdiğinde benim anlatmamı beklediğinin farkındaydım.
"Gerçekten beni konuşmasak daha iyi," dedim mırıldanır gibi.
"Ah. Bu seni üzüyorsa anlarım."
"Yalnızca anlatmayı sevmem." Başını salladı. Bir artı daha kazanmıştı. Anlayışlı.
Geri dönüş yolunda arabaya doğru adım atarken neşeli bir ses kulağımı tırmaladı. "Öyleyse haftasonu Alp'le Kırmızı'dayız!" Gözlerimi devirdim.
"Umarım Alp'te senin gibi kız gibi içmiyordur."
"Alp bu işlerin adamı Karmen. Zıt kutuplar birbirini çeker lafı cidden doğru. Alp'i benim zıttım olarak hayal et!"
"Ah, öyleyse ona bayılacağım." diye dalga geçtim. Tuna güldü. "Bundan pek emin değilim." Ben de güldüm. "Ama sen Ilgaz'a bayılacaksın!"
"Bundan da emin değilim," derken ciddiydi. Ben de Ilgaz'ı sever mi, emin değildim. Ilgaz da benim zıttım gibiydi ve beni sevdiyse onu sevmeyecekti. Öyleyse haftasonu zıtları tanıştırma zamanı.
***
10 yıl önce...
"Veli toplantısına herkesin anne-babası birlikte gidecek. Sen de gidecek misin baba?"
"Ne veli toplantısından bahsediyorsun lan, işim gücüm yokmuş gibi."
"Benim annem nerede baba?" Yanan gözlerimi kırpıştırdım. Annem olsa o giderdi. Herkes ailesi gidip yaramazlıklarını öğrenecek diye korkarken ben uslu durduğumu öğrenip mutlu olmalarını istiyordum. Babamın gitmeyeceğini öğrenince babama defalarca sorup cevabını alamadığımı soruyu yinelemiştim. O ise anlamadığım bir hareket yapıp kalktı.
"Abin olacak it geldi mi eve?" Abin lafıyla vücuduma gelen ürpertiyi geçirmek için kollarımı birbirine sararken "Gelmedi baba," dedim. Sonraysa babamdan cevap alamayacağımı bildiğim soruyu unutup odama gittim. Abim gelmeden uyumak istiyordum.
Yatakta bir an önce uyumak için dua ederken kapının tıkırtısıyla gözlerimi sımsıkı yumdum. Abim gelmişti işte.
"Uyudun mu ufaklık?"
"Uyudum," dedim.
Güldüğünü duydum. "Öyle mi lan? Hiç belli etmiyorsun valla."
"Uyudum işte," dedim son heceyi uzatarak.
"Kalk lan. Bugün canım senin yatağında uyumak istiyor. Kalk git benim yerimde uyu."
Somurtarak yataktan kalktım. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Bana her gün aynı işkenceyi yapıyordu. Bir saat sonra da yerime gönderecekti. Bir türlü uyutmuyordu. Neden bana kötü davrandığını anlamamak beni çok üzüyordu. Başkalarının abileri de böyle kötü müydü? Babaları da böyle umursamaz mıydı? Oysa arkadaşlarımın babaları bazen onları okuldan alırken sarılıp, öpüyorlardı. Kendilerinden büyük abileri ise koruyorlardı onları. Benimki benden beş yaş büyüktü sanırım. Beni koruyabilecek kadar büyükken bana başkalarının davranmadığı kadar kötü davranıyordu. Keşke beni kendinden korusaydı!
Gidip onun yatağına yatıp yorganı başıma kadar çektim. Şansım varsa bir sonraki uyandırışına kadar uyurdum.
***
Tuna'dan;
Kırmızı'ya girdiğimizde ağır alkol, ter ve hormon kokusu yüzümüze çarptı. Burayı ilk kez bu kadar kalabalık görüyordum ve Karmen'i zar zor seçmiştim. Alp'i oraya çekiştirirken onun da bizi fark ettiğini gözlerini Alp'in üzerine dikmiş olmasından anladım. Dönüp Alp'e baktığımda kızı gözleriyle yediğini fark ettim ve dirseğimi koluna geçirdim. Bu "O benim seni ahmak" anlamına gelen bir hareketti ve Alp boğazını temizleyip gülümsedi.
"İyi parçaymış."
"Düzgün konuş."
"Peki, peki."
Karmen'e yaklaştığımızda yanında taburede oturan sarışın bir kız gördüm. Dolgun dudaklı, büyük gözlü güzel bir kızdı. Ama Karmen'in çekiciliğini ben onda hissetmiyordum. Büyük ihtimalle kızın Ilgaz olduğunu ve mesleğini bildiğim içindi. Alp'e bundan bahsetmemiştim. Alp önce Ilgaz'a, sonra Karmen'e başıyla selam verdi.
Ben de ikisine de "Selam," dedim. Onlar da aynı şekilde karşılık verdi. Bu sırada Karmen benim önüme vodka, Alp'in önüne tekila koymuştu.
"İnsan sarrafı?" dedi Alp. Bu bir soru değildi ama soru iması katmıştı.
Karmen güldü. "İyi tahmin. Bugün çok işim var. Ilgaz, bunlar Tuna ve Alp. Tanıştırdığıma memnun oldum. Siz konuşurken ben de işime döneyim."
Karmen'in her zamanki gevezeliği bittikten sonra Alp ve Ilgaz'ın birbirlerini süzdüğünü görebiliyordum. İçkimi alıp telefonuma döndüm. En iyisi önce ikisinin tanışmasıydı. Telefonla uğraşırken konuşabilmek için bağırdıklarından mecburen seslerini duyuyordum.
"Memnun oldum Ilgaz."
"Ben de Alp." Ilgaz'ın cilveli sesini duymamak imkansızdı.
"Okuyor musun?"
"Çalışıyorum. Sen?"
"Makine mühendisliği. 2. sınıfım. Sen ne işle uğraşıyorsun?"
Şimdi Ilgaz'ı tanıyacaktık işte. Acaba işini severek mi yapıyordu yoksa bundan utanıyor muydu?
"Bedenimi satıyorum." Alp'in bunu beklemediği kesindi. İstemsiz olarak boğazımı temizlediğimde ikiside kafasını bana çevirdi, ben de telefonumdan yüzümü kaldırıp ne oldu manasında kafamı salladım. Alp tekrar Ilgaz'a döndüğünde anladığını belirten bir mırıltı çıkardı.
"Millet. Nasıl gidiyor?" Karmen soğuk sesiyle heyecanlıymış gibi yaptığında komik oluyordu. Ilgaz "Tanışıyoruz güzelim," dedi. Biz de onayladık.
"Güzel. Isındınız mı birbirinize?"
"Daha Tuna'yı tanıyamadım aslında," dedi Ilgaz.
"Ben de üniversite sınavlarına girdim. Büyük ihtimalle Alp'le aynı okulda okuyacağız ama bölüm Elektrik Elektronik olabilir benim." dedim.
"Güzel. Üniversiteli gençler tanımak güzel. Okumayı hiç hayal etmedim gerçi."
Karmen "Derslerle pek arası yoktur da..." diye tamamladı Ilgaz'ı. "Ben de lise sona geçtim ama pek okula uğradığım söylenemez. Çalıştığım için hoş görüyorlar," diye devam etti. Bana bunları anlatmamıştı ama Alp'e doğru söylüyordu nedense.
"Hangi bölüm?" dedi Alp.
"Meslek lisesi. Çocuk gelişimi." Karmen bunu söylerken sanki vücudundan bir ürperti geçmiş ve rahatsız olmuş gibiydi. Başını bir müşteriye çevirdi. Okuduğu bölüm onu niye böyle rahatsız ediyor olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR KIZ
Roman d'amour"Sizin geçmişle işiniz bitmiş olabilir ama geçmişin sizle işi asla bitmemiştir." -Thomas Edison © Tüm Hakları Saklıdır. ©