Selam biliyorum çok gecikti bölüm ama pek bişey yazamadım. Hem yazsamda ne vote atıyorsunuz ne de yorum yapıyorsunuz. Eğer istemiyorsanız lütfen bunu belirtin bende ona göre hikayeyi devam ettiriyim ya da kaldırıyım. Siz karar verin lütfen......
İyi okumalar...
Z. A.
Sabah uyandığımda yine hiç bıkmayacağım yüz olan kocamın yüzünü gördüm. Daha sonra dün yatağa gelmediğim aklıma geldi ve kocama sıkıca sarılıp öptüm onu. Tabi benim öpmemle biraz kıpırdanıp gözlerini açtı.
" Güzelim günaydın."
"Günaydın aşkım."
" Yine sabah mı oldu ya?"
" Maalesef aşkım hadi kalk bakalım."
" Ya Zeynep bugün birlikte burda mı zaman geçirsek."
" Çok isterdim aşkım ama maalesef bugün kafenin son dokunuşlar kaldı. Onu halletmemiz gerekiyor."
" Zeynep bak yine yorulucaksın yapma aşkım."
" Olsun ben iş yaparken mutlu oluyorum. "
" Kendini bu sefer yormamaya çalış. Bak arıycak seni hem öğlen birlikte yiyelim yemeği tamam mı? "
" Tamam sevgilim. O zaman hadi kalkalım da kahvaltıyı hazırlayalım. "
Dedim ve Keremi beklemeden yataktan kalkıp mutfağa geçtim. Kahvaltıyı hazırlamaya başlarken Keremde geldi ve birlikte kahvaltıyı hazırlamaya başladık. Daha sonra hızlı bir kahvaltı yapıp yatak odasına girip üzerimizi değiştirdik.
" Zeynep üzerini değiştirir misin?"
" Hayır Kerem bey değiştiremem."
" Ya Zeynep sen artık evli bir bayansın lütfen çıkartır mısın onları?"
" Ya benim evli olup olmadığım mı sorun Kerem. Hem ben ne istersem onu giymekte özgürüm lütfen sende hazırlan ve çıkalım. "
Dedim ve salona geçip etrafta bir şeyler var mı diye bakıp hızlı bir şekilde toparladım. Ben bunları yaparken yanıma Kerem geldi ve birlikte evden çıkıp arabaya bindik.
" Aşkım bak kendini çok yoruyorsun. "
Dedi ve arabayı çalıştırıp sahile sürmeye başladı.
" Kerem ben yorulmuyorum ki tam tersine mutlu oluyorum. Lütfen karışma olur mu?"
" Zeynep bak ben senin yorulmanı istemiyorum lütfen sende beni anla."
Dedi ve ışığa yakalandığımız için bir süre bekledik. O sırada bende biraz düşünmeye başladım. Acaba bende mi bir sorun yoksa Kerem de mi?
" Sen sus sadece ya. Ya dün yorgunluktan uyuya kaldın. Ben seninle zaman geçirmek için koşa koşa eve geliyorum ama yok. Zeynep biz seninle rahat takılalım diye evlendik."
" Ha sen sırf o yüzden evlendin benimle. Süper ya. Kerem ben sana yermek için elimden geleni yapıyorum farkında mısın? Ama yok beyefendi sırf onun için evlenmiş benimle ya. "
Dedim ve sinirle arabadan inip karşıya geçtim. Sonra yol boyunca yürümeye devam ettim. Neredeyim yada nereye gidiyorum hiç düşünmeden yürüdüm. Ayaklarım ağrıyan kadar yürüdüm. Daha sonra aklıma annem geldi ve bir taksiye atlayıp mezarlığa gittim.
" Anne biliyorum çok uzun zaman oldu buraya gelmeyeli. Ben bu ara o kadar yoruluyorum ki ne yapmam gerektiğini bilmiyorum anne. Keşke sen sen şimdi burda olsan sarılsan bana bunların bir gün geçeceği yalanı bana söylesen. Olmaz mı anne? Hadi kalk şimdi oradan gel yanıma sıkıca sarıl bana ve bir daha bırakma beni. Bazen gece kalkıp bunu diliyorum anne. Biliyorum olmayacak ama benimde elimden başka bir şey gelmiyor anne. "
Zaman geçmeye devam ediyor ama ben olduğum yerden kalkmıyorum. Kalksam ne yapıcam ki? Nereye gidicem. Şimdi bir babam olsa onun evine giderdim ama o da yok ki. Kalksam yine aynı yere gidicem yine bana onca sözü söyleyen adama gidicem ve bir şey olmamış gibi hayatıma devam edicem. Peki ben bunu yapabilicek miyim. Uzun süre bunları düşündüm ta ki telefonumun sesi duyulana kadar. Elime telefonu almamla arama sonlandı. Kimin aradığında baktığımda iste birçok cevapsız arama olduğunu gördüm.
" Zeynep neredesin sen? O kadar aradım açmadın?"
" Kerem ben şey.... Benim kafam o kadar karıştı ki ne yapıcam bilmiyorum."
" Zeynep sen beni yanlış anladın ben öyle söylemek istemedim. Bak ben senin sadece yorulmanı istemiyorum. Lütfen beni yanlış anlama. Hadi güzelim söyle neredesin. "
" Kerem ben şey deyim annemin yanında. "
" Güzelim hiçbir yere kıpırdama ben geliyorum tamam mı? "
" Tamam. "
Dedim ve Kerem 'in bir şey demesini beklemeden telefonu kapattım ve gelmesini bekledim.
Yaklaşık yarım saat sonra koşarak yanıma geldi.
" Zeynep güzelim iyi misin? "
" Hı hı. "
" Peki bu halin ne? Zeynep üstün hep çamur ellerinde hep diken olmuş."
" Yok bir şeyim gidelim mi artık?"
Dedim ve yerden kalkıp arabaya doğru yürüdüm ve kapıyı açık bindim. Biraz sonra Keremde geldi ve sessiz bir şekilde yola çıktı.
Ev
Eve gelir gelmez kendimi banyoya atıp kapıyı kilitledim ve kendimi sıcak suyun içine attım. Su tenimi ısıtırken benim yaptığım tek şey sadece beklemek oldu.
" Zeynep güzelim. Çık artık bak kaç saattir oradasın. Zeynep bak korkuyorum."
Sanki onun dediklerini duymuyormuş gibi yıkanmaya devam ettim. Biraz daha durduktan sonra bornozumu giyip çıktım ve Keremle karşılaştım.
" Zeynep yapma konuş benimle hadi güzelim konuş. Zeynep bak korkmaya başlıyorum. "
" Ben sadece yalnız kalmak istiyorum Kerem. Lütfen yalnız bırakır mısın beni?"
Dedim ve yanından geçip yatak odasına girdim ve dolaba uğramadan kendimi yatağın üstüne attım ve gözlerimi kapattım.
K. A.
Bu ara ne diyeceğimi düşünmeden söyleyip insanları üzüyorum. Bugün olanlardan sonra artık konuşmamayı bile düşünüyorum Zeynebe bugün söylediklerim o kadar yanlış şeylerdi ki keşke demekten başka şansım yok şuanda.
Zaman geçiyor ama ben hala yatak odasının kapısında bekliyorum. En sonunda dayanamayıp yatak odasına giriyorum ve hiçbir zaman vazgeçmekten sıkılmayacağım yüzü Zeynep görüyorum. O kadar yorulmuş ki bornozlo uyuya kalmış. Yavaşça yanından kalkıp mutfağa geçtim ve salaklığımı affettirmek için güzel bir akşam yemeği hazırlamaya başlıyorum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlatamadım
Teen FictionSiz hiç doğduğunuz da annenizi öldürmek zorunda kaldınız mı? Yaşamı doğduğu günden beri berbat olan bir kızın hikayesi. Babasız büyüyen bir kızın hikayesi...