YK-17

243 25 0
                                    

Azra telefonunun ekranında gördüğü isimle serin bir nefes alırken dosyayı kapatarak telefonu cevapladı.

"Her gün böyle aramaya devam mı edeceksin?" Karşıdan gelen gülme sesiyle ufak da olsa sırıtmasına engel olamadı.

"Normalde yanında olurdum ama sen kabul etmedin."

"Çünkü özellikle planın bu aşamasında yanımda olman hepinizi tehlikeye atar ve en başından beri yaptığım her şey mahvolur."

"Tamam ama diğerlerine de söylememiz gerek."

"Şu an değil neyse şimdi kapatmam gerek sonra görüşürüz Kerem."

Nusret izlediği videoya ya sinirle bakarken kendine hakim olamadan bilgisayarı hızla duvara fırlatarak parçalara ayırdı.Her seferinde ondan kurtulduğunu düşündüğü anda önüne yeni bir engel çıkıyordu.

Bunu o kadar uzun  süredir planlıyordu ki en ufak bir başarısızlığa tahammülü yoktu. Telefonunu aldıktan sonra acil yazan bir mesaj yolladı ve kısa süre sonra adamının kapıdan hızla girmesini izledi.

"Hemen planın son aşamasına geçilmesini istiyorum." Adamı onaylayıp odadan çıktıktan sonra  çekmeceden fotoğrafı çıkarıp kızgın ama özlem dolu bir ifadeyle baktı.

**********

"Neden özellikle bu gece çıkmak zorundayız?" Kerem  kardeşi ve arkadaşına cevap vermezken telefonuna gelen mesajla sırıtarak evden dışarı çıktı. Kimse onun bu davranışına bir anlam vermese bile önceden kabul ettikleri için arabaya binerek onu takip ettiler.

"Kerem özellikle böyle olmanın bir nedeni var mı?"

"Bak canım kardeşim, size özellikle de Mine'ye kanıtlamak istediğim bir şey var. Size her şeyin bazen göründüğü gibi olmadığını göstericem." Tuğçe ilk başta bir anlam vermezken araba durduğunda binanın önünde bekleyeni görünce sinirli bir ifadeyle tekrar ona döndü. Kerem cevap vermeyince oflayarak arabadan indiler.

"Bari sen neden burada olduğumuzu söyle Haluk hiç bir şey bilmemek sinirimi bozuyor."Haluk tamam anlamında işaret yaptıktan  sonra kapıya doğru ilerledi ve iki kere vurarak açılmasını bekledi.

Kısa süre sonra hepsi içeri girdiklerinde kızlar mümkün olduğunca Haluk'a yakın yürümeye çalıştılar.Bar kısmına geldikleri zaman Haluk onlara bir yeri göstererek konuşmaya başladı.

"Burada kafes dövüşleri  yapılıyor ve burda olmanızın nedeni bu huzursuzluktan sıkılmış olmam." Kızlar ringe baktıklarında Azra'nın kendisinden 2 santim kısa ama yapılı biriyle dönüştüğünü gördüklerinde şaşkınlık ve paniklerine  engel olamadılar.

"Azra kaba, duygusuz ve sevgisiz olarak görülebilir ama asla yalancı veya onursuz değil.Size olan davranışlarının bir açıklaması var. Kerem'in bu gece sizi buraya getirme sebebi ise herşeyi öğrenmiş olması."
Kızlar cevap vermek yerine Azra'nın rakibini yenerek oyalanmadan dudağını silerek gözden kaybolmasını izlediler.

"Ayrıca sizinde onu özlediğinizi biliyorum. Bu yüzden bir planımız var ve o da kıskançlık olucak."

"Peki kim olucak?"

"Aslında ilk başta sadece birinizi düşündük ama onu kudurtmak istiyoruz bu yüzden ikiniz birden burda duracaksınız ve bir aksilik olma olasılığı yüzünden bizi görebileceğiniz bir mesafede olacağız."

Mine

Tuğçe ile birlikte bara yaslandığımız sırada etrafa bakınırken ister istemez  gerilmeye başladım. Çünkü etrafta fazlaca sarhoş ve iğrenç görünen tipler vardı.

Hayır yani Azra bundan daha iyi bir yer bulamamış herhalde. Ben ne kadar huzursuz görünüyorsam Tuğçe ' de aynı haldeydi sadece biraz daha iyi saklıyordu. Azra'ya bakınmaya devam ederken omzuma konan elle birlikte oraya döndüğümde iki tane bizim boyumuzda çocuk ellerinde biraz şişesi ve yüzlerinde uyuz bir sırıtmayla bize bakıyorlardı. Çocuğun kolunu omzumdan  çekerek Tuğçe'nin yanına yaklaştığımda Haluk abi ve Kerem'i görünce rahatlasam da fazla belli etmemeye çalıştım.

