Mine'den
Başıma konulan öpücükle birlikte gözlerimi açtığımda karşımda kucağında tepsiyle her zamanki gibi nazikçe bana bakan Azra'yı görünce gülmeye başlayınca alnıma bir öpücük bıraktı.
"Bu kadar erkenden niye ayaktasın ki öğlene kadar toplantın falan yok." Yatakta doğrulduğumda hazırladığı kahvaltıyı yedirmeye başladı.
"Belki öğlene kadar toplantım olmaya bilir ama senin 9:30'da yani bir saat sonra sınavın var ve duş alıp anca hazırlanacaksın."
Hatırlatmasıyla birlikte aceleyle yataktan fırlayıp banyoya koştuğumda sakin adımlarla arkamdan gelerek kapı girişine yaslanarak beni izlemeye başladı. Mümkün olduğunca gözlerine bakmamaya çalıştım çünkü bir saniye için bile baksam anında domates gibi kızarırdım. Her ne kadar kendisi romantiklik veya benzeri şeyleri bilmediğini söylese bile fazlasıyla başarılıydı.
Belimde hissettiğim ellerle irkildiğimde kafasını omzuma koymuş ve bayıldığım şekilde bana bakıyordu. Hafifçe gülerek ona dönüp ellerimi boynuna sararak çenesine öpücük bıraktığımda küçükte olsa gülümsedi.
"Acele etmene gerek yok.Paniklemeden rahat hazırlan diye seni bir saat erken kaldırdım."Kafamı sallayıp öpmek için hamle yaptığımda yine kasılsa bile karşılık vererek bir süre sonra beni kucağına aldığında bacaklarımı beline dolayıp ellerimi saçına geçirdim.
Yatağa oturduğu sırada tişörtüne uzandığımda biraz geri çekilerek nazikçe ellerimi durduğunda sınıra geldiğimizi anlamış oldum.Ama yine de ilerleme vardı çünkü önceden öpüşmemiz bir dakika falan sürerdi.
"Benimle daha rahat hareket etmeye başladın." Bunun bir soru olmadığını o da biliyordu ve bu yüzden sadece kafasını sallayıp yüzünü boynuma gömdüğünde gözlerimi kapatıp bende sarılmasına karşılık verdim.
***********
"Eee seninkiyle durumlar nasıl?" Kahvemin parasını verirken Ece'nin sorusuna cevap vermeden bahçeye çıkarak gölge bir yere oturduğumuz da yüzünde sabırsızlanmaya başladığını gösteren bir ifade oluşmaya başlamıştı."Anlatıcak bir şey yok.Öyle normal bir ilişkimiz yok ama benim hoşuma giden şeyde bu,yani söylediklerinin yaptıklarının hepsi gerçek ve bunları beni veya başkasını memnun etmek için yapmıyor.Bu yüzden birlikte yaptığımız bir şey de acaba diye endişelenmek zorunda değilim."Lafımı bitirmemle birlikte yüzünde gülümsemeyle beni izliyordu.
" Peki onunla tanışıp biraz zorlasam nasıl davranır."
"Azra öyle şiddet yanlısı biri değil.Tamam korkutucu olabilir ama bana veya ailesine karşı öyle değil.Sen onu zorlasan bile muhtemelen sen benim en iyi arkadaşım olduğun için sana iyi davranır."
Şaşırtıcı olanlardan biride buydu.Azra sinirli ve kavgacı görünebilirdi ama aksine soğuk kanlı davranırdı.Gerçi bazen aşırı kıskanç olabiliyor ama çok şikayet ettiğim söylenemez.
"Peki kendini ne biliyim 5 sene sonra da onunla birlikte görüyor musun?"
"Korkutucu olanlardan biri de bu Ece.Çok rahat bir şekilde onunla değil 5 yıl 10 yılı bile görebiliyorum.Azra fazlasıyla zor biri ve bazen ne yapacağımı bilmiyorum."
"O zaman düşünmen gerek.Azra bu kadar duygu veya düşünce karışıklığına değer mi? Ama eğer söylediğin gibi hissettirip kendini uzun yıllar onunla görebiliyorsan... "
Sonunu bildiğim konularda rahat olabiliyorum.Örneğin iyi çalışmaya devam ettiğim sürece okulu iyi bir şekilde bitireceğimi biliyorum.Ama Azra tek başına kocaman bir gizem,kötü biri değil ama bazen öyle soğuk davranıyor ki gözlerine salise bile bakamıyorsunuz.
********
Azra'dan"Burda ne işimiz olduğunu söyler misin?"Tam tamına 45 dakikadır genelde liselilerin olduğu bir cafenin bahçesinde oturuyordu ve Tuğçe hanım bir yerlere dalıp duruyordu.
" Bir süre önce kendimle ilgili büyük olabilecek bir şey keşfetmiş olabilirim."Ona doğru baktığımda hafif utanmış bir şekilde önce bana sonra baktığı yere döndüğünde ben de bu kez o tarafa baktığımda kahverengi saçlı bir kızın gülüp durmasını izliyordu.
"Hmm,bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" Hafif pembeleşen yanaklarıyla kafasını salladığında oflayıp elini tutarak sıktığımda biraz rahatlayarak bana döndü.
"Kim olduğudan asla utanma Tuğçe.Evet yani her ne kadar modern bir zamanda yaşadığımızı söylesek de etraf bir çok geri kafalı dolu hele Türkiye eşcinselliği hastalın olarak görüp top veya ibne diye dalga geçip aşağılayan insanların olduğu bir yerde yaşamak zor ama asla unutmaman gereken bir şey var.
Ailen ne olursa olsun arkanda,melek gibi görünen ama istediğinde aşırı korkutucu olabilen bir annen,en ufak bir saygısızlıkta saldırıya geçebilecek baban ve erkek kardeşin ve aşırı korumacı gerekirse psikopat olabilecek eşcinsel bir kardeşin var.
Belki bir kaç yorum olucak ama bunlara aldırmamayı öğrenmelisin.Tanıdığın ve sevdiğin insanlar senin yanında tanımadığın bazı gerizekalılar boş konuştuysa bırak konuşsunlar elbet geçer gider ve unutulur."
Eve geldiğimiz zaman gelen seslerle mutfağa ilerlediğimde Mine'nin hafif dans ederek yemek hazırladığını görünce Tuğçe'yi sessiz bir şekilde yanıma çekip onu izlemeye başladığımda kafasını omzuma koyarak aynı şeyi yapmaya başladı.
Fark ettirmeden arkasından yaklaşıp sarıldığımda çığlık atınca Tuğçe ile birlikte gülmeye başladık.Arkasını dönüp vurmaya başladığında her zamanki kafamı boynuna doğru yaklaştırıp sarılınca elleri anında saçımı sevmeye başladı.
"Her seferinde bunu yapıyorsun." Geri çekildiğim zaman Tuğçe'nin yanına giderek ona sarıldığında konuşucakları şeyi bildiğim için üstümü değiştirme bahanesiyle yukarı çıktım.
********
Mine'den"Mine konuşabilir miyiz?"Çekingen çıkan sesiyle birlikte şaşırsamda onaylayarak sandalyeye geçerek karşısına oturdum. Elleri hafif titremeye başladığında ellerine uzandığımda sıkıca tutarak karşılık verdi.
" Bana her şeyi anlatabilirsin.Şimdi biraz sakinleş tamam mı?"Bir süre ellerimize bakarak derin nefes aldıktan yüzüne bakmaya başladı.
"Yaklaşık 2 veya 2,5 ay önce Ezgi şirkete ziyarete geldiğinde yanında benim boylarımda belki biraz kısa kahverengi saçlı, kahverengi gözlü sevimli ve çok güzel bir kız vardı.O andan itibaren bi çekim hissetmeye başladım önce önem vermedim hafif bir hoşlantı dedim.
Ama arkadaş olup konuşmaya başladığımız andan itibaren duygular daha da yoğunlaşmaya başladı ve ben kafayı yemek üzereyim Mine."
"Peki niye bu kadar zaman içinde tuttun."
"Ben bilmiyorum galiba yüksek sesle ben eşcinselim demek korkuttu." Yanına gidip sarıldığımda küçük bir çocuk gibi bana sığındığında kafamı onunki nin üstüne koyup sırtını sevmeye başladım.
"Korkutucu haklısın ama canım unuttun herhalde ben kız kardeşin birlikteyiz. O yüzden söylemek için bu kadar bekleyip gerilmenin anlamı yok." Bir süre öyle kaldığımızda arkamızdan gelen öksürük sesiyle döndüğümüzde Azra kıskanç bir ifadeyle bana baktığında gülerek yanına gittiğimde aynı Tuğçe aslında her zaman yaptığı gibi sarıldığında rahatladığımı hissederek iyice sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Kalp (GxG)
Teen FictionYalnızlığın soğuk nefesi doğduğu andan beri ensesinde... Dışarıdan yaşıyor gibi gözükse de içerisi acıdan yıkılmış harabe gibi...