Kısım parçası: Three Days Grace - Break
(Multimedia: Karmen)
3. Kısım
Tuna'yı tanımaktan korkan ve onu merak eden iki yanım vardı. Genel olarak meraklı ve gevezeydim. Bu dışarıdan gösterdiğim ulaşılmaz ve karanlık kızla çelişiyordu. Olduğum gibi görünemiyor ve tamamen göründüğüm insana bürünemiyordum. Zıtlıkları bünyemde fazlasıyla barındırıyordum. Şimdi Tuna'nın üniversitede kalacağı evi olduğunu düşündüğüm evde, Tuna'nın yanında, başım onun omzunda otururken duvarlarımdan biraz ışık sızdığının farkındaydım. "Güvenmek" benim için imkansızdı. Bense "Zoru başarırım, imkansız biraz zaman alır," havasında olsamda korkak olduğumu biliyordum. Bu ışığa hemen bir tuğla mı koymalı yoksa karanlık dünyama ışık saçmasına biraz izin vermeli miydim karar veremiyordum. İç savaş veriyordum. Duygularım ve mantığım savaşan taraflardı. Ve bu kez duygularım kötü tarafı tutuyordu. Karanlığı. Mantığımsa ışığa izin vermemi yoksa bu karanlıkta battıkça etrafımdakileri de çekeceğimi söylüyordu.
Tuna'nın kararsızlıkla titreyen elleri saçlarımı okşadığında kapattığım gözlerimi açtım. Hemen elini çekip "Bir şey ister misin?" diye sordu Tuna. Hayır anlamında kafamı salladım. Önümüzdeki sehpanın üstündeki kağıtlar ilişti gözüme. Ağladığım için çatlayan sesimle "Tuna," dedim. "Bu kağıtlar ne? Okul başlamadan çalışmaya mı başladın yoksa?"
Güldü. Tedirgin bir gülüştü bu. Ya da bana öyle geliyordu. Uzanıp kağıtları bir düzene sokarken "Hayır tabii ki. Çalışmalarım bunlar. Yazılar, çizimler falan."
Sanatçı ruhlu! Neden şaşırmadım acaba?
***
7 yıl önce...
Tuna'dan;
"Tatlım. Burada bizi bekle. Sakın evden ayrılma." Annem ağlayarak suratıma bakıyordu. "Tamam mı tatlım? Sakın evden çıkma. Geleceğiz."
"Anneannem nerede? Onu da getir," dedim titreyen bir sesle. Kendimi bildim bileli anneannem bizle yaşıyordu. Beni büyüttüğünü her seferinde babama tekrarlardı.
"O gelmeyecek canım."
"Neden? Başka evi var mı ki?"
"Anneannen cennete gitti oğlum." Cennetin ne olduğunu az çok biliyordum. Bu onu bir daha görmeyeceğim anlamına geliyordu. Başımı salladım sadece. Boğazıma sanki biri yumruğunu sokmuştu. Ağlamak istemiyordum ama ağlayacağımı biliyordum. Ağlamak için onların anneannemi uğurlamaya gitmelerini bekledim. Ne kadar ısrar etsem de götürmediler beni.
Sonra o gün ağlayamadığım her gözyaşım içimde bir boşluk yaratmış. Doktor amca öyle dedi. Annemlere anlatırken duydum bunu. Odasındayken benimle arkadaşımmış gibi konuşuyordu.
"Anneannenle yaptıklarını anlatmak ister misin bana?"
Anlatıyordum. "Beni her sabah uyandırıyo, bazı günler yıkayıp giydiriyo, yemeğimi yediriyo, oyun oynuyo. Oynuyodu yani. Annemler gelinceye kadar hep benimleydi. Erkek oyunlarını bile oynamayı biliyodu!" Son cümleyi heyecanla söylemiştim.
Bunları duyup bir şeyler yazınca başka bir soru yöneltiyordu.
"Ne yaparsın canın sıkıldığında?"
"Annem televizyona falan izin vermiyo. Abur cuburu da az yediriyo. O yüzden resim yapıyorum. Hikayeler yazıyorum bazen. Bi de lego oynuyorum. Uçakları çok seviyorum ama en çok istediğim büyük uçak. Bulamadım daha."
"Demek resim, hikaye ha? Ne güzel. O zaman sana ilaç vermemi istemiyorsan senden bir şey isteyeceğim. Seni etkileyen her şeyi yaz oğlum. Yaz, çiz. Söz veriyorum çok mutlu edecek seni bu. Ömrün boyunca devam et buna."
"Sıkılırsam?"
"İlaç istemiyorsan yapman lazım. Yapacak mısın?"
"Yapıcam. Hasta mıyım ki?"
"Değilsin. Merak etme. Sen dediğimi yap ama."
Bir şeyim vardı ki ısrar ediyordu doktor amca. Annemlere sordum ama söylemediler. Dediklerini yaparsam daha iyi hissedeceğimi söylediler. Anneannemi özlemeyecekmişim. Çok özlüyordum ama yaptım dediklerini.
***
"Severim kitap okumayı Tuna bey. Bana da okutursunuz bir gün?"
"Neden olmasın..." dedi. Olmayacakmış gibi. Ama meraklı olduğumu söylemiştim. Bir gün mutlaka okuyacaktım! Biraz daha orda kaldıktan sonra beni merak edeceklerini söyledim. Beni Kırmızı'ya bıraktı.
"Sen eve çık Karmen. Ben konuşacağım patronunla. Halledeceğim, merak etme sen."
Bir de patrona dert anlatacak gücüm olmadığı için kabul ettim söylediklerini ve eve çıktım. Saat daha çok geç olmamıştı ama Ilgaz da yoktu evde. Uzun bir duş alıp Can'ın kirinden kurtulmaya çalıştım. Ağladım, ağladım... Gözyaşlarımla içimdeki zehri attım sanki. Hayatıma giren ışığı kabul ettim. Uyudum sonra. Hiç hatırlamak istemediğim geçmişimin yüküyle uyudum.
Y.N: Ne düşünüyorsunuz Tuna'nın çocukluğu hakkında? Kısa olduğu için üzgünüm ama sizi daha fazla bekletmemek için biraz yazdım. Söz sonraki bölüm en az 3 sayfa olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR KIZ
Romance"Sizin geçmişle işiniz bitmiş olabilir ama geçmişin sizle işi asla bitmemiştir." -Thomas Edison © Tüm Hakları Saklıdır. ©