"Sizin gibi güzel kızların burada yalnız ne işi var?"

"Leş kokulu tipleri ilgilendirmeyen işlerimiz var ve bu klişe saçma laflarla ancak kafası güzel olan birini etkileme şansın var. Tabi o şansın  ne kadar yüksek olduğu tartışılır."

Kendimi gülmemek için zor tutarken Tuğçe kendinden emin bir şekilde sırıtıyordu. Gerçi normal sonuçta Azra gibi bir kardeşi vardı ve spor salonu ciddi anlamda etkisini gösteriyordu. Bileğime sıkıca dolanan el ile kendime geldiğimde çocukların kızgın bir ifadeyle burnumuzun dibine kadar geldiklerini gördüm ama dikkatimi çeken şey Haluk abinin rahat bir ifadeyle durmasıydı.

"Burda yalnız olmanıza rağmen fazla özgüvenlisiniz."Bizi bara ittikleri sırada duyduğumuz ses ile birlikte sakinleşmeme  engel olamadım.

" Yalnız olduklarını kim söyledi?"Bir anda Tuğçe'yi tutanın kafasında şişe patlayıp yere yığılırken beni tutan ise üzerimden çekilip resmen duvara  çivilendiğinde  sonunda sinirden patlamak üzere olan Azra'yı gördüm.

"Sizin gibi farelerin eline koluna sahip çıkması gerekiyor." Çocuğun boynunu biraz daha sıkmaya başladığın da düşünmeden ona yaklaştım çünkü durmaya niyeti yoktu alnındaki damarlar patlamak üzereydi.

Arkadan sarıldığımda ilk başta fark vermese bile boynundan öptüğüm de göz ucuyla bana bakıp çocuğun kafasını bayıltacak sertlikte duvara vurup yere yığılmasını izledikten sonra hızla beni kendisine çekerek dudaklarıma yapıştığında önce şaşırsamda kısa süre sonra kollarımı boynuna dolayıp karşılık vermeye başladım.

Bunu sakinleşmek için yaptığını biliyordum çünkü ilişkimizin ilk zamanlarında itiraf etmişti ve tabi ki bende çok tatlı bulmuştum. Nefesimiz bitip geri çekildiğinde bir süre beni ve Tuğçe'yi inceledikten sonra suratında panik dolu bir ifade belirdi ve hızla yanımızdan uzaklaşarak gözden kayboldu.

Diğerleri yanımıza geldiklerinde suratlarında ki ufak gülümsemeyi umursamadan dışarıya çıkmak için harekete geçtim. Arabaya bineceğimiz sırada boynumda hissettiğim acıyla birlikte gözlerim  kapandı.

*********

Haluk gözlerini açtığında ağzındaki metal tadından kurtulmak için hafifçe yana dönerek tükürdükten sonra zorla ayağa kalktığında kaputun üzerinde ki kağıdı alıp inceledikten sonra sinir ve üzüntüyle birlikte küfredip gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve arabaya binerek hızla sürmeye başladı.

Yaklaşık bir saat sonra evin önüne geldiğinde vücundaki sızlamaya aldırmadan hızla inerek eve yöneldiğinde kapıyı aralık görmesiyle alarma geçerek silahını çıkararak içeri girdikten sonra sakin adımlarla salona geldiğinde hırpalanmış bir Nazlı ve başında sinirle duran bir Azra görünce hafifçe öksürerek dikkatlerini çekti.

İkiside ona döndüklerinde Haluk silahını kaldırıp yanlarına yaklaşarak kendini koltuğa bıraktı.

"Sana ne oldu böyle!"

"Nusret veya Görkem'in adamlarıydı. Herşey birden oldu nereden çıktıklarını anlamadım."

Azra kafasını sallasa bile akkı a gelen şeyle birlikte koşarak evden çıkarak yan tarafa geçti ve etrafı dağılmış görmesiyle küfrederek sertçe sehpayı tekmeledi. O sırada telefonu çalınca arayanı tahmin ederek hemen cevap verdi.

"Nereye sakladın onları?" Karşıdan gelen gülme sesiyle daha da sinirlenirken gözlerini sıkıca yumdu.

"Zeki olduğunu hep biliyordum ve beni yine yanıltmadın.Ama merak etme Azra iyiler ama şimdilik seni arama sebebim ise oyunun resmi olarak başladığını söylemek." Telefon kağandığı zaman Azra telefonu hızla duvara fırlatarak parçalara ayrılmasını izledikten sonra duyduğu ayak sesleriyle arkasını döndüğünde diğerlerinin de sinirli bir ifadeyle kendisini izlediğini gördü.

"Şimdi napıcaz Azra?"

"Oyun oynamak istiyorlarsa bizde oynarız.Ve ne olursa olsun diğerlerine bir zarar gelmiyecek ama o şerefsizleri diri diri yakıcam."

Yalnız Kalp (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